Filmle dolu bir Ekim’i geride bırakmanızın hüznünü de yaşamıza izin vermeyecek Kasım ayı. İstanbul’a ilklerini yaşatacak etkinlikler de cabası! E hadi o zaman, başlayalım Kasım ayı etkinlikleri turumuza…
Sheila Jordan’ın öğrencisi olduğu New York, Queens College bünyesindeki “The Aaron Copland School of Music”‘ten ödülle mezun olan ilk Türk olan Elif Çağlar, New York’ta 55 Bar, Nublu ve The Knitting Factory gibi birçok kulüpte konser veren ülkenin önemli cazcılarından.
Dünyaca ünlü caz müzisyenleri Aaron Parks, Harish Raghavan ve Eric Harland’ın da yer aldıkları albümü “Misfit” ile başarısını kanıtlayan Çağlar ile Kasım ayına şahane bir başlangıç yapabilirsiniz.
Müzik sahnesindeki farklı solo ve grup projeleriyle tanınan üç ismin bir araya gelmesiyle hayat bulan Lalalar, Ali Güçlü Şimşek’in vurgulu vokalleri, Barlas Tan Özemek’in güçlü gitarları, Kaan Düzarat’ın usta beat’leri ile Salon’daki ilk konserlerini verecekler. Bol dans garantili bu konseri kaçırmak istemeyenelere duyurulur.
Bodrum katındaki küçük bir evde hayat bulan Pyrit, kendi yaratılarını kısaca şöyle tanımlıyor; “Kozmik Çöl Müziği.” Bir insanın makineleşmesini temsil eden ilk albümü Ufo’dan sonra, ikinci albümü Control ile bizi o makinenin içine hapseden Pyrit, duygusal zekası çok yüksek ve aynı zamanda kaotik olan kaydını sizler için Salon’da canlı canlı söyleyecek.
Şimdiye kadar 10 inviza buluşması düzzenleyen The Deep Path, bu sene yine ruhsal öğretileri ve sanatsal çalışmaları şamanik ritüellerle birleştirecekleri bir inziva toplantısı gerçekleştiriyor. Nakış işleme tekniklerini öğrenmek, yoga pratikleri ve doğa yürüyüşleri ile içsel olarak derinleşip sonbaharı huzurla karşılamak isterseniz yerinizi ayırtmakta geciktirmeyin.
Türkiye’de ilk defa 2018 yılında düzenlenen PhotoMaraton İstanbul, kar amacı gütmeyen, tema odaklı, zamana karşı yarışılan, ödüllü ve haliyle sıra dışı bir fotoğraf etkinliği. Bir yarışmadan ziyade günü, verilen temaları keşfedip hikayesi olan fotoğraflar çekmeye çalışarak geçirmenizi sağlayacak bu keyifli etkinlik, fotoğrafın uzman ve yönlendirici liderleri ile de bir araya gelme imkanı sunuyor.
Birçok kuklacı ile çalıştıktan sonra elini eteğini çekip emekliye ayrılan huysuz kukla Naif Bey’in yolu komedyen olmak isteyen Gökhan’la kesişir. Gökhan’ın hevesini kırmak istemeyen Naif Bey onu öğrencisi olarak kabul eder ve her şey o zaman başlar…
Gökhan’ın kendini geliştirmesine bir şans tanıyan Naif Bey onunla sahneye çıkarak eşsiz performansını sergileyecektir. Size de izlemesi düşecektir.
Bant Mag 15. yılına özel keyifli bir projeyle Kasım ayını şölene dönüştürmeyi planlıyor. Müzik, sinema ve sanat sahnesiyle köklü bağlarını, Kadıköy Sineması’nda gösterilecek yerli, bağımsız sahneden isimler için hazırlanmış 16 kliple kutlayacak olan Bant Mag. sizi keyifli bir zaman yolculuğuna çıkaracak. Derginin yayın hayatına başladığı 2004’ten bugüne her sene için, yerli sahneden yayınlanmış bir albüm belirleyen Bant Mag.’in benzersiz arşivine göz atmayı ihmal etmeyin.
İki kıtayı birbirine bağlayan İstanbul Maratonu lösemili çocukların hayatına dokunuyor oluşu ile de ayrı bir yere sahip. Koşmak size göre olmayabilir. Ancak İstanbul Maratonu’na kaydınızı yaptırıp bağış kampanyasına katılarak LÖSEV’e yardımlarınızı eksik etmeyebilirsiniz.
Türkiye’nin ilk ve tek popüler müzik ve kültür festivalininin ikinci ayağını iftiharla sunarız! Bir hafta boyunca İstanbul’un farkı noktalarında müzik tutkunlarının kulaklarının pasını silmeye gelen fizy İstanbul Müzik Haftası bu yıl da pop, rock, rap ve hip-hop müziğin en çok takip edilen isimlerini konuk ediyor ve festival boyunca müzik her janrına katılımcılarını doyuracağının garantisini veriyor.
Ayben, Ceza, Dolu Kadehi Ters Tut, Gaye Su Akyol, Haluk Levent, Kalben, Kenan Doğulu, Manga, Moğollar, Norm Ender, Nova Norda, Pentagram, Pilli Bebekve Teoman bu isimlerden sadece birkaçı. Hangi birini izleyeceğinizi şaşırmadan bu festivali atlatmanız dileğiyle.
Piyanoyu “kendi iç dünyasını en iyi şekilde yansıtabildiği enstrüman” olarak tanımlayan İtalyan müzisyen, en son 2015’te Salon’u ziyaret etmişti. Her albümü ile farklı bir formülün peşinden koşan Paterlini, müzik ziyafetini bu sefer iki gece üst üste verecek. Haliyle, davetlisiniz.
Leonardo da Vinci, Joan Miro, Cezeri ve Antonio Nunziante gibi sanat tarihi starlarını İstanbul’a getiren UNIQ Expo’nun son sürprizi Andy Warhol.
Pop Art’a bir saygı duruşu niteliğinde kurgulanan sergide Warhol’un “Marilyn Monroe”, “Campbell Soup” ve “Flowers” gibi ikonik işlerini de içeren 90 orijinal esere yer verilecek.
Sergide sadece Pop Art’in babası Warhol’un eserlerini değil, Keith Haring, Roy Lichtenstein, James Rosenquist ve Robert Indiana gibi aynı akımın en baba temsilcilerinin işlerini de görmek mümkün olacak. Üstelik Haring, Lichtenstein, Rosenquist ve Indiana’nın 40 eseri Türkiye’de ilk kez sergilenecek.
Sergi alanını gezerken bir yandan sanata doyup diğer yandan Roy Lichtenstein’ın Van Gogh odasında hayal gücünüzü harekete geçirebilir, “Factory” esintili diskotekte dans edebilir veya özel tasarlanmış dekorlar eşliğinde fotoğraf çekilebilirsiniz.
Orta Çağ’dan ödünç aldığı altın maskesinin altında deep house harikaları yaratan Claptone dinleyicilerini mistik bir serüvene çıkarmak için bir kez daha İstanbul’da. 2019 içinde birçok ünlü isimle bir araya geldiği Tender albümü ardından, Clapton’un dans dolu ritimlerini dinlemek için Kasım güzel bir ay. Öyle değil mi?
Noise müzik elektronik, endüstriyel, deneysel, avangard ve doğaçlama müziklerle; performans, yerleştirme, video ve ses sanatları arasında yakın ilişkiler kuran çok katmanlı bir müzik türü. İlk dönem elektronik müzisyenlerinden günümüz ses sanatçılarına uzanan bir yelpazede tanımlayan noise müzik türü ilk tanımını İtalyan fütürist sanatçı Luigi Russolo’nun 1913’te yaptığı ileri görüşlü çalışmalarında buluyor.
Günümüzdeyse en son ve keyifli örneklerini sunuyor. Ve standart dışı, geleneklerle uyumsuz, bilindik türlere benzemeyen yapısıyla müzik ve sesten daha fazlası olan noise müziğin dünyadan en iyi örnekleri Türkiye’de ilk defa çalacak! Benzersiz bir deneyimle tarihi bir ilke imza atacak Noise İstanbul Festivali bizce kaçırmamaak için şahane bir sebep…
Son dört senedir bağımsız müzik seçkisiyle küresel sesleri bir araya getiren, sınırların müzikal yıkımını ve yaratıcı düşünceyi kutlayan Sound Ports İstanbul, yine sıra dışı ses ve denyimleri katılımcılarıyla buluşturacak.
Sınır kabul etmeden çeşitli kültürleri buluşturmayı hedefleyen bu Kozmik Birliktelik, Kasım ayında Türkiye, Suriye, İsrail, İngiltere, Viyana, Polonya, Münih gibi çeşitli coğrafyalara uzanıyor. Yerli ve yabancı sanatçılar, sanat kolektifleri ve inisiyatifleri, radyocular, bağımsız plak şirketleri, dergiler, müzisyenler, dj’ler ve multi-disipliner sanatçıları en sevdiğiniz mekanlarda ziyaret etmeyi ihmal etmeyin.
Dans müzik tarihinin yükselişinden beri sahnede kendini gösteren John Digweed, elektronik müzik dünyasının efsanelerinden. EDC, Tomorrowland, Timewarp, Ultra, Coachella gibi sayısız festivalde sahne alan Digweed’in bedenininizi harekete geçirecek müziğiyle sınırlarını zorlayacağınız bu eşsiz geceyi kaçırmayın.
İstanbul’un ilk ve tek modayla örülü film festivali bu kasım beşinci kez seyircisi ile buluşuyor. Birbirinden çok da bağımsız olmayan iki dünyayı, moda ve sinemayı bir araya getiren uluslararası festivale girip şöyle güzel bir film izlemek için hiçbir kayıt, bilet ya da rezervasyon gerekmiyor!
Eşsiz içerikleri seyre dalacağınız film gösterimleri ve sonunda ödül töreni ile taçlandırılacak etkinliğin her ayağına katılabilir; aralarında Damir Doma, Diane Pernet, Yaz Bukey, Emma Mulholland, Ece Sükan, Sara Sozzani Maino, Yvan Mispeleare, , Branko Popovic, Niccolo Montanari, Meryem Üzerli, Hazar Ergüçlü, Edis, Belçim Bilgin, Tuba Ünsal, Ümit Ünal gibi isimlerin bulunduğu söyleşilere katılabilirsiniz.
Tekno gurusu Victor Ruiz’in tüm gece sahnede kalacağı Oblivion, kışa yüksek vites giriş yapmanızı sağlayacak. Ruiz’in 20 yılı aşkın kariyerindeki ilk “all night long” seri olma özelliği taşıyan Oblivion, Berlin’deki deneme sürüşünün ardından ikinci pitstop’unu İstanbul’da yapacak! Yerinizi mutlaka ayırtın.
Türkiye’nin ilk ve tek deneysel film festivali bu ay ikinci ayağıyla günümüz deneysel sinemasının en özgün eserlerini İstanbullularla buluşturuyor. Geçen seneden farklı olarak, Beyoğlu’nun yanında Kadıköy’u de mesken tutacak olan festivalde, 18 ayrı başlık altında, 30 ülkeden 128 kısa ve uzun metrajlı film beyazperdeye yansıyacak.
Türkiye’de ilk defa gösterilecek altısı dünya dokuzu Avrupa prömiyeri olan toplam 85 film ile dünya festival arşivlerinde yer almış klasik filmlerin gösterimlerinin yanı sıra paneller, söyleşiler, performanslar ve partilerle festival, İstanbul’un iki yakasında toplam sekiz mekanda izleyicilerini bekliyor olacak.
Tiyatro sezonunun açılmasıyla beraber en çok heyecanlandıran haberlerden biri de 23. İstanbul Tiyatro Festivali’nin başlayacak olması. İKSV’nin düzenlediği festival bu yıl 13 Kasım – 1 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek ve hayat ters yüz isminde bir teması olacak. Bir yandan yerli yapımların prömiyerlerinin gerçekleşeceği bir yandan da dünyadan pek çok sanatçının ve tiyatro topluluğunun oyunlarını sergileyeceği yoğun bir program bizi bekliyor.
Yerli yapımlar arasında Şahika Tekand’ın yazıp yönettiği ve ayrıca oyuncuları arasında yer aldığı IO, izleyicilerin teker teker izlemeye girip kendi seslerinin izleyicisi olacağı Seslenen Parçalar ve sanattaki 60. Yılını kutlayan Genco Erkal’ın Yaşamaya Dair, Bir Delinin Hatıra Defteri ve Merhaba isimli üç farklı oyunu dikkat çekenler arasında yer alıyor. Yabancı yapımlar arasında en merakla bekleneni de sanıyoruz ki Rusya’dan gelen Vakhtangov Tiyatrosu’nun sahenye koyduğu Puşkin’in ölümsüz eserlerinden Yevgeni Onegin olacak.
Geleceğin sanatçılarını üçüncü kez bir araya getiren Base, Türkiye’nin dört bir yanından yeni mezun sanatçı adaylarını bu yıl Akaretler Sıraevler’de sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor.
Farklı şehir ve üniversitelerden mezun 107 sanatçı adayının katılımıyla gerçekleşecek olan sergide, resim, seramik, video, heykel, yerleştirme, fotoğraf, cam ve grafik tasarım gibi pek çok farklı sanat dalından toplam 119 sanat eseri görebileceksiniz.
Derya Yücel küratörlüğündeki Base 2019 kapsamında, bu sene ilk kez BASELECTED 1 adlı özel bir sergi daha olacak. 2017 ve 2018 Base sanatçılarının güncel yapıtlarından oluşan bir seçkiden oluşacak bu sürpriz sergide 17 farklı Arek Qadrra, Damla Yalçın, Ece Kibaroğlu, Selen Tokgöz ve Hina Barlas’in da aralarında bulunduğu 17 sanatçının eserlerini inceleyebilirsiniz.
Farklı müzik türlerini bir araya getirerek seslerarası bir deneyimsunan Mix Festival, bu sene dördüncü kez bizlerle. İki gün boyunca dans müziğinden indie’ye oradan da elektroniğe sıçrayacağımız festival programında canlı setiyle Apparat baş köşede. Tadına varacağımız diğer tınıların sahipleri ise Booka Shade, Ross From Friends (Live), N’TO, The Radio Dept. ve Isaac Delusion.
Tomorrowland ve Dreamstate gibi trans müziğin mabetlerinin vazgeçilmesi ve bu müzik janrının vazgeçilmesi Giuseppe Ottaviano Kasım’da İstanbul’da. Son 10 yılda, Giuseppe Ottaviani Live! ve Giuseppe Ottaviani Live 2.0 konsepti ile üretken bir prodüktör ve saygın bir Dj olduğunu kanıtlayan Ottaviani’nin müziğiyle astral bir yolculuğa çıkmak isteyebilirsiniz.
En mutlu ve en hüzünlü aşk hatıralarınıza fon olan müzikleriyle romansın sesi Brayn Adams, anılar defterinize yepyeni ve keyifli bir hatıra eklemek için İstanbul’a geliyor. Dördüncü stüdyo albümü “Shine a Light” turnesi kapsamında 20 sene sonra ilk kez Türkiye’ye konser vermeye gelen Adams’ı kaçırırsanız pişman olabilirsiniz.
Nesillere ilham veren gitarist Al Di Meola, Yapı Kredi 75. Yıl Konserleri kapsamında Kasım’da İstanbul’da. Bir yanda kendi besteleri, bir yanda efsanevi grup The Beatles’ın şarkıları, bir yandaysa Arjantinli tango üstadı Astor Piazzolla’nın şarkılarıyla akustik bir şölen verecek olan Meola’nun eşsiz olması muhtemel performansını kaçırmayın.
Granati BBVA Konserleri kapsamında İstanbul’a konuk olan Londra çıkışlı üçlü The Commet Is Coming, caz, funk ve psikedelik öğeleri buluşturdukları Afro-fütüristik yaklaşımıyla müzik dünyasının haklı övgülerini toplamayı başardı.
Dünyanın sonunu hayal ederken sahneyi uzay mekiği, mikrofonuysa hızlandırıcı olarak gören ve kuyruklu yıldızın yaklaştığına işaret eden bir performans için The Commet Is Coming konserine şans verin.
Dark Night serisi bu ay dark-wave, post-punk ve gotik tınıların en karanlık temsilcilerini ağırlıyor. 80’lerin analog dünyasına mutluluğu bulan Larissa Iceglass’ın kara mizah içeren sözleri ve William Maybelline’ın güçlü bas çizgisiyle kurulan Lebanın Hanover gecenin ilk sürprizi. Fransa sahnelerinden Avrupa’ya yayılan new wave grubu Rendez-Vous ile dream pop, synth popi, new wave ve krautrock türlerini buğulu bir şekilde harmanlayan Brek ise etkinliğin tuzu biberi.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 09/11/2019 22:19
Leave a Comment