Hafta sonu Heybeliada: Nereleri Görmeli, Nereye Yürümeli
Şehirde bahar çanları çalmaya başladıysa Adalar yolları da göründü demektir. Benim için Heybeliada kendimi bildim bileli hep bir adım daha önde oluyor. Belki anne tarafım çocukluğunu bu adanın sokaklarında geçirdiğinden ada sokaklarında onları oynarken hayal etmek iyi hissettiriyordur.
Aslında kış aylarındaki sessizliği ve sakinliği de ayrı bir güzel olan Heybeliada ilkbaharla birlikte bambaşka bir güzelliğe bürünüyor. Bunda tabii ki doğanın uyanışının etkisi büyük.
Her yeri saran yasemin çiçeklerinin kokusu, ağaçladan fışkıran bahar dalları ve güneşin vurduğu eski ada evlerinin ortaya çıkan güzelliği adayı daha da çekici hale getiriyor.
İster sakince yürüyün, ister bisikletle adayı baştan sona dolaşın, isterseniz de koşuya çıkın; her halükarda bu güzellikleri deneyimleyeceğiniz kesin.
Peki sabah erkenden adaya vardınız ve bir günde Heybeliada’da neler yapılır diyorsanı bu kısa notlarım faydalı olabilir.
Bu önerilerden yola çıkarak siz de kendi ada ritüellerinizi oluşturabilirsiniz;
Adaya vardığınızda hemen sahil hattındaki Nazlıgül Börek’te çay ve bilumum pastane ürünleri eşliğinde denize karşı bir kahvaltıyla güne başlayın.
Adada farklı yürüyüş rotaları ve birbirinden güzel sokaklar var. Biraz da kendi hislerinize göre bir yol takip etmek en iyisi. Benim favorim Deniz Harp Okulu’nun önünden başlayıp Lozan Zaferi Caddesi’ne bağlanmak ve oradan yürüyüş rotamı başlatmak.
Bahsi geçen caddeden yürürken yanınızda şahane evler, ağaçlar, minik yokuşlar göreceksiniz. Onlarla ilgilenirken biraz ileride karşınıza Heybeli Sahaf çıkacak. Dışarıdan ilgiyi hemen çeken bu renkli dükkanın içi de zamanda yolculuk ettiren bir dokuya sahip. Eski kitapların arasında uzunca vakit geçireceğinize eminim.
Sahafın karşısında ise içindeki tüm detaylarıyla bir başka eskiye götüren mekan karşılayacak sizi. Adalıların ve ziyaretçilerin kısa sürede müdavimi olduğu Luz Cafe küçük bir kahve veya yaz aylarında limonata molası vermek için ideal. Kareli örtülerinde molanızı verdikten sonra cafede satılan tatlı objeleri de inceleyebilirsiniz. Mekanı sahibi Buket’e benden selam söylemeyi unutmayın.
Luz’un hemen yanında adanın reçelcisi Ev’den Reçel Bu mini mini tatlı dükkanda envai çeşit ev yapımı reçel bulunuyor. Dükkanın sahibi aynı zamanda reçelcisi hanım her zaman orada olmadığından dükkan kapalı olabilir. Ama genellikle kapıya numarasını bırakıyor. Aradığınızda yakınlardaki evinden gelip size dükkanı açıyor.
Yürüyüş esnasında karşınıza çıkacak İnönü Evi Müzesi’ni gezmenizi tavsiye ederim. İsmet İnönü’nün bir rahatsızlık geçirdiği yıllarda doktor tavsiyesiyle istirahat için seçtiği Heybeliada bir zaman sonra adıyla özdeşleşir. Tekrar görevine dönse de yaz aylarında mutlaka adaya gelmeye devam derler. Vefatından sonra bir dönem daha kullanılır ve ardından müze olarka herkesin ziyaretine açılır. Geçmiş yıllardan fotoğraflar, İnönü ailesinin eşyaları ve evin sadeliği ile mutlaka uğramanız gereken tarihi bir nokta.
Biraz tırmanışlı, yer yer yorucu ama bol ağaçlı bir yolun ardından Ruhban Okulu’na ulaşabilirsiniz. Artık okul olarak kullanılmayan bu müthiş binanın dersliklerini, odalarını gezerken içinizi bir hüzün kaplayacak. Ama enfes manzaralı bahçesinde huzur bulmanız garanti.
Eğer farklı bir yol tutturmak ve adanın diğer tarafına gitmek isterseniz de Çam Limanı Yolu harika bir tercih olacaktır. Adı gibi çam ağaçları ile dolu biraz zorlu yolların ardından sizi gizli keşfim Sandal Cafe Denize karşı ve her yerden izole bu minik cafe bir iskelenin üzerinde gibi adeta. Anne usulü köfte, patates ve bira eşliğinde salaş bir öğle yemeği yiyip hava iyiyse önünden denize bile girebilirsiniz.
Büyük tura çıkanlardansanız Terk-i Dünya Manastırı uğramanız gereken noktalar arasında yer alıyor. Müthiş bir manzara karşısında bir kahve arası vererek adanın bu farklı kısmının tadını çıkarabilirsiniz.
Eğer biraz mükellef bir öğün yemek isterseniz rakı sofrası kurdurmak kaçınılmaz. İlk akla gelen tabii ki Mavi Restaurant Bu kadar yürüyüşün üzerin mezeli balıklı bir sofrayı zaten hak etmiştiniz. Bir diğer alternatif ise çok yeni bir haber: Burgazada’nın meşhur Barba Yani’si artık Heybeliada’da bir yere sahip. Rahatlıkla listenize alabilirsiniz.
Dönüş yoluna geçerken iskeleye vardığınızda ada dondurması yemeden dönmek olmaz. Heybeliada’nın sevilen dükkanı Tadım Roma Dondurması’nda sahibi Şeref Bey’İn tatlı sohbeti eşliğinde katkısız dondurmanın tadını çıkarın. Özellikle karadutlusu nefis.
Leave a Comment