Şehre, Görkemli Viyana İmparatorluğu deneyimi ile başla. Tarihsel binalar etrafında retro bir tramway ile 25 dakikalık “Ring Tram” turunu yap. Tur sonunda şehrin orta noktası ve simgesi olan Stephan’s Dom (Katedral) ‘da bir mum yak.
Şehrin en hipster mahallesi Neubau’da, Neubaugasse ve etrafında, Barcelona’nın Batic’inde kaybolur gibi kaybol.
Museum Quartier ( MQ) ‘de Viyana’nın çağdaş sanat yüzünü deneyimle. Mumok ve Leopold müzesi’ne Göz attıktan sonra meşhur banklı avluda biranı yudumla. Kışın avluda kurulan kulübelerdeki sıcak şarap muhteşem oluyor.
Tabi ki şinitzel yemeden dönme. Sehrin en ünlü ve turistik şinitzelcisi figlmüller ambiyansıyla cok güzel bir deneyim ama ben lokaller gibi yerim diyorsan Schottentor’da Leupold Restaurant’ta Wiener Schnitzel tam senin için.
Bununla birlikte şehrin en çok önerilen diğer 5 Şinitzelcisi ise şöyle;
Lokallerin yüzlerce yıldır yaptığı gibi ye ve iç. Arka bahçesindeki bağın şarabını sunan, günlük açık büfeden kendin seçerek tarttırdığın ve Avusturya’nın geleneksel kıyafeti Dirndl’la servis aldığın bu yerler mutlak bir deneyim.
Tuna Nehri’nin bir ayağı olan kanal şehrin tam ortasından geçiyor. Kanal boyunca sağlı sollu cafeler, birbirinden güzel grafittiler ( hatta sadece bu rotadaki Grafittileri anlatan airbnb experience’ımız da var artık 🙂 ) ve yapay kum alanlar mevcut. İster Bar-cafelerde şehrin ve güneşin keyfini çıkar ya da kap içeceğini, yere otur ve şehrin ritmini dinle.
Kanal boyunca Dikkatini çekecek bir şey daha var. Renkli sebze meyve dikim alanları. Şehrin bir çok yerine dağılmış olan bu alanlar isteyen kişilerin gelip kendi sebze, meyvesini diktiği muhteşem bir ücretsiz hobi alanı.
Kanal diyince BadeSchiff’e yer vermeden. Kanalın üzerindeki bu gemide yok yok. 5 euro’ya buz gibi bir havuzda yüzebilir ya da geminin içinden alt kata inerek bowling oynayabilir, sadece güneşlenebilir ya da ilk kattaki restaurant şık bir akşam yemeği yiyebilirsin.
Yarım gün içinde iki ülkede olmak ister misin? O zaman kanal’dan kalkan Bratislava motoruna atla. Tuna nehri boyunca hem Viyana’nın hem de Bratislava’nın keyfini cikar.
Viyana’ya gelmisken Café Melange içmeden dönülmez. Stephan’s Katedrali’ni şehrin meşhur Lüks alışveriş caddesi Kaerntner strasse’ye baglayan caddenin ara sokaginda Viyana’nin en eski ve dünyaca meşhur kahvecisi Hawelka’da melange’ını yudumla.
Hotel’in rooftop’ında bir kokteyl iç. Otele hayran kal hatta bence bir gece mutlaka orda kal.
Şehir her keseye uygun deneyimler sunuyor. Stadtpark içinde yer alan Michelin yıldızlı Restaurant Steirereck’te bir akşam yemeği de mümkün ya da her yerde göreceğin Sosis standlarında Viyana’ya özel bir tat olan Kasekrainer ( içinden kaşar akan pofidik bir sosis) ile doymak da mümkün.
En güzel Viyana deneyimlerinden biri Kasım ortasından Aralık sonuna kadar açık olan Christmas marketlerini gez. MQ’daki hipster sıcak şarap kulübelerinden 1 dakika uzağa yürüyerek klasik ve geleneksel sıcak şarap kulübülerini ve el yapımı Christmas hediyelerini barındıran Spittelberg’I keyfini çıkar.
Rathaus önüne kurulan dev buz pateni pistini unutma.
Viyana’nin en güzel yanı AVM olmaması 🙂 Ama alışveriş olmadan tatil olmaz diyenlere önerim Viyana’nin çoğu zaman trafiğe kapalı caddesi Mariahilfer
Aslında bir orman ama içinde 1825’te kurulan bir lunaparkı ve dünyaca ünlü bir bira evini barındırıyor. Vanası hiç kapanmadan doldurulan Budweiser’ı ve ikonik bir görüntüye sahip domuz eti Stelze’ı ile ünlü Schweizerhaus muhteşem bir akşamüstü, akşam aktivitesi.
Opera’nın başkenti viyana demek yerine muhteşem bir tip veriyorum. Dünya’nın en ünlü opera sanatçılarını ve performanslarını show başlamadan 80 dakika önce sıraya girerek sadece 2 ya da 4 euro’ya ayalta izleyebilirsiniz.
Cumartesi günü sabah 6 itibariyle açılan 2. El pazarı Flohmarkt’la başlayacak deneyim, taze meyve, sebze satan, çoğunu Türkler’in işlettiği et ve balık tezgahlarından akşam kalabalıkların restaurantları doldurduğu şehrin en canlı noktalarından biri. Cumartesi sabahları Brunch’ıyla ünlü olduğu gibi, Pazar giderseniz bomboş göreceğiniz bu spotu kaçırmayın.
Avusturya küçük bir ülke olsa da şehirler arasında kültürel farklar o kadar küçük değil 🙂 Bu sebeple şinitselinden, cafesine hepsinde bir ‘wiener’ takısı var. İşte bu noktada kafalar biraz karışıyor. Elmalı torteye benzeyen bir Avusturya tatlısı olan Apfel Strudel aslında Salzburg’un medar-ı iftiharı iken, Viyana’ye gelip yemeden dönülmeyecek şey Sacher Torte. Sacher Otel’inin altında şehrin merkezindeki bu cafede bu torteyi tatmadan dönmeyin.
Ama yine de ben ApfelStrudel yiyeceğim diyorsanız( ki bunun da bir wiener ApfelStrudel’i var) En iyi 5 ApfelStrudel önerim şu şekilde;
Viyana Geceleri: Volksgarten, Fluc, Tanzclub, Donau , Elektro Goenner, Europa
Viyana Hip Cafeleri: Phil, Liebling, Café Bendl , Kaffe Alt Wien,Top Kino Bar, WIRR, Zum Gschupften Ferdl, If Dogs Run Free, Dachboden ( 25 hours hotel’s rooftop bar), Café Ulrich
Bonus: Vietnam Mutfağı:
Şaşırtacak sayıda Vietnam restaurantı var şehirde. Eğer ilgiliyim diyorsan hem ambiyansı hem de lezzetiyle seni vietnama götürecek bu 2 restaurantı mutlaka dene. Le Pho ( Gumpendorfer Strasse üzerinde ) – Ivy’s Pho House (MariaHilfer Strasse üzerinde )
Bonus 2: Adrenalin Meraklılarına Neusiedler See:
Dünyanın en garip gölü olan ve bu ünü 2 ülke arasında uzanmasına ragmen her noktada derinliği 150 cm’ı geçmemesi ile alan Neusiedler See Viyana’ya 45 dakika uzaklıkta. 2 büyük Kite merkezi olan ve bir büyük yat kulübü olan bu göl eğer biraz zaman var ise mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 17/02/2019 15:09
Leave a Comment