Bu yıl 90.’sı düzenlenecek olan Akademi Ödülleri’nin aday listeleri de belli olduğuna göre, “4 Mart’a kadar şunun şurasında ne kaldı” deyip, filmleri bir bir izlemeli. Filmler hakkında kısaca bilgi edinmeniz, belki “Bu film tam benlik!” diyebilmeniz için En İyi Film kategorisinde Oscar’a aday olan 9 filmi inceliyoruz.
En İyi Film kategorisinin yanı sıra En İyi Uyarlama Senaryo da dahil olmak üzere 4 dalda Oscar’a aday olan Call Me by Your Name, Andre Aciman’ın aynı adlı romanından uyarlanmış etkileyici bir yapım. Eşcinsel temalı film, 1983 yazında Kuzey İtalya’nın bir sahil kasabasında bir araya gelen 17 yaşındaki Elio ve 24 yaşındaki Oliver arasındaki aşkı anlatıyor. Görüntü, müzikler ve başarılı performanslar ile anlatımı güçlenen filmin, geçen senenin En İyi Film Oscar’ını alan Moonlight’tan daha başarılı olduğu aşikâr. Oscar’ın son yıllarda meselesi olan filmlere ödül verdiği gerçeğini de göz önünde bulundurursak, ödül şansı yüksek gibi.
En İyi Film, En İyi Görüntü, En İyi Erkek Oyuncu ve üç farklı adaylık daha… Darkest Hour, çok sevdiğimiz türlerden; biyografik bir yapım. Üstelik dünya tarihine yön veren bir ismi; İngiliz Başbakanı Winston Churchill’i izliyoruz. 2. Dünya Savaşı İngiltere’si, göreve yeni atanan bir başbakan ve alması gereken hayati kararlar… Gary Oldman’ın En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ına da aday olan güçlü performansı ile Darkest Hour, tarihi filmleri sevenlerin listesine girmeli.
Memento ile hayatımıza girip, The Dark Knight, Inception, Interstellar gibi yapımlarla yerini iyice sağlamlaştıran Christopher Nolan’ın son filmi Dunkirk, 8 dalda aday gösterilerek Oscar’ın en iddialı yapımları arasında yerini aldı. 2. Dünya Savaşı’na damgasını vuran ve yine Winston Churchill’in liderliğinde alınan bir karar olan Dunkirk Tahliyesi’ni işleyen film, Darkest Hour’a göre hayli farklı bir anlatıya sahip. Pek çok kişiye göre en iyi savaş filmlerinden biri olan Dunkirk, anlatıyı birbiri ile paralel 3 ayrı akışla birbirine bağlıyor. Filmin, En İyi Yönetmen, En İyi Kurgu, En İyi Görüntü kategorilerinde de adaylığı bulunmakta.
En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yönetmen ve En İyi Film dalında Oscar’a aday olan Get Out, korku, gerilim ve mizah içeren bir yapım. Türler arası bağlantıyı ustalıkla işleyen ve ırkçılık teması üzerinden gerilim yapan filmin yönetmeni ise komedi oyuncusu Jordan Peele. Filmin mizahi yanı da buradan geliyor. Sadece korku ve komedinin nasıl ustalıkla işlendiğini görmek için bile Get Out izlenir. Ayrıca Daniel Kaluuya’nın performansı, onu ileride daha sık izleyeceğimizin habercisi gibi.
Oyunculukları, yönetmenliği ve senaryosu ile 5 dalda Oscar’a aday olan bir diğer filmdeyiz: Lady Bird. Ergenlik çağındaki bir kız ve annesi ile ilişkisini izlediğimiz film, duygusal ve mizahi öğeleri ustalıkla işliyor ve izleyiciye keyifli bir deneyim sunuyor. Aile ilişkileri teması Oscar’ı alır mı bilinmez ama iyi bir film olduğu kesin. 17 yaşındaki ergen Lady Bird’ü canlandıran isim Brooklyn’deki performansı ile daha önce de Oscar’a aday olan Saoirse Ronan. Yönetmen Greta Gerwig’i ise Frances Ha filminden hatırlayacaksınız; evet kendisi Frances. Lady Bird de onun ilk uzun metrajı ve görünen o ki ustalıkla altından kalkmış.
Oscar’ın en iddialı, en iyi yapımlarından biri Phantom Thread. Kendine has üslubu ile Paul Thomas Anderson’ın yönetmenliğindeki Phantom Thread’de 1950’lerin Londra’sında ünlü bir modacı rolündeki Daniel Day-Lewis’i görüyoruz. İkili en son bir araya geldiğinde çok sevdiğimiz kült yapım There Will Be Blood ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla Phantom Thread konusunda da hayli meraklıyız. Başarılı performansı ile Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ına da aday gösterilen Lesley Manville’e de hakkını verelim.
Girdiği her role hakkını veren ve oynadığı her filme değer katan Meryl Streep’in, daha önce hiç Spielberg’le çalışmadığını biliyor muydunuz? Sinemanın 2 efsanesi; hatta Meryl Streep’e eşlik eden Tom Hanks ile beraber 3 efsanesi ilk kez aynı filmde bir araya geliyor. Spielberg’in son Oscar’ı, Tom Hanks’in başrolde olduğu Saving Private Ryan ile kazandığını hatırlatalım. The Post, klasik anlatımı ile yönetmene yeni bir Oscar getirecek mi merak ediyoruz. Ancak Hollywood sevenlerin bu filmi de listeye almasını öneriyoruz.
Guillermo Del Toro’nun Pan’ın Labirenti’nden (El laberinto del fauno) sonraki en iddialı yapımlarından biri The Shape of Water. 13 dalda adaylıkla da bu durumu kanıtlıyor gibi. The Shape of Water, Soğuk Savaş yıllarında gizli bir laboratuvar çalışmasında üretilen ve çeşitli deneylere alet edilecek olan bir yaratıkla, laboratuvarın temizliğinden sorumlu dilsiz Eliza arasında geçen etkileyici bir aşkı anlatıyor. Elbette arka plandaki Soğuk Savaş filmin bütününe incelikle işlenmiş. Filmlerinde fantastik öğelere yer veren ve yeni dünyalar yaratması ile tanınan yönetmenin The Shape of Water’dan eli boş döneceğine inanmıyoruz.
In Bruges ve 7 Psychopaths ile kara mizah türünde bir başarı yakalayan Martin McDonah’nın 3. uzun metrajı Three Billboards Outside Ebbing, Missouri. Sadece ismi ile bile merak uyandıran filme Frances McDormand, Woody Harrelson, Sam Rockwell gibi isimlerin yer aldığı oyuncu kadrosu da eklenince heyecanlanmamak elde değil. Dram ve kara mizah arasında sıkı bir bağlantı kuran yönetmen, Three Billboards’ta da stilinden ödün vermiyor. Kızı tecavüze uğrayıp vahşice katledilen bir annenin, kasabada üç billboard kiralayıp, polis şefi Willoughby’yi hedef alan mesajlar yayınlaması ve izleyen olaylar… 7 dalda Oscar adayı olan filmin Altın Küre’den 4 ödülle döndüğünü de hatırlatalım.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 17/02/2019 15:21
Leave a Comment