Günaydın! İtalyanlar ayak üstü bir kahve atmadan gözünü açamıyorsa, senin de Floransa’nın en bilindik 3. dalga kahvecisini bulman lazım. Adı Ditta Artiginale. Hem kahvesi güzel hem de geniş bir kahvaltı menüsü var. Şehir turuna çıkmadan önce enerji depolamak için pancake ya da french toast iyi gider.
Ditta Artiginale’den çıktın yürüye yürüye Boboli Gardens’a vardın. 15.yüzyıldan kalma bu park tam bir açık hava müzesi gibi. Yıllar içinde birçok Italyan ailesi bu parkın sahibi olmuş ve sahibi sürekli el değiştirmiş. Bu aileler de ünlü sanatçıların baş yapıtları ile parkı süslemişler.
Parkın içinde bir de Villa Bardini var. Bu ev aslında bir müze, gitmeden programa bakarsan ilgilini çeken bir sergi gezebilirsin. Benim Villa Bardini ile ilgili en çok sevdiğim, panaromik bir Floransa manzarası sunuyor olmasıydı.
Bu kadar açık havaya mideler guruldar. Sıra öğle yemeğinde. Önce, Ponte Vecchio’dan yürüyerek şehrin diğer yakasına geç. Floransa, Arno nehri ile ikiye ayırılıyor ve küçük köprüler iki yakayı birbirine bağlıyor. Ponte Vecchio bu köprüler arasında en eski olanı.
Eskiden kasaplar bu köprüde ikamet edermiş, şimdiyse kuyumcular var. Alışveriş adına burdan çok beklentiye girme, köprüden Floransa’yı izlemekse paha biçilemez.
Öğle yemeği Trattoria Za Za’da! Öncelikle belirtmeliyim ki, Floransa’nın başkenti olduğu İtalya’nın Toskana bölgesi etleri ile meşhur. Hatta o kadar ki adı “Bistecca Alla Fiorentina” olan, kendilerine özgü bir T-Bone etleri var. Neden meşhur? (Bu kısmı vejeteryanlar okumasın)
Sadece Toskana bölgesinde yetişen otlarla beslenen çok genç sevimli sığırlardan çıkıyor ve eti kendinden lezzetli. O yüzden Za Za’ya gelince, bir bunu yemelisin bir de muhteşem truf mantarlı gnocchi’sini!
Yemek sonrası sana önerim, hem çiçekçi hem de kahve dükkanı olan La Ménagére. Apaydınlık bir iç dekoru, çok güzel kahveleri Floransa’nın bu ara trend mekanı. Yemek sonrası yerin olmazsa akşam kokteyl içmeye de gelebilirsin buraya.
Sıra sanat turuna geldi! Benim için yemek keşfi her zaman sanattan önce gelir, o yüzden sanat turunu öğleden sonraya bıraktım ama doya doya Uffizi’yi gezeyim, Duomo’nun içine de gireyim dersen sabah direk bu turdan başla.
Çünkü ben çoğu zaman dışardan mimariye bakmakla yetinenlerdenim J Sırasıyla (yakınlıklarına göre sıraladım):
Duomo, Piazza della Republica, Piazza della Signoria ve Uffizi Gallery. Uffizi Gallery’yi hakkıyla gezmek yarım gününü alır (o da sıra beklemediğini varsayarsak), o yüzden aklında bulunsun.
Kahve molası, atlıkarıncası ile en fotojenik meydanda: Piazza della Signoria’da. Mekanın adı Cafe Gilli. Tam bir Italyan pastanesi, içeri girer girmez mükemmel tatlılar raflarda seni karşılıyor. Ister girişte ayakta atıştır, ister içerdeki salonda rahat rahat otur. Tiramüsü baya güzeldi.
Dileyen misafirlerimiz için otel odasında soluklanma molası 🙂
Akşam yemeği için iki alternatifim var:
Günü bitirdin, güzel bir kokteyli hakettin. İstikamet MayDay Club.
Tüm bu mekanları bulacağın, 24 Saatte Floransa haritası ise aşağıda:
Bu içeriğin güncellendiği tarih 17/02/2019 16:23
Leave a Comment