Albümü linkten dinleyebilirsiniz.
Merhaba, ben Simge. İstanbullu, 27 yaşında bir müzisyen ve şarkı yazarıyım. İlk albümüm “Güzel Şeyler”i kısa bir süre önce paylaştık. Şu sıralar ilk albümümün heyecanını yaşıyor, “Güzel Şeyler”i duyurmaya, konserler vermeye ve şarkı yazmaya devam ediyorum.
Evet, çocukken elimden kitap, kulağımdan müzik eksik olmazdı. Galiba hala pek bir şey değişmedi 🙂
En çok müzik ve edebiyata ilgi duyuyordum; küçük yaşlarda şarkı yazarak her ikisini de yapabileceğimi keşfetmiştim.
En başta şarkıları yalnızca kendim için, kendimi anlamak, çoğu zaman da avutmak için yazıyordum. Kendimi en rahat bu şekilde ifade edebildiğimi fark ettiğimden beri de şarkılarımı başkalarıyla paylaşmak için yoğun bir istek duydum içimde. Çok şanslıyım ki çevremde beni bu konuda yüreklendiren birçok insan vardı; bir o kadarı da karşıma çıktı. Ben de onlar sayesinde, yıllardır içimde biriktirdiklerimi dökecek cesareti bulabildim.
Evet ben de ayna karşısında saç tarağıyla şarkı söyleyenlerdendim. 🙂 Müziğe yetenekli olup olmadığım üzerine pek düşünmüyordum sanırım. Müziği seviyordum; seslerle oynamayı, saatlerce müzik dinleyip dans edip hayaller kurmayı… Müziğe yetenekli olduğumu fark ettiğimde ve bu bana başkaları tarafından söylendiğinde elbette çok mutlu oldum. O zamandan beri de kendimi bir şekilde sahnede buldum hep.
2014 yılında Gümüşlük Akademisi’nde Harun Tekin’in düzenlediği Şarkı Yazma Atölyesi’ne katılmıştım. Onunla tanıştıktan ve ona bir cesaretle Sangria’yı dinlettikten kısa bir süre sonra beraber albüm planları yapmaya başladık. O sıralar hayatım bambaşka bir yöne doğru gidiyordu aslında. Koç Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği eğitimi alıyordum. Okulda son dönemimdi ve kurumsal bir şirkette çalışıyordum.
Mezun olduktan sonra çalışmaya, aynı zamanda elimden geldiğince şarkı yazmaya devam ettim. Profesyonel müzik yolculuğum, 2016 yılında Sofar İstanbul’da ilk konserimi vermemle başladı diyebilirim. 2018 yılında, önce Biz Hep Aynı’yı, ardından da Sangria’yı yayınladık. Ve en nihayetinde 2019 yılında da “Güzel Şeyler” çıktı.
Teşekkür ederim, çok mutlu oldum beğenmene. İlk albümüm Güzel Şeyler’i, Rakun Müzik etiketiyle iki ay evvel paylaştık. Albümümün prodüktörlüğünü Harun Tekin üstlendi. İlk albümüm çoğunlukla kendi hikayelerimi anlattığım, 20li yaşlarımda yazdığım şarkılardan oluşuyor. Perec, Uyuyan Adam’da kahramanına ilk çeyrek yüzyılının bilançosunu çıkarttırır. Ben de fark ediyorum ki, “Güzel Şeyler” ilk albümüm olması dolayısıyla ilk çeyrek yüzyılımın bilançosunu çıkardığım, çıkarırken büyüdüğüm, çok şey öğrendiğim bir albüm olmuş.
Evet, albümdeki “Kestim Kara Saçlarımı” dışında tüm şarkıların söz ve müziği bana ait. Kestim Kara Saçlarımı’yı ise çok sevgili Gülten Akın’ın aynı isimli şiirinden besteledim.
Son yıllarda pek çok arkadaşım yurtdışına taşındı. Onlardan biri de bu şarkıyı yazdığım, en yakın dostumdu. Biz Hep Aynı, onunla artık aynı şehirde yaşamadığımız, muhtemelen hiçbir zaman da yaşamayacağımız gerçeğiyle yüzleşmeye çalıştığım günlerde doğdu. Hayatımızda her şey değişiyordu; büyüyorduk, işlere girip çıkıyorduk, yeni insanlarla tanışıyorduk. Bütün bu değişim rüzgarında savrulmamak, ayrı düşmemek hiç kolay değildi ama tüm bunlara karşı dimdik duran, çok güçlü bir dostluktu aramızdaki.
Mesafelere rağmen, o bir güneş gibi dünyamı aydınlatmaya devam ediyordu. Ben de ona duyduğum sevgi, şükran ve özlemi bir şarkıya dönüştürmek istedim.
Birden fazla şarkıyla uğraşmaktansa tek bir şarkıyla günlerimi, haftalarımı ve bazen aylarımı geçirmek, uyurken bile onu düşünmek, yollarda yanımda, aklımda taşımak hoşuma gidiyor. Şarkıyı yazdığım dönemde karşıma çıkan her şeyi işaret gibi görmeyi seviyorum. O sıralar okuduğum bir kitapta rastladığım bir cümle ya da buluştuğum bir arkadaşımın gündelik hayatıyla ilgil anlattığı herhangi bir şey şarkının akışını değiştirebiliyor.
Yani bir şarkı üzerinde çalıştığım günlerde şarkıyla bir bütün olup onu hayatıma ortak ediyorum. Onu iyi ağırlamak, olmak istediği şeye dönüşmesini sabırla beklemek bana çok iyi geliyor. Her gün masa başına geçmek ve uyanır uyanmaz sabah sayfalarımı yazmak gibi ritüellerim var.
Kişisel tecrübelerimden; okuduğum, gördüğüm, işittiğim, dokunduğum her şeyden. Ama galiba en çok insanlardan, bana anlattıkları hikayelerden ve hissettirdiklerinden.
91 yılında doğdum, çocukluğum ve gençlik yıllarım 90’lar-2000’lerde geçti. Dünyada rock müziğin yükselişte olduğu bir dönemdi. Rock grupları dışında kendi şarkılarını yazan ve söyleyen müzisyenleri çok dinlerdim. Geriye dönüp baktığımda erkek şarkı yazarlarından çok kadın şarkı yazarlarını dinlediğimi ve onlardan daha çok ilham aldığımı görüyorum. Bana ilham veren, müzik yolculuğuma yön vermiş çok fazla müzisyen var. Şimdi ilk aklıma gelenler: Radiohead, The Verve, The Smiths, Billie Holiday, PJ Harvey, Fiona Apple, Alanis Morrissette, mor ve ötesi, Vega…
Sahnede olmak harika bir his. En güzeli de, şarkılarımı konsere gelen dinleyicilerle birlikte söylemek… Benim dünyamın en kıymetli anları, o hep bir ağızdan şarkılarımı söylediğimiz dakikalar. O anlara sıkı sıkı sarılıyorum, sürekli geri dönüyorum.
Sen sorunca hesapladım, 32 yaşında olacakmışım. 32 yaşındaki Simge neler yapmış olsun isterdim düşünüyorum şimdi. Önümüzdeki beş yılı bol bol üreterek, albümler yayınlayarak, konser vererek geçirmek istiyorum. Üçüncü albümümü çıkarmış olsam ne iyi olurdu mesela, başka coğrafyalara da taşımak isterdim müziğimi, yepyeni sesler denemek… Hayallerimde mutlulukla müzik yapmak, dünyanın farklı yerlerinde yaşamak var.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 10/06/2019 15:06
Leave a Comment