Biz Kopenhag’ı ziyaret etmek için yaz aylarını tercih ettik fakat kışın ise bir başka güzel. Kuzey şehirlerinin en güzellerinden biri olan Kopenhag’ı ziyaretinde, aşağıdaki 25 maddeyi denemen lazım!
Nyhavn Harbour’u şehrin en turistik yerlerinden, rengarenk evler, ihtişamlı yelkenlileriyle instagram fotoğrafları yakalamak için ideal bir lokasyon. Bira/ Patates yapın, bol bol fotoğraf çekin. #Carlsberg şehrin her tarafında olduğu için bira önerimiz Carlsberg veya Jacobsen biraları olacaktır.
Avrupa’daki en büyük ‘biking’ şehri olma planı olan Kopenhag’da bisiklet kiralamamak olmaz. Özellikle bisikletlilere özel yolların olduğu bu şehri bisikletle keşfetmenin tadına varın deriz 🙂
Kopenhag’ın kahvaltı kültürünü keyifli bir mekanda sürdüren Moller, bir hayli popüler. Etrafta masa fotoğrafı çeken birçok blogger görebilirsiniz. Atmosferin keyfi bir yana, kahvaltılık seçenekleri de oldukça çekici ve dengeli. Masayı donatmaya doyamazken, bir yandan da gelecek hesabı düşünmeye çalışın, bizden söylemesi 🙂
Kuzey Avrupa tasarımlarını sevenlerdenseniz, mekanın renklerine ve sadeliğine bayılacaksınız. 17. yüzyıldan kalma Nyhavn Kanalı’nı görmeye giderken, bir sabah kahvaltını burada yapmayı #denemenlazım. Danimarka usulü, avokadolu, açık sandviçlerinin yanında kocaman bir kase dolusu mis kokan kahvelerinden sipariş ver ve günün tadını çıkarmaya hazır ol.
17. yüzyıldan kalma bir astronomik gözlemevi olan bu kule, muazzam bir Kopenhag manzarası sunuyor. Kuleye çıkarken, son kısım hariç merdiven kullanılmıyor fakat sizi fazla yormuyor. Işığın ve boşluğun, yine güçlü bir etki yaratacak şekilde kullanıldığını görecek ve hissedeceksiniz. Yukarıya çıkarken mutlaka bir pencere kenarında güzel bir poz yakalayın.
Şehir merkezinden otobüsle sadece birkaç dakika uzaklıkta olan La Banchina, Kopenhag’a yazın gidenler için mutlaka uğranması gereken bir nokta. Denize dalıp çıkıp içkinizi yudumlayabileceğiniz yeni bir mekan.
Muhteşem lezzette ev yapımı biraları, keyifle sohbet edebileceğiniz atmosferinin yanı sıra mutfaktan gelen mis gibi pizza kokusu… Merkezi bir konumda, uygun fiyatları olan çok iyi bir akşam yemeği alternatifi Gran Torino.
Çizgileri ve eğimi ile muhteşem perspektiflerde fotoğraflar çekebileceğiniz halka açık bir park Superkilen. Kopenhag Belediyesi’nin koordine ettiği bu proje, hem kentsel hayatı geliştirmeyi amaçlıyor hem de dünyanın dört bir yanındaki çeşitliliğe bir övgü niteliğinde… Parktaki birçok obje dünyanın farklı yerlerinden getirilmiş ya da birebir kopya edilmiş. Irak’tan salıncaklar, Brazilya’dan banklar, Fas’tan çeşmeler ve İngiltere’den çöp kutuları…
Boşluk ve ışığın ön planda olduğu Kopenhag mimarisinin bizce en ihtişamlı ve bir yandan da sade olan yapısı. 1921 yılında yapımına Peder Vilhelm Jensen-Klint tarafından başlanan yapı, 1940 yılında sona ermiş. Kilisenin mimarisinde ekspresyonist modern geometrik şekillerle; klasik dikey Gotik çizgiler bir araya getirilmiş. Grundtvigs Kilisesi, popüler ve turistik bölgelere uzak kalsa da mutlaka görülmesi gereken bir yapı. Hayran kalacaksınız.
Kopenhag’dan yarım saatlik bir tren yolculuğu ile ulaşılabilecek Louisiana Müzesi, doğa içindeki konumu, modern mimarisi ve çağdaş sanata dair hazine niteliğindeki sergileriyle mutlaka vakit ayırmanız gereken bir nokta. Dünyanın farklı yerlerinden resim, heykel, video sanatçılarının çalışmalarını görebileceğiniz müzenin sergileri düzenli olarak değişiyor. Biz şehirde olduğumuz dönemde Marina Abramoviç’in The Cleaner isimli muhteşem retrospektifini ziyaret etmiş ve hayran kalmıştık.
Önerimiz; müzeyi gezdikten sonra uçsuz bucaksız denize karşı konumlanmış restoranında küçük bir mola vermeniz!
Sadece bulunduğu Nørrebro bölgesinin değil belki de tüm şehrin en hip caddelerinden biri olan Jægersborggade, pek çok tasarım dükkanı, cafe, restoran, kahve dükkanı ve fırına ev sahipliği yapıyor.
Caddeyi boydan boya gezerken Høj Copenhagen’da Nordik tasarımın ürünleri olan seramik ve objelere bakabilir, Kaktus København’da sukulent dünyasını keşfedebilir, kitap ve kağıt dükkanı Palermo Hollywood’da kendinizi kaybedebilir 🙂 Meyers Bageri’nin enfes tarçınlı çöreklerinden tadabilir, Coffee Collective’de şehrin en iyi kahvesini lokallerle birlikte içebilirsiniz.
Torvhallerne hem sebze, meyve ve çiçek pazarı hem de ünlü Nordik markalarının yer aldığı sokak yemekleri pazarı.
Nitelikli kahve dendi mi Nordik kahvecilerin yeri her zaman farklıdır. Kopenhag’ın tanınan kahvecisi Coffee Collective, sürdürülebilir bir tarım anlayışıyla kahve çekirdeklerini tedarik ediyor. Jægersborggade’da bulunan dükkanlarında nefis kahveler tadabilir ve Danimarka usülü mutluluk felsefesi “hygge”yi yerinde hissedebilirsiniz.
Christiania yani Özgür Şehir’de mutlaka zaman geçirin. Komün hayatının yaşandığı, kendi kurallarının olduğu Christiania bölgesinde 1.000’e yakın kişi yaşıyor. Sokaklarında pazarların kurulduğu, minik cafe ve publarında bulunduğu semtte özgürlük, rahatlık ve farklılık her zaman ön planda. Sokaklarında gezerken fotoğraf çekmeniz (izin verilen kısımlar dışında), koşmanız ve yüksek sesle konuşmanız yasak. Yürürken sokak sanatına dair izler de görebileceğiniz bu izole hayat ve semt kesinlikle deneyimlemeniz gereken bir bölge.
Kopenhag’daki Tivoli Bahçeleri, içinde kafelerin, restoranların, açık hava tiyatrolarının ve lunaparkın olduğu bir mabet. Geceleri havai fişek gösterileri yazın ise senfoni konserleri ve bale resitalleri olan bu 173 yıllık parka bayılmamak elde değil! Gece ayrı, gündüz ayrı güzel! Tivoli’de vakit geçirmeyi #denemenlazim
Kopenhag’a kadar gelmişken Danimarka çıkışlı Hay Design markasının dükkanına uğramadan olmaz. Tasarım objelerine hayran kalacak, bir şey almadan dükkanı terkedemeyeceksiniz.
Kopenhag’ın simgelerinden Carlsberg birasının Kopenhag’daki kasabasını mutlaka ziyaret edin. Carlsberg Academy ve Laboratuar’larının yer aldığı kasaba #Carlsberg ‘in tarihini merak edenler ve farklı biraları deneyimlemek isteyenler için iyi bir fırsat!
Şehrin Botanik bahçesi, Kopenhag Üniversite’sinin bünyesinden bu bahçeyle alakalı bırakalım fotoğraflar konuşsun diyoruz.
Çay tutkunları bu dükkana bayılacaksınız! 7 jenerasyondur hizmet eden bir aile şirketi ve Avrupa’nın en eski çay dükkanlarından. Dünyanın her tarafından ilginç çayları burada bulabilirsiniz.
Kopenhag’ın InN’Out Burger’ı diyebileceğimiz Burgerciye şehrin bir çok yerinde rastlayabilirsiniz. ‘Come As You Are’ mottosu ile de dikkat çeken, hızlı ama lezzetli burgerler için #denemenlazim
Dünyanın en iyi 50 lokantası listesinde 40 numarada, füzyon mutfağının en iyi örneklerinden, mutlaka rezervasyon yapın:
Rezervasyon için https://book.dinnerbooking.com/dk/en-US/book/index/126/2
Jægersborggade’de yer alan, Nitrojen Dondurma dükkanı, leziz vegan seçenekleri ile de gönülleri fethediyor.
Danimarkalı en eski bira üreticilerinden olan Mikkeller’in barında zaman geçirmenizi, farklı biraları denemenizi öneririz.
Uzun bir tırmanıştan sonra inanılmaz bir Kopenhag manzarası ile şehre kuşbakışı bakabilirsiniz.
Konaklamaya gelince tabii ki önerimiz Airbnb! Nordik tasarlanmış cool evlerde kalmak için harika bir fırsat! Hatta Airbnb’ye yeni olanlar için bu linkten bağlanırsanız indirim sağlanıyor.
Yazarlar: Sena Turan & Midyeustuwasabi & Deniz Özdağ
Bu içeriğin güncellendiği tarih 01/02/2022 19:21
Leave a Comment