Size İstanbul’a 3.5 saat uzaklıkta cennete açılan bir kapı var desem, ne derdiniz? Çevresi uçsuz bucaksız üzüm bağlarıyla kaplı bir arazinin ortasına konumlanmış Hotel Caeli, şarap ve sanat tutkunlarına unutulmaz bir deneyim yaşatmak için hazır, kucak açıyor.
Göz alabildiğince yeşil ve geniş bahçesinde Ozan Oganer’in Dream of Alice isimli dev tavşanları ise adeta size hoş geldiniz diyerek büyülüyor.
Otelin her köşesine bir galeride geziyormuşçasına özenle yerleştirilmiş çağdaş sanat eserlerinin hepsinin ayrı hikayesi var. Ama beni en çok etkileyen, aynı zamanda otelin de logosu olan Seçkin Pirim’in “Porta Caeli – Cennet Kapısı” isimli eseri oldu.
Sanatçı buraya ilk geldiğinde “Kendimi cennette gibi hissediyorum” der ve bu ilhamla Hotel Caeli için “Cennet Kapısı” anlamına gelen “Porta Caeli” isimli eserini üretir. Aslında eserin en vurucu yanı bağcılığın zorlu geçen ilk 100 yılını simgeleyen 100 ayrı katmandan oluşuyor olması ve gölgesinde ise bir şarap kadehinin gizli olması. Eğer güneşli havada giderseniz şarap kadehi gölgesini gören şanslılardan biri olabilirsiniz.
Otelin her köşesinde ayrı bir sürpriz, ayrı bir detay sizi bekliyor! Otel odalarının bile isimleri üzümlerin isimlerinden oluşuyor, mesela bizimki Pinot Grigio idi. -ki en sevdiğim- Odanın dekoru otelin ruhuna uygun rustik bir şekilde dizayn edilirken, son teknoloji sistemlerle de konforunuzu unutmuyor.
Odaya ilk girdiğiniz kendi şarapları olan Porta Diverti, kendilerine ait bademleri ve zeytinyağları sizi karşılıyor ve yol yorgunluğunuzu unutturmak adına harika bir başlangıç oluyor.
Özel şaraphane ve sanat eserleri turu
Otelde konaklayan misafirlere özel şaraphane ve sanat eserleri turu oluyor. Biz öncelikle teknolojisi ve üretim kapasitesiyle dünyada ilk 4’e giren Caeli şaraphane turuyla başlıyoruz. Gezimiz boyunca bağlardan soframıza gelen şarabın etkileyici öyküsünü dinliyoruz. 170 hektar bağ alanından %80 kırmızı üzüm %20 beyaz üzüm yetiştiriyorlar.
Üzümlerin mekanik zarar görmesini engelleme amaçlı bağlardaki salkımlar önce bağ makinesi ile kesiliyor sonrasında hasat dönemi elle toplanıyor. Hasat sonrasında ise soğuk depoda 1 gün bekletilerek 5 derecede işleme alınıyor. Gerekli işlemler gerçekleştikten sonra seçkin üzümler 225 litrelik Fransız meşe fıçılarında fermente ediliyor. Şarapların fıçıda bekleme süreleri ise özenle yapılan tadımlar sonrası belirleniyor. 8-24 ay aralığında fıçılarda dinlendirilen şaraplar aynı zamanda fıçıların aromalarıyla harmanlanarak kompleks bir tad ve doku zenginliğine ulaşıyor.
Biz bunları dinlerken bir yandan da sorularımızla, şaraba dair merak ettiklerimizin tüm yanıtlarını alıyoruz. Sıra geliyor heyecanla beklediğimiz şarap tadımına! Kendilerinin özel olarak ürettikleri iki beyaz, bir roze, iki de kırmızı şarabı tadıyoruz. İsimleri ise sırasıyla beyaz Pacem –huzur-, roze Felici –mutluluk-, kırmızı Diverti –eğlence-, kırmızı Ament – aşk- anlamına geliyor. Diverti fiyatıyla sofra şarabı gibi konumlanıyor olsa da beklentinizin çok üstünde bir performansı var diyebilirim. Ama benim favorim Ament’ten yana oluyor.
Roze şaraplarında da oldukça iddialı olmalarına rağmen asiditesinin yüksek oluşuyla benim damak zevkime pek hitap etmiyor..
Şarap tadımımızı gerçekleştirdikten sonra sıra geliyor yemeklere! Menü klasik bir fine dining restoranından beklediğinizin üstünde lezzetleriyle şaşırtıyor. Füzyon mutfağın Türkiye’deki en iyi örneklerinden biri diyebilirim. Her biri kendi mamülleri olan yerel lezzetlerden oluşan menüsünde öğle ve akşam yemekleri ayrı bir lezzet şölenine dönüşüyor ve tabii ona eşlik eden tadı damağınızda kalacak şaraplar da bu güzel lezzetleri harmanlıyor..
En Favori Lezzetler
Benim aklımda kalan en favori lezzetler ise ızgara kalamar ve yöreye özel yorumlanarak hazırlanmış olan peynir tatlısı oluyor. Sabah ise her biri özenle seçilmiş ve kendi ürettikleri lezzetlerden oluşan “uzun” bir kahvaltı sizi bekliyor.
Buraya gelmeden önce büyük hevesle hayalini kurduğum spa ve masajda da yine beklentimin üstünde bir deneyimle karşılaşıyorum! Otelin en alt katı kendinizi tüm gün şımartmanız için spa bölümüne ait ve gerçekten haftanın tüm yorgunluğunu atmanız için her şey ayrı ayrı düşünülmüş.
Otelin bahçeye bakan manzaralı spa havuzu ve jakuzisiyle önce biraz dinlenip sonrasında kendinizi buhar odası, sauna ve hamamda şımartabilirsiniz.
Gelelim işin en keyifli kısmına; Masaj
Türkiye’de alışık olduğunuz standartların üstünde bir masaj deneyimi sizi bekliyor. Biz kese köpük masajı+ yenileyici maske +bali masajı paketini denedik dilerseniz tek bir masajı da alabiliyorsunuz. Masajdan çıktıktan sonra “bulutların üstündeydik” diyebilirim!
Hani o hep konuştuğumuz “hafta sonu yakın bir yerlere kaçmak istiyorum ama neresi?”nin cevabı tam da burası 🙂
Kendinize zaman ayırmak ve biraz da şımartmak için Hotel Caeli kesinlikle en doğru adres. Yoğun iş temposundan uzaklaşarak, günlük streslerinizden arınıp enerjinizi tazelemek için Hotel Caeli’ni #denemenlazim!
Yorumlar