Sinema sektörünü de inceden korkutan dijital platformların yükselişi hiç şüphesiz bir rekabet yarattı; ve onların arasındaki bu tatlı savaş, pandeminin ikinci senesinde de evlere kapanmak zorunda kalan bizlerin işine yaradı. Netflix ile birlikte Amazon Prime, Apple TV, Disney + ve HBO’nun taze içerik bombardımanı hepimizin televizyon hakkındaki algısını değiştirdi. Bütçeler gişe rekortmeni filmlerle yarışacak kadar büyük bir hal aldı. Disney ve Marvel Sinematik Evreni’ni ise yeni içerikleriyle beyaz cama yüksek perdeden girişlerini yaparak buranın yeni hakimi olacakları konusunda gözdağı verdi.
Şimdi sizi, 2021’de adından sıkça söz ettiren ödül avcıları yapımların yer aldığı listemizle başbaşa bırakıyoruz.
Hikayesi Stephanie Land’in 2019 tarihli anıları Maid: Hard Work, Low Pay, and a Mother’s Will to Survive’a dayanan mini dizi, temizlikçi olarak geçimini sağlamaya çalışan bekar bir annenin hayatına odaklanıyor.
10 bölümlük dizi, toplumda göz yumulan pek çok detaya gözlerini sonuna kadar açarak bakıyor; aile içi ve duygusal istismarı, nesiller arası travmayı, yoksulluğu ve hükümetin bile koşullarla yardım eli uzatışını derinden etkileyen bir keşifle izleyicisine sunuyor. Ham, korkusuz tasvirleri ile izleyiciye “ben olsam ne yapardım?” dedirtiyor.
HBO Max’ın övgü alan dizisinde Jean Smart ve Hannah Einbinder, kuşaklar arasındaki bir uçurumun karşıt taraflarında duran iki komedyeni oynuyor. Smart, Deborah Vance adında ikonik bir Las Vegas komedyenini canlandırıyor. Eski popülerliğini kaybeden ve artık gençlere hitap etmesi gerektiği konusunda uyarılan Vance, 25 yaşındaki komedi yazarı Ava’yı işe almak zorunda kalıyor. Asıl komedi bundan sonra başlıyor ve biz de sınır tanımayan bir şov hazırlamaya çalışan bu ikiliyle havaya giriyoruz.
Search Party 2016’da TBS’de ilk kez gösterildiğinde tuhaf bir kara komedi, bin yıllık kültüre mükemmel bir şekilde bağlanan bir neo-noir bir hicivdi. Üçüncü sezonunda HBO Max’e geçtiğinden beri sürekli değişerek, gerçek suç ve psikolojik gerilimden dramaya ve aradaki her şeye kadar çeşitli türler denedi. Bu sene yayınlanan beşinci ve son sezonundaysa, işler dizinin daha önce hiç gitmediği yerlere gidiyor, türler iddialı bir şekilde harmanlanıyor ve dizi kara komedisini taçlandırıyor.
Alissa Nutting’in romanından uyarlanan Made for Love, bir boşanma ve intikam hikayesini absürt ve dokunaklı bir kara komedi olarak sunuyor. Filmin başrolünde Everybody Loves Raymond’tan tanıdığımız Cristin Milioti var.
İzleyiciyi 1950’lerin kozmopolit İstanbul’unda sorunlu geçmişinden kaçarak yeni bir hayat kurmaya çalışan Matilda’nin hikayesine davet eden Netflix yapımı Kulüp; dönem atmosferi, etkileyici senaryosu ve göz kamaştıran oyunculuklarıyla senenin en iyi yerli dizilerinden biri. Başrollerinde Gökçe Bahadır, Salih Bademci Metin Akdülger, Asude Kalebek, Fırat Tanış, Barış Arduç ve Barış Arduç’un yer aldığı Kulüp dizisi ülkemizin pek aydınlık olmayan bir dönemine de ışık tutuyor.
Türk dizi sektörünün alışkın olduğu aşırı zengin ailelerin entrikaları ve ataerkil hikaye anlatımıyla örülü ak hikayelerini sarsan İlk ve Son, cinsiyetçi yaklaşımdan ve ezber bildiğimiz klasik aşk anlatılarından çok uzak. Aşk, tutku ve evliliğin anotomisini yapan dizinin yönetmeni Cem Karcı, senaryo ise Hakan Bonomo’ya ait. Özge Özpirinçci ve Salih Bademci’nin başarılı oyunculukları ve uyumları ise diziyi adeta şahlandırıyor.
Orijinal Scenes From A Marriage mini dizisi 1973’te İsveç televizyonunda yayınlandı. Ingmar Bergman tarafından yazılan ve yönetilen dizi, evlilikleri birkaç yıl içinde parçalanan bir çiftin hikayesini anlatıyordu. Daha sonra dünya çapında yayınlanan bir uzun metrajlı filme dönüştürüldü.
The Affair, In Treatment gibi benzer janrda dizilerin yaratıcısı Hagai Levi tarafından yazılan bu beş bölümlük versiyonunda ise Isaac ve Chastain, dizi başladığında hala birlikte olan Jonathan ve Mira’yı canlandırıyor. Adam bir felsefe profesörü, kadınsa teknoloji yöneticisi ve ikisinin küçük bir kızları var. Çiftle tanışmamızdan kısa bir süre sonra evlilikleri dağılmaya başlıyor. Üçüncü kişiler, eski kırgınlıklar derken aşk ile kaosu aynı anda kucaklayan bir evliliğin portresini izliyoruz.
Bazınız HBO Max’in Station Eleven’ini izlemeye hazır olmayabilir. Sonuçta bu, gezegenin çoğunu yok eden ve hayatta kalanları bölen bir pandeminin hikayesi. Dizi, Emily St. John Mandel’in 2014 yılında yayınlanan romanına dayanıyor olsa da, dünyanın şu an içinde bulunduğu durum hakkında benzersiz hissettiren, söyleyecek bir şeyleri olan bir dizi. Pandemi öncesi yazılan hikayesi elbette mevcut durumumuzdan daha farklı bir şekilde yankı buluyor, ancak temaları zamansız olan bu 10 bölümlük mini dizinin sizi oturduğunuz yere çivilemesi mümkün.
MCU (Marvel Sinematik Evreni)’nin bizi dizi yağmurunu tutacağını öğrendiğimizde, Thor’un karizmatik kardeşi Loki’nin kendine ait bir dizisi olmasını hepimiz dilemiştik. Tom Hiddleston tarafından hayat bulan Loki, 2011 yapımı Thor’un ilk filmiyle izleyicilerin beğenisini ana karakterden daha çok kazanmıştı. Kötü adam olmasına rağmen MCU hayranları onun reforma uğrayarak bir kahramana dönüşmesini izledi. Disney Plus’ın yeni dizisi Loki de bu evrimi takip ediyor ve özgür irade, inanç ve kimliğin anlamını keşfeden Loki’nin genişleyen karakter gelişimine tanıklık ediyor. Loki’nin ilk sezonu için Marvel serisinin incisi diyebiliriz.
Brad Ingelsby tarafından yaratılan bu mini dizide, özel hayatı alt üst olurken bile bir cinayeti araştıran küçük bir Pennsylvania kasabası dedektifi Mare Sheehan’in hikayesini izliyoruz. Amerikan yapımlarından aşina olduğumuz kahramanlık kültürüne kafa tutan Mare of Easttown, küçük bir kasaba polisiyesiymiş gibi görünen konusunu delici bir sahicilikle derinleştiriyor.
Kore dizisi Squid Game birdenbire hayatımıza girdi ve hızla dünya çapında listeleri altüst ederek kanımıza girdi. Dizide, maddi sıkıntılar içindeki 456 katılımcıya, büyük bir para ödülü karşılığında sonu ölümle biten çocuk oyunlarının oynatılışını izliyoruz. Tabi, Güney Kore yapımı Parasite ile başlayan, Uzakdoğu sinemasının şahlanışının son hediyesi Squid Game, oyunlar aracılığıyla aydınlatıcı bir sosyal yorum sunuyor. Müziği ve maskeleriyleyse çoktan kült mertebesine ulaştı bile.
Marvel’in çoklu evrenine ilk adım atışımız olan Wanda Vision, MCU’nun yeni döneminin başlangıcı anlamına geliyordu. Dizinin çizgi roman fanlarına tanıdık gelecek hikayesinde Wanda’yı gerçekliği değiştirirken buluyoruz. Tek istediği, normal insanlar gibi aile kurmak ve banliyöde sıradan bir hayat yaşamak olan Wanda’nın, bu basit dileği uğruna yaptıkları keyifli bir hikaye ve görsel bir şölenle izliyoruz.
Dört kardeş ve bir kuzen, multi-milyon dolarlık bir medya şirketinin kontrolü için yarışıyor – aslıda Succession’ın konusu bu kadar basit. Ancak, ince göndermelerle güçlendirilmiş diyalogları ve izleyenin vicdanını ezen sahneleriyle aslında modern bir aile tragedyası olmayı başarıyor.
Para ve güç bağımlılığının ailevi değerleri nasıl etkileyeceğine odaklanan dizi, 3. Sezonuyla 2021’i güzelleştiren yapımlardan.
Ailenizin seri katili geri döndü! 2006–2013 yılları arasında fırtınalar estiren Dexter, Miami’den çok uzaklarda Iron Lake’in buzlar altındaki soğuk diyarında bizi yeni masum hayatıyla selamlıyor. Fakat ne kadar dirense de Dexter’ın içini kemiren “dark passenger”ı, korumak için terk ettiği oğlunun geri dönmesiyle yeniden direksiyon başına geçiyor.
Orijinal serinin zayıf kalan finali Dexter’in kemik hayran kitlesini epey üzmüştü. Belki de yıllar sonraki bu geri dönüş, bir özür niteliğindedir.
1950’ler. Afrikalı-Amerikalı aile Emorys, travmatik bir olaydan sonra umutlarını yeniden yeşertmek için Kuzey Carolina’dan California’ya taşınır; yeni mahallelerinin hem gündelik hayatta hem de doğaüstünde kendini gösteren yıpratıcı bir kötü niyet barındırdığını bilmeden.
Amazon yapımı Them, özellikle Amerika’da siyahi olmakla ilgili yakın zamanda yapılmış hikayeler söz konusu olduğunda, modern korku kademesinde kendi yepyeni bir yer ediniyor.
Etkileyici ve sıra dışı başlangıcıyla start veren Physical, 80’li yılların San Diego’sunda kendini bulma ve bir tutku arayışında olan umutsuz bir kadının hikayesini anlatıyor.
Ana karakter Sheila, 80’lerin feminism hareketinin ortasında kendini kocasından gördüğü psikolojik şiddet ve yeme bozukluğuyla mücadele ediyor ve Shelia, devam edebilmek için aradığı gücü ise alışılmadık bir kaynakta buluyor: aerobik!
Yazar/yönetmen/komedyen Ricky Gervais,- bırakın üçüncü sezonunu, ikinci sezonunun bile olup olmayacağından emin olmadan After Life’a başladığını itiraf etmişti. Haksız da sayılmazdı, zira melodramik komedi ne kadar etkileyici olabilirdi ki?
Gervais’in Netflix’le üçüncü sezon için el sıkışması, After Life’ın ne kadar etkileyici olduğuna cevap veriyor sanıyoruz. Fakat kendisi üçüncü sezonun kesinlikle son olacağına söz verdi, o yüzden elinizi çabuk tutun ve final sezonuna kadar açığı kapatın.
David Fincher ve Deadpool’un yönetmeni Tim Miller’ın modern zaman masallarından oluşan Love Death and Robots’u şeytani distopyaları, kozmik savaşları ve son model teknolojinin nimetlerini kullanarak sunduğu animasyonuyla 2021’de de aramızdaydı.
Netflix‘in animasyonlu kısa antoloji koleksiyonu 2021’de sekiz bölümlük küçük bir partiyle geri döndü ama yine de içeriğiyle tatmin etmeyi başardı.
Netflix’in beş bölümlük mini dizisi Halston, aynı adı taşıyan moda ikonunun (Roy Halston Frowick) hikayesini anlatıyor. Ryan Murphy’nin biz izleyiciye son kıyağında, 1961’de JFK’nin açılışı için Jackie Kennedy’ye giydirdiği şapkasıyla ünlenen efsanevi Amerikalı modacıya Ewan McGregor hayat veriyor. Kadınların lüks giyiminde devrim yaratan Halston’ın hedonist yaşam tarzını Murphy’nin ellerinden izlemek oldukça keyifli.
Bu sene Omar Sy, Maurice Leblanc’ın Arsène Lupin karakterinden ilham alan karizmatik ve usta suçlu profiliyle beş bölümlüğüne geri döndü. Serinin ikinci partında Assane’i, Hubert Pellegrini’den intikam almak için kanundan kaçarken izliyoruz ama Parisienne bir tarzla…
Julie Delpy tarafından yaratılan, yazılan ve yönetilen On The Verge aileleri, işleri ve hayatın sunduğu tüm bağımlılıkları aralarına girmeden önce yaşadıkları hayatı yeniden elde etmeye çalışan kırklı yaşlardaki dört kadının hikayesine odaklanıyor. Kadınların orta yaş kriziyle nasıl başa çıktıklarını benzersiz bir bakış açısıyla sunuyor.
Melanie Lynskey, Juliette Lewis, Tawny Cypress ve Christina Ricci gibi güçlü isimlerin hayat verdiği dizinin karakterleri, 25 yıl önce Kanada’nın el değmemiş ormanlarında gerçekleşen bir uçak kazasından kurtulan arkadaş grubunun kaza sonrası hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Çok satan bir romandan uyarlanan dizi Lost’un yıllar önce açtığı yoldan emin adımlarla ilerliyor.
Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi’nin kaleminden çıkan Gibi, alternatif komediye ne kadar aç olduğumuzu kanıtlayan bir başarıya imza attı. Aslında hiçbir şey hakkında değil bu dizi; ama bir yandan da her şey hakkında, ama her şey! Absürt mizahın bu taze versiyonu senenin en iyi hediyelerinden biriydi ve ikinci sezonuyla şu anda yayında.
Hulu yapımı dizi, iki kıdemli komedyen Steve Martin ve Martin Short ile Selena Gomez’i bu absürt cinayet komedisinde buluşturuyor. Cinayetler ve suçla kafayı bozmuş üç yabancının yaşadıkları apartmanda bir cinayet işlenmesiyle kendilerini bir anda gerçek suçun içinde bulmasını konu alan Only Murders In The House tam bir eğlencelik.
Elle Fanning ve Nicholas Hoult’lu The Great, Rus tarihini kendi çirkin ve dokunaklı çıkarları için ele geçiren bu Hulu komedisinde inanılmaz olmaya devam ediyorlar.
Dizinin 2021’de yayınlanan ikinci sezonu, ilkinden daha klostrofobik bir his veriyor. Sezonun Catherine’in yeni bir aristokrat ekosisteme girmesiyle başladığını düşünürsek dizi asıl şimdi başlıyor demek.
Dopesick, kamuoyuna bağımlılık yapmadığı iddiasıyla mucize bir ağrı kesici olarak tanıtılan OxyContin isimli ilacın Amerikan tarihindeki en kötü uyuşturucu salgınını nasıl tetiklediğini konu ediyor. Yaş, cinsiyet, sınıf gözetmeksizin tüm toplumu etkisi altına alan bu bağımlılık süreci hikayesi gerçekten de vurucu. Michael Jackson ve Prince’ın de aralarında olduğu çok sayıda ünlü ismin bu ilacın kurbanı olduğunu keşfetmekse oldukça üzücü.
HBO’nun kara-komik sosyal hicvi Hawaii’deki lüks otelde bir grup zengin, ayrıcalıklı misafir ile stresli personelin hayatlarında bir kesit sunuyor. Ancak diziyi bir janra oturtmak oldukça zor. Bir ölümle başlıyor ama aslında bir cinayet-gizem dizisi değil; çok komik replikleri var ama komedi olamayacak kadar kalp kırıcı. Sosyal hiciv olarak tanımlanabilir belki. Ancak kesin olan tek şey var; o da bu dizinin modern televizyonun tanımlanamayan ruhuna cuk diye oturuyor olması.
Peacock’un yeni komedisi We Are Lady Parts‘ta doktora öğrencisi Amina Hussain baş gitarist olarak Lady Parts adlı Müslüman bir kadın punk grubuna katılmaya ikna oluyor.
Altı bölümlük mini İngiliz müzik komedisinde beş Müslüman kadının dostluk ve özgürlüğü buluşuna tanık olurken, Lady Parts’ın fanı olabilirsiniz bizden söylemesi.
Martin Scorsese imzalı Pretend It’s A City’de, yazar ve mizah ustası Fran Lebowitz’in New York sokaklarını arşınlarken şehirle ilgili her şeyden dert yanmasını kahkahalar içinde izliyorsunuz. Büyük şehirde yaşayan herkesin derinden hissettiği o love-hate ilişkisine mizah penceresinden bakmak sinirlerinizi biraz yatıştırabilir sevgili şehirliler…
Bu içeriğin güncellendiği tarih 15/01/2022 01:17
Leave a Comment