Bir kere Mykonostown’da konaklamalı ki ulaşım ile falan uğraşmamalı. Kapıdan çıktığınız anda kendinizi o bembeyaz aynı zamanda rengarenk Mykonos sokaklarında bulabilmeli.
Hem Mykonostown öyle kocaman bir yer değil. Bir günde her sokağı dolaşıp, her kapı/pencere/çiçek/böcüğün önünde poz verebilirsiniz. Bknz: ben, hiç affetmedim!
Mykonos’un simgelerinden yeldeğirmenlerini de fotoğraflamalı. Önerimiz günbatımından çok daha önce gitmeli. Yoksa fotoğraf karenizin içine girecek birçok turistle karşılaşabilirsiniz.
Hemen çaprazında yer alan Little Venice’de Mykonos’un diğer bir sembolü. Venedik’teki suyun kenarındaki rengarenk pencereli, balkonlu evleri andıran bu yapıların birçoğu şimdilerde restoran. Akşam oldu mu buranın kalabalıklığından geçilmese de betona vuran dalga sesleriyle hala güzel. Seviyoruz atmosferini.
Yeldeğirmenlerinin hemen altındaki Sea Satin’de harika mezeler eşliğinde günü batırmalı. Mümkünse gitmeden evvel en miss yerde rezervasyon yaptırmalı.
Günü batırmak için diğer bir nokta herkes bilir ki Little Venice. Bence buradaki en iyi mekan da Galleraki. Kendisi bir kokteyl bar. Hem dalgaların hem de turistlerin hışmından kaçıp buranın balkonuna sığınabilirsiniz. Yalnız gün batmadan 1 saat evvel oradaki yerinizi almalı. Sonra bırakın kendinizi rengarenk leziz kokteyllere ve günbatımına.
Olur da yer bulamazsanız Mykonos’a her gidenin bir kokteylinden içtiği, arkasını yeldeğirmenlerine vererek fotoğraf çektirdiği Caprese’e uğrayın. Eğer kafanız gürültülü müzik kaldırırsa Baos da var. Negronisi epey başarılıydı ama bangır bangır çalan o müzik kaldırılacak gibi değil, bu da kafa! Almıyor artık.
Nice’n Easy, Bakalo da yemek yemek için listeye eklenmesi gereken bir hayli hoş, leziz yerler.
Önermeden geçemeyeceğim iki adet de kahvecisi de var. Birisi Alley diğeri de Aroma. İkisi de gün boyu miss kokulu kahveciyken geceleri pek eğlenceli kokteyl bara dönüşüyor.
Yunanistan’ın en popüler iki adasından Santorini’de manzaradan bol bir şey yoksa burada da beach’den bol başka bir şey yok. Ftelia, Paraga, Panormos, Ornos vakit geçirilesi plajlardan.
Plajlarla ilgili minik bir bilgi daha verelim: İstediğiniz plaja gitmeden bir gün evvel oraya gidecek otobüs saatlerini öğrenmeli.
Bol bol yüzüp, güneşlendikten, Little Venice’de günü batırdıktan, yiyip içtikten sonra büyüklü küçük gemilerin, teknelerin yanaştığı Eski Liman’da yürüyüşe çıkmalı. Hem Mykonostown’daki kalabalıktan sonra burası epey huzurlu gelecektir.
İlginçtir ki küçücük Mykonostown’da onlarca sanat galerisi var. Bunlardan en bayıldığım galeri ise Rarity Gallery oldu. Buraya tatilinizden minicik de olsa zaman ayırmalı. Bol bol vaktiniz varsa da Minima, Lifeline Art Studio, Mosaic Art gibi galerileri de rotanıza eklemeli.
Birçok ünlünün, sosyetenin Mykonos’a gitmesi gözünüzü korkutmasın. Öyle büyük paralar dökmenize gerek yok yani. Bu iş sadece çok önceden alınan uçak bileti, otel/pansiyon rezervasyonuna bakar.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 17/02/2019 17:07
Leave a Comment