Küba: Karayiplerde El Değmemiş Bir İnci

Küba, Karayipler’de el değmemiş bir inci gibi… En azından şimdilik, Amerikan markaları henüz her yeri sarmamış, sokaklarda Starbuckslar görmüyorken… Bu egzotik ada, kesinlikle yaşanması gereken bir tecrübe gibi. Havana’da neler yapabilir, nerelere gidebilir, neler yiyip içebiliriz?

Bu soruların cevabına geçmeden önce, Küba vizesi ile başlamak istiyorum. Küba vizesini, 50 Euro ödeyerek, Ulus’taki bir turizm acentesinden çok kolay bir şekilde alabiliyorsunuz. Pasaport yanınızda olmasa dahi, sadece pasaport fotoğrafını göstermek yeterli. İletişim bilgilerini almak için @muteblogg ‘dan DM ile benimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir diğer önemli konu ise, ulaşım. Ben, San Francisco’da yaşadığım için Cancun aktarmalı gitmeyi tercih ettim. Tabi Cancun’a kadar gitmişken, Tulum’da kalmamak olmaz. İki gece Tulum’da kaldıktan sonra, Cancun Havaalanı’ndan Interjet ile Havana’ya bir saatlik bir uçuş yaptım. Küba’ya kadar gelmişken, çok yakınındaki güzellikleri keşfetmek, Cancun veya Tulum’da bir kaç gece geçirmek çok güzel bir fikir olabilir, bilginize. Ama Türk Hava Yolları’nın yeni başlayan direk uçuşları da şüphesiz ki çok cazip.

Küba’ya gitmeden önce iletişime geçip ayarladığım yerel bir tur rehberi araciligi ile, konaklama ve ulaşımımız için her türlü rezervasyonu yaptırdım. Havaalanına akşamüstü vardığımızda arabamız hazırdı. Tur rehberimiz bizi karşıladıktan sonra, ilk olarak havaalanında döviz bozdurmayı tavsiye etti. Havana Havaalanı’ndaki döviz bürosu, en çok tavsiye edilen döviz bürolarından biri. Normalde havaalanlarındaki döviz bürolarını çok da kârlı olmadığı için bir çok zaman tercih etmeyiz belki de, ama Küba’da güvenilir olması nedeniyle havaalanındaki döviz bürosunu tercih edebilirsiniz. Yanınızda Amerikan Doları değil, kesinlikle Euro bulundurun. Küba’da ambargo nedeni ile, Amerikan doları bozdurmak istediğinizde çok daha düşük kur veriliyor ve çok zarar etmiş oluyorsunuz. En doğru çözüm yanınıza Euro alarak, Küba’nın turistler için olan para birimi “CUC” a çevirmeniz. Çünkü Küba’da iki farklı yerel para kullanıldığını, Küba halkının CUP ve turistlerin CUC kullandığını unutmayın. Yaklaşık olarak 1 CUC, 1 Amerikan Doları’na tekabül ediyor.

Küba’da konaklamak için otelleri tercih edebilirsiniz. Ancak benim tavsiyem yerel halkın kendi evlerinde kalmanız ve gerçek Küba kültürünü yakından tanıma fırsatı bulmanız. Kiralayacağınız bu evlerde genelde kahvaltı da dahil olup, otele göre çok daha uygun fiyatlara konaklama şansınız olacaktır. Ben konaklamak için Miramar Bölgesi’ni tercih ettim. Kübalı bir ailenin pansiyon şeklinde işlettiği, Havana’nın en sosyete muhitlerinden biri olarak bilinen Miramar’daki evimiz çok şirin ve ev sahiplerimiz çok sıcaktı. Her gün sundukları tropikal meyvelerden oluşan leziz kahvaltı ile  gönülleri fethettiler. Ancak unutmamak gerekirki, araba kiralamiyorsaniz, Old Havana’da bulunan evleri tercih etmeniz ulaşımınızı çok daha kolaylaştıracaktır.

Old Havana’daki favori mekanlarımdan biri, Küba’nın en ünlü otellerinden, Ernest Hemingway’e 7 yıl boyunca ev sahipliği yapmış güzel otel Ambos Mundos’un terası oldu.  Ernest Hemingway’in yaşadığı oda, günümüzde müze şeklinde sergileniyor. 5 CUC ödeyerek bu odayı ziyaret edebilir, eşyalarını görebilirininiz. Ambos Mundos Oteli’nde Küba’nın harika manzarası ve yerel canlı müzikleri eşliğinde harika bir akşam yemeği yiyip, pina colada (ananas içinde servis edilen rumdan yapılan harika bir kokteyl) içerek Küba’ya gelmenizin tadını çıkarabilirsiniz. Küba belki de beklediğinizin tersine, turistler için çok da ucuz değil. Burada bir akşam yemeği için, kişi başı 20-25 CUC civarı bir hesap ödemeye hazırlıklı olun.

Akşam yemeği için  bir diğer alternatif ise yine Old Havana’da bulunan güzel manzarası ve terası ile meşhur olan restoran La Moneda olabilir. Burada güzel bir akşam yemeği yiyip, içkinizi içmek, kişi başı yaklaşık 25 CUC civarı tutabilir.

Old Havana’da Ernest Hemingway’in en sevdiği iki bardan birincisi olarak bilinen, mojitosu ile meşhur olan La Bodeguita del Medio, Havana’da mutlaka gidilmesi gereken mekanlar arasinda yer aliyor! Mojitonun tanesi 5 CUC olup, yerel Havana romlarından yapıldığı için kesinlikle denemelisiniz derim! 

Ernest Hemingway’in ikinci favori mekani ise, “daiquiri” si ile ünlü bar, Floridita’yi mutlaka denemeli, burada Küba müzikleri yapan grupları canlı dinlemelisiniz. Bu bar benim Küba’da açık ara en sevdiğim mekan oldu! 

Akşam için bir alternatif de, Buena Vista Social Club’ın canlı performansını güzel bir akşam yemeği eşliğinde izlemek olabilir. Bunun için rezervasyon yaptırmayı unutmayın! Ya da  Küba’daki en ünlü ve popüler gece kulüplerinden biri olan Casa De La Musica’yı, Kübalı grupların canlı müziklerini dinlemek istiyorsanız, denemeniz lazım!

Bu tatlı restoranların ve de güzel barların yanı sıra, Havana’yı sanatı, doğal güzellikleri ve tarihi ile bir bütün olarak keşfetmek gerekiyor!

Küba’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri “Casa Fuster”. Küba’nın en ünlü sanatçılarından biri olan José Rodríguez Fuster, seramikleri işleyerek kendi evini ve hatta çevresindeki evleri de adeta açık hava müzesi haline getirmiş. Evin içine girebilir, avlusunu gezebilir, sanatçının eserlerinden satın alabilirsiniz.

Ünlü sanatçının evini ziyaret ettikten sonra, puro fiyatlarını öğrenmek, nasıl sarıldığını görmek isteyenler için Cohiba’nun Hemingway Marina’sındaki mağazasını ziyaret etmelerini öneririm. Tabii ki buradan alacağınız purolar çok pahalı, ama devlet kontrolünde üretilip, onaylandıktan sonra satışa sunuluyor. Cohiba, Fidel Castro için üretilmeye başlanmış olup, dünyanın en pahalı puro markalarından biridir. Küba ekonomisinde ihracatı ile önemli bir yere sahip olduğu için, tütün üretimi ve puro satışları devlet kontrolünde yapılmaktadır.

Havana’nın doğal güzelliklerini keşfetmek istiyorsanız, Havana Ormanı’nda bir mola verebilirsiniz.  Havana Ormanı’nı, klasik araba turunuzun bir parçası olarak da ziyaret edip görme şansı yakalayabilirsiniz.

Havana Ormanı’ndan sonra, rotanızı Havana’nın sembolü olan Devrim Meydanı olarak bilinen “Revolution Square”a doğru çevirebilirsiniz. Bu meydan Kübalılar için çok özel, çünkü Fidel Castro’nun genelde konuşmalarını yaptığı, Che Guevara ve halk kahramanı Jose Marti’nin anıtlarının bulunduğu meydandır.

Bir sonraki durağımız, Küba’nın en unlu ve eski otellerinden olan, Frank Sinatra’dan Putin’e kadar bir çok ünlüyü, devlet başkanını ve diplomatı ağırlaması ile bilinen, ve tarihçesi ile de önemli olan , mükemmel manzaralı Hotel Nacional de Cuba oldu.  Nacional Oteli ziyaretinizin ardından, yakınında bulunan, ünlü Küba filmi Fresa y Chocolate (Strawberry and Chocolate)’ı izlediyseniz size tanıdık gelecek dondurmacı Coppelia’da dondurma keyfi yapabilirsiniz. Coppelia, Havana’da mutlaka denemeniz gereken bir dondurmacı. Dört farklı girişi olmasına rağmen bütün kapılarında metrelerce sıra oluyor. Kapısında belki bir saat sıra bekleyebilirsiniz; ama bu dondurma tabaklarını denemenizi tavsiye ederim.

Klasik araba kiralama, Küba’da yapılması gereken bir aktivite. Klasik, üstü açık arabanızı kiralayıp, güzel bir Havana turu yapıp, Havana’nın görmediğiniz yüzünü ve sokaklarını görme şansı yakalayabilirsiniz.

Havana’dan dönmeden önce hediyelik eşyalar almak istiyorsanız, San Jose marketine mutlaka gitmelisiniz. Bu büyük hediyelik eşya marketinde istediğiniz kadar pazarlık yapabilir, güzel hediyelik eşyaları uygun fiyatlara alabilirsiniz.

Küba unutulamayacak bir tecrübe, yeni bir bakış açısı 🙂

 

Tuğçe Düzener

Yorumlar