Söylenen bu sözlerde, dönemi içerisinde değerlendirildiğinde, haklılık payı da vardı tabi. Kısıtlı ve pahalı ekipman tedariği sebebiyle konforu az ve zorlayıcı, bilgi birikiminin ve bilgi paylaşımının azlığı sebebi ile talihsiz deneyimler edinen kampçılar illaki olmuştur.
Bilinçli kampçıların artması, websitemizde olduğu gibi yazılı ve sözel deneyimlerin paylaşılması, dijital medyanın özendirici içerik platformlarına sahip olması ve ekipman üreticilerinin teknolojik gelişimleri takip etmesi-fiyat rekabeti kampçıları sevindirirken kamp kültürüne ve kampçılara olumlu bakış açısını da geliştirdi. Şimdilerde standart otellerden sıkılan eşiniz dostunuz da “ya siz nasıl gidiyorsunuz, biz de mi gelsek” derse şaşırmayın.
Bu içerikte, yeni başlayacak veya bilgisini artırmak isteyecek kamp ve doğa severlere bilgi ve tecrübelerimizi aktaracak, keyifli bir deneyim yaşamanız için bazı ipuçlarını paylaşacağız.
10 günlük bir tatili ya da haftasonunu yeni deneyimler edinmek için planlamaya başladığınızda aslında deneyiminiz başlamış olacak.
“Hadi bir otobüse atlayıp gidelim, göl kenarında kamp yapıp balık tutalım” diyerek yola çıkmak pek akıl karı değil. Bir günlüğüne bile kamp yapacak olsanız azami çanta ağırlığınız 6 kilo olacaktır (3,5 Kg çadır) dolayısı ile otobüs tam gitmek istediğiniz yerde mi indirecek sizi, ne kadar yürümeniz gerekecek ve bu ağırlıklıkla o yolu katedebilir misiniz ? Alan seçimine göre yemek tercihi bile yapmanız gerekebilir. Göl vardır, balık yoktur ve siz balık tutup yeme planı yapmışsınızdır. Kötü şans demek yetmez, öncesinde iyi bir planlama gerektirir.
Kamp tecrübeniz arttıkça araştırma yeteneğiniz, güvenilir kaynak ararken ise iletişim beceriniz kuvvetlenir, öngörünüz gelişir. Evinizi ve evinizdeki konforu bir çantaya sığdıramayacağınız için gerçek ihtiyaçlarınızı anlamaya, kendinizi daha iyi tanımaya başlarsınız. Otel tatilleri de güzel tabi ama size kahvaltı, akşam yemeği saatini söylüyorlar ve öncesinden her detay düşünüldüğü için deneyim edinmek, bir şeyler öğrenmek pek mümkün olmuyor. Kamp tecrübeniz ve kazanımlarınız sizi özel ve iş hayatınızda da bir adım öne taşıyacaktır.
Bir örnekle açıklayalım ve sizi biraz daha özendirelim. Bir iş görüşmesinde ya da arkadaşlarınızla yediğiniz bir yemekte herkes son tatilini anlatıyor olsun. Size sıra gelene kadar Kemer, Belek ve benzeri tatil beldelerinde tatil köyü tercih eden kişiler havuz sıcaklığından veya açık büfenin zenginliğinden bahsetsin. Sıra artık size geldiğinde 10 günlük bir Ege-Akdeniz tatili yaptığınızı, hergün farklı bir yerde kaldığınızı ve bunu çadırla yaptığınızı anlatın. Ateş yakamadığınız için üşüdüğünüzü ve üç tshirt’ü üst üste giydidğinizden bahsedin. Emin olun masadan kalkarken herkesin aklında siz ve çadır deneyiminiz olacak. 🙂
Bana göre mi demeyin, yeni deneyimlere açık, araştırmayı seven herkes kamp yapabilir. Ancak kampın daha konforlu geçmesi için herkesin alması gereken farklı tedbirler var tabi.
2 günlük ya da 10 günlük bir kamp planlayın. Kışın ya da yazın kamp yapacak olun. Aşağıdaki ekipmanlarınız yok veya bir arkadaşınızdan ödünç alamıyorsanız yola çıkmayın.
Kamp malzemesi fiyatı ile başlayacaklara bütçe çıkarmamız oldukça zor. Her bir ekipman telefon fiyatları ve özellikleri gibi farklılık gösteriyor. İyisi mi siz ilk deneyiminiz için ekipmanları eşinizden dostunuzdan ödünç alın ya da başlangıç seviyesindeyken çok para harcamayın.
Daha önce hiç kamp yapmadıysanız veya çadır tecrübeniz müzik festivallerinden ibaretse ilk seviyeden başlamanızda, kamp alanı tercih etmenizde fayda var. Alanlar şehir içi veya dışında ve hatta bazıları milli park içinde bulunur; bir işletmecisi olan çadır veya kişi sayısına göre ücret ödediğiniz alanlardır. Tuvaleti, banyosu, ortak alanları, prizi ve çadır için düzlenmiş bir alanı olan bu işletmelerin ortalama konaklama ücreti kişi başı 40 TL civarındadır. Bu fiyat otellerde olduğu gibi mevsimsel, dönemsel ve kahvaltı dahil veya hariç opsiyonlar ile farklılık göstermektedir.
Başlangıç seviyesinde kamp alanlarını tercih etmenizi öneriyoruz çünkü otel konforu ile doğal alandaki kısıtlı imkan arasında bir seviyede deneyim sağlıyor. Bir süre yaz tatillerinizi çadır ile kamp alanlarında geçirerek kampçılığa keyfli bir adım atabilirsiniz.
Bir süre sonra çadırda kalmaya ve kampçılık kültürüne alıştığınızda, kamp alanları size bayramda yapacağınız bir kamptan sonra kalabalık, pis veya rezervasyon ihtiyaçları sebebi ile zorlayıcı gelebilir. Bu tecrübelerinizi sizi kamplarınızı kalabalık dönemler dışında yapmaya veya doğal alanları tercih etmeye sevk edecektir. Bu noktada kamp alanından, doğal kamp yerlerine hızlı bir geçiş yapmaktansa, yine arada bir seyive olan, milli parkları tercih etmekte fayda görüyoruz. Milli parklar ve milli parklar tarafından özel işletmelere tahsis edilen alanların çoğunda priz veya duş olmasa da güvenlik konusunda doğal alana göre daha avantajlı ve yabani hayvan ile karşılaşma ihtimalinin daha az olduğu yerlerdir.
Doğanın kalbinde, doğal alanda yapılacak bir kamp, elbetteki kampların en keyiflisidir. Ancak deneyim ve bilgi birikimi gerektirir.
Yukarıda bahsi geçen riskler ile karşılaşmayacağınız kamp alanlarını ve size uygun güvenlikli, yaban hayvan ile karşılaşma ihtimalinin az olduğu ve telefonun çektiği doğal alanları bizi sosyal medyadan takip ederek veya internet sitemizi ziyaret ederek keşfedebilirsiniz.
Kamp alanları ve milli parklarda tek başınıza kamp yapabilir, kampta kolayca kurulan arkadaşlıklar ile tecrübenizi ve bilgi birikiminizi arttırabilirsiniz. Ancak doğa içinde yapacağınız bir kampı tecrübeniz yeter seviyeye ulaştığında bile arkadaşlarınız ile veya tur düzenleyen gruplar ile yapmanızda fayda var.
Çadır yoksa Kamp yaptık diyemezsiniz, öncelikle bir çadır edinin. (Çadır fiyatları 100 TL ile 5-6 bin TL arasında ve ötesinde olabilir. Öncelikle hangi mevsimde hangi amaçla kullanacağınızı netleştirin.) Doğa’da ya da kamp alanında yapacağınız bir kampta sandalye, mat (sünger ya da şişme mat veya şişme yatak) gerekir. Mat ile bel ağrısı şikayetini önlerken Şişme bir yastık ile de boyun ağrısını önleyebilirsiniz. Mevsime uygun uyku tulumu ve fener ile birlikte kişisel bakım ürünleriniz (sabun,kağıt sabun, kolonyalı mendil, peçete, şampuan) ve ilk yardım seti (alerji ilacı, sinek kovar, vb.) olmazsa olmaz. Bir olmazsa olmaz da çöp poşeti tabi, yeri geldiğinde kirli giysilerinizi temizlerden ayırmak ve her zaman çöplerinizi atmak, doğaya iz bırakmamak için gerekecektir.
Kendi yemeğinizi yapmak istiyorsanız kamp tüpü ve kamp yemek seti, çakı veya bıçak da gerekecek tabi. Çoğu kamp alanında yer ateşi yakmaya izin verilmediğinden, odun tedariği için gerekli ekipmanları bu başlıkta saymıyoruz. E tabi bu kadar ekipman ve giysilerinizi taşıyacak bir sırt çantası gerekecek.
Yukarıda bahsi geçen ekipmanlar doğal alanda yapacağınız kamp için de gerekli olmakla birlikte en önemli ihtiyaç ateştir. Yemek yapmak, ısınmak, ışık veya güvenlik ihtiyacı için ateş yakmanız gerekecek. Doğada toplayabileceğiniz küçük dallar yalnızca bir süreliğine ateş yakmanızı sağlayacaktır, uzun süreli bir ateş için yanınızda odun götürmeniz veya alandan elde etmeniz gerekir. Canlı bir ağacı devirmeyeceğiniz gibi devirseniz de yakamazsınız, yanmaz. Kuru ve devrilmiş ağaçları parçalamak ve yakmak için, testere veya balta edinmeniz gerekir.
Ağaçlık bir bölgede hamak, rüzgarlı bir bölgede ise uçurtma keyfinizi artıracaktır. Ateş yakmak için kuru dal bulamazsanız diye ateş başlatıcı, ateşi düzenleyebilmek için ısı geçirmez eldiven ve katlanabilir masa da kamptaki konforunuzu arttıracaktır. Kablosuz hoparlör ve powerbank ihtiyaca göre yanınıza alabileceğiniz başlıca teknolojik ekipmanlardır.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ev konforonu veya otel rahatlığını bir çantaya sığdırmaya çalışırsanız işiniz biraz daha zor ama deneyim edindikçe veya deneyimli kişilerden yönlendirmeler aldığınızda kompakt bir çanta hazırlayabilirsiniz. Haftasonu araç ile yapacağınız kaçamaklarda çanta ağırlığı 1 günlük bir yorgunluğa sebep olacakken, 10-15 gün sürecek bir karadeniz turunda ise ciddi sorunlar yaratabilir, ağır bir çanta özgürlüğünüzü kısıtlayabilir ve tabi bunu istemezsiniz.
Bizim haftasonu kamplarımızda 23L’lik çantamızda 8-9 kilogramlık malzememiz olurken, 10-15 günlük rotalarımızda 18-19 kilogramlık, 60L ‘lik çantalarımız oluyor. Çanta ağırlığınızın mevsime ve gideceğiniz alandaki ihtiyaçlarınıza göre değişiklik göstereceğini göz önünde bulundurmanızda da fayda var. Örneğin bir milli parka gidiyorsanız 1 kilogramlık kamp sandalyenizi almanıza gerek olmayabilir, piknik masanalarını kullanabilirsiniz.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi kamp yapacağınız 3 ayrı alan seçeneği var. Kampta yapılacaklar da alan seçiminize göre bazı noktalarda değişkenlik gösterir, özetlemeye çalışalım.
Kamp alanına ulaştığınızda öncelikle resepsiyona uğrar kimlik bilgileri ile giriş sağlarsınız, tıpkı bir otel gibi. Sonrasında işletme tarafından çadırınızı kuarabileceğiniz yerler gösteririlir, seçim yaptıktan sonra çadırınızı kurar geçici evinize yerleşirsiniz. (Standart bir çadırın kurulumu alıştığınızda 5 ila 10 dakika sürecektir.) Yaz ayında kamp yapacaksanız, güneşin nereden doğruduğunu sorarak, sabah güneşinden kacınacağını bir gölge alan bulmanız size rahat bir uyku sunacaktır. Duşta sıcak su olup olmadığı ve saat kaça kadar sıcak su olduğunu mutlaka sorun. Çoğu kamp alanı sıcak suyu güneş enerji panelleri ile sağlar, yoğun saatlerde veya sıcak suyun bitmesi sebebi ile buz gibi su ile duş almak istemezsiniz.
Çoğu kamp alanında yer ateşi yakmaya izin verilmediği günlük rutininizde odun toplamak ve ateş yakmak olmayacaktır. Kamp tüpü kullanarak kolaylıkla yemek yapabilir veya acıktığınızda işletmedeki büfeye uğrayabilirsiniz. Kamp alanlarında sosyalleşebileceğiniz ortak alanlar bulunur, bu alanda zaman geçirmeye çalışın. Karşınızda oturan Kanadalı gezgin bir çift ile sohbet edebilir, Ağrı’da zirve yapmış bir dağcıdan bir gün önceki kar fırtınasını dinleyebilirsiniz. Çadırı kurdunuz, işletmeyi keşfettiniz ve yemeğinizi yediniz, şimdi hareket zamanı. Alanı denizi için mi, doğası için mi yoksa birkaç km’lik trekking sonrası ulaşacağınız şelale için mi tercih ettiniz ? yola çıkın. Akşam keyifli anılar ile döndüğünüzde gün içindeki fotoğraflarınıza bakarken en keyifli uykunuza yenik düşecek, keyifli bir gece geçireceksiniz.
Milli parkların girişinde orman müdürlüğünde toplanan araç veya kişi sayısına bağlı giriş ücretii ödedilten sonra fişinizi saklayın. Alışveriş veya başka bir sebeple giriş çıkış yaptığınızda bu fişi göstermeniz gerekecektir. Milli parklarda yer gösteren veya işletmecinin istekleri doğrultusunda konan kurallar yoktur. Buradaki kurallar örneğin “yer ateşi yakmak yasaktır” , “göle girmek tehlikelidir” ve en önemlisi “yerlere çöp atmayınız” gibi kurallar sizin can güvenliğiniz için olduğu gibi doğa ve doğal yaşamın korunması için geçerli olan net kurallardır. Milli parkta yapacağınız bir kampta bir çalışan size kamp yapabileceğiniz uygun alan burasıdır demez, bu sebeple aşağıda güvenlik ve hijyen ve diğer başlıklarda açıklayacağımız kriterlere uygun bir alanı sizin seçmeniz gerekecektir.
Tuvalete yakın, göle hakim veya rüzgar almayan gibi farklı kriterlerinize uygun alanı belirleyerek çadırın kurulumunuzu yapın. Tam da bu esnada eğer yer ateşi yakmaya izin verilen bir alandaysanız, ateş yakacağınız noktayı, yanıcı özellikteki çadırınıza güvenli bir mesafede konumlandırın. Kömür ateşi yakmanıza yardımcı olur ancak kamp ateşi bambaşka birşeydir, hazırlık ister
Uzun kısa yürüyüşlerle odun toplayabilir ya da yanınızda mevsimin ihtiyacına göre götürebilirsiniz. Milli parklar doğal alanlara göre yaban karşılaşması az olan alanlar olsa da tedbirli olmakta fayda var, evet odun ateşinde et bir başka olur ama deneyiminiz yeter seviyeye ulaşana kadar konserve yiyecekler ve/veya makarna gibi yiyecekler tercih edebilirsiniz.
Kendinizi güvende hissedebileceğiniz yerlere gittiğiniz sürece hiçbir sorun olmayacaktır. Tek başınıza gitmek belki biraz korkutuyor olsa da güven duyduğunuz bir arkadaş grubuyla gidince kafanıza hiçbir şey takılmadan mışıl mışıl uyuyabiliyorsunuz. Ayrıca milli park içinde de değilseniz, jandarmaya yerinizi bildirerek güvenliğinizi artırabilirsiniz. Ülkemizde pek önemsenmese de aslında bu zorunlu. Yine bir çoğumuzun bilmediği bir bilgiyi daha paylaşalım, 112 heryerde ve her koşulda ulaşılabilir bir telefon numarasıdır ve tüm gsm operatörleri bu hizmeti sağlamakla mükelleftir.
Ne kadar inanması zor gelse de çadır tamamiyle size ait bir kapalı kutu. Kapınızı açık bırakmaz, dışarı çıkarken çadırın içindeki ışığı kapatırsanız ne bir sinek giriyor ne de bir böcek. Yazlık yerlerdeki otellerde kertenkele ve örümceklerle korkutucu anılarımız olsa da, çadırda böyle bir sorun ile hiç karşılaşmadık. Ayrıca böcek ve sürüngünlerden korunmak için bir çok yöntem var. Örneğin nemli ve akrep olabilecek bir alandaysanız çadır kapısının önüne biraz kuru lavanta koyabilir, yılan olabilecek bir alanda ise, çadır çevresini kireç ile çember içine alabilirsiniz.
İşletmesi olan kamp alanlarında zaten böyle bir sorununuz olmayacaktır, etrafları çit veya bez ile sarılı olur. Doğal alanlarda ise, ateşinizi sürekli yanık tutarak ve uyumadan önce yiyecek artıklarınızı uzakta bir ağacın dalına asarak, olası ziyaretleri engelleyebilirsiniz.
Kampta güvenlikten sonraki en kritik konu çoğu yeni kampçı için bu olabilir. Evet burda evinizdeki rahatı bulamayacaksınız. Ama gideceğiniz kamp alanını seçerken krititerlerinizden birini tuvalet temizliği olarak belirlerseniz, uygun bir çok alan bulabilirsiniz. (Gidip de temizliğinden memnun kaldığımız kamp alanları: (Can Mocamp, Andriake Camping, Bozcaada Ada Kamping)
Doğal alanda yapacağınız kampta deneyiminiz daha farklı olacak, tuvalet bulmanız zor olabilir. Bunun için küçük yürüyüşler yaparak kendinize uygun bir alan bulabilirsiniz. Başta fikre alışması zor geliyor, kabul.
Tekrar hatırlatalım, çadır size ait kapalı bir kutu. Evde yatak odanıza nasıl ayakkabıyla girmiyorsanız, çadır içini de komple bir yatak odası gibi düşünüp aynı özeni gösterdiğiniz sürece hijyenik bir yaşam alanınız olacaktır. Doğal alandaki kampınızda ise kişisel temizliğiniz için en kritik ihtiyaç su olacaktır. Su kenarında kamp yapıyorsanız daha şanslısınız, değilse de yanınıza bolca su alabilirsiniz.
Bir zaman sonra ihtiyaçlarınız doğrultusunda bir kit oluşturmaya başlıyorsunuz. Kağıt mendil, ıslak mendil, kağıt sabun, el temizleme jeli… bizim olmazsa olmazlarımız. Uzun rotalarda ise, araya bir günlük pansiyon veya otel ekleyerek eşyalarınızı yıkatabilir ve tatilin geri kalanı için yeni bir başlangıç yapabilirsiniz.
İşletmesi olan alanlar için tuvalet başlığındaki gibi, bu sizin bir kriteriniz olabilir ve buna uygun alanları seçebilirsiniz. Kampa uygun doğal alanlarda ise, mevsim uygunsa doğal su kaynakları bunun için ideal. Şehirde çeşmelerden akan sudan daha temiz kaynaklar olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Bu suyu temizlenmek için kullanabilirsiniz ancak şampuan, sabun vb. kimyasalları kullanarak suyun kirlenmesine sebep olmayın, çünkü biraz aşağınızda bir kampçı ya da sevimli bir ceylan su içiyor olabilir.
Daha rahat bir duş için ise, kampçılar için tasarlanmış ucunda duş başlığı olan ve hatta içindeki suyu güneş enerjisi ile ısıtabilen su torbaları da var.
Yaz mevsiminde yapacağınız kamp için hazırlık yapmak ve bir çantaya sığmak kolay, ince giyecekler pek yer kaplamıyor. Kış aylarında iyi bir termal içliğiniz var ise sorun olmayacaktır, içliği giyiyor üzerine lahana tekniği uyguluyoruz. Hava durumuna göre kat kat giyiniyor, sıcakladıkça teker teker çıkararak sıcaklığımızı dengede tutuyor terlemeyi önlüyoruz. Bahar aylarında ise gideceğiniz yerin hava durumunu kontrol ederek çantanızı hazırlamanızda fayda var.
Ekipmanı seçerken deneyim çok önemli. Daha önce kamp yapmış kişiler ile iletişim kurabillir, bizim gibi hesaplardaki ekipman öneri ve tercihlerini takip edebilirsiniz.
9 yıllık kamp tecrübemiz sonrası kullanmakta olduğumuz ekipmanlar aşağıdaki gibi;
Bu içeriğin güncellendiği tarih 10/03/2019 23:34
Leave a Comment