Hayatta hiçbir şeyin fanı olmadım Rick and Morty kadar. Pek çok filme, şarkıya ya da diziye hayran oldum. Ancak hepsi kendini bir noktada tüketti ama bu dizi tüketemedi. Döne döne seyrettiğim Rick and Morty’yi böylesi tükenmez yapan, beni de kendine hayran bırakan yönü her sahnesi ve her repliği ile bir şeyler anlatıyor oluşu. Boş yok derler ya, işte aynen öyle.
Küçücük çocukları dünyanın düzenine sövdüren South Park ya da bizi travmalarımızın girdabına davet eden Bojack Horseman gibi pek çok yetişkin çizgi dizisine saygım ve sevgim sonsuz olsa da Rick and Morty’yi apayrı bir köşeye koymak gerek. Zira sadece üç sezonun içine bilimkurgu, felsefe, psikoloji, mitoloji öğeleri sığdırmak; her bir öğeyi de onlarca sinema, edebiyat, sanat ve popüler kültür referanslarına boğmak pek kolay iş değil.
4. sezonunun gelmesine az kala Rick and Morty’yi bol bol öveceğim bu yazı diziye farklı bir gözle bakmanızı sağlama amacıyla yazılmıştır. Belki zaten bildiğiniz belki de okuyunca “evet ya!” diyeceğiniz bu ortaya karışık analizden sonra, gelecek sezonun daha çok tat vermesi dileğiyle…
Komedide Korku Unsuru
Rick and Morty sci-fi horror hanedanlığına bağlı bir dizi. Bütün komedisini de dramını da bu janrın üzerine oturtuyor denilebilir. Rick and Morty sci-fi horror geleneğinin geniş bir yansıması. Ancak bu janrın çok daha spesifik bir alt dalında, Cosmic Horror konusunda usta aslında.
HP Lovcraft’in babası olduğu Cosmic Horror ya da şaşırtıcı olmayan diğer adıyla Lovecraftian Horror, aklımızın alamayacağı ve algı kabiliyetimizin dışındaki şeylere karşı duyulan korkuya odaklanır. İzleyicisine, dizinin introsunda açıkça görülen Lovecraft’ın Cthulhu’suyla niyetini açıkça belli eden Rick and Morty de, tıpkı Lovecraft gibi, kozmosu derin felsefi sorular sormak için kullanır.
Nedir bu Cosmic Horror?
Cosmic Horor sizi aniden yerinizde sıçratacak ucuz korku şakalarından çok daha fazlasını yapar. Bilinmeyenin ve hayal dahi edilemeyenin enginliğini vurgular. Okuyucusuna, kavranamaz uzayda pusuda bekleyen bir şeylerin olduğu ve bu şeylerin, artık her ne iseler, aniden gelip gerçekliğimizi bozacağına dair insanda sürekli hissedilen bir korku, tiksinme ve endişe hissi yarattığı fikrini sunar.
Gözle görülebilir olanın ötesinde, uzayın derin karanlıklarında neler vardır? Rick’in portal tabancası sayesinde biz cevaplarımızı alırız. Rick bizi sürekli bu bilinmeyenle yüzleştirir. Galactic Federation, Rick’in portal tabancasının teknolojisini ele geçirmek için kendini paralar. Çünkü uzayın her türlü derinliğine ulaşabiliyor olmak cosmic horror’ın gözünde “her şeyi bilen” olmaya eşdeğerdir. Bilinmeyen ortadan kalktığında korkmak için sebep de kalmayacaktır.
Bir gerçeklikten diğerine göz açıp kapayıncaya atlayan Rick ve Morty’nin sonuçları bazen korkutucu, bazen komik, bazen de her ikisi birden olan maceraları cosmic horror janrını adeta ayakta alkışlar. Dolayısıyla portal tabancası dizinin hikayesi için oldukça elzem bir öğedir. Saygılarınızı sunmayı unutmayınız.
Bazen farklı boyutların ayağımıza geldiği de olur. Sonsuz evrenden kopup bizim gerçekliğimizi bozan Cromulon’ların olduğu Get Schwifty bölümü buna en güzel örnektir.
Cromulon gibi uzayın derinliklerinden kopup gelen devasa yaratıklar elbette ki cosmic horror türünün vazgeçilmez öğelerinin başında geliyor. Lovecraft’in “Great Old Ones” olarak adlandırdığı bu yaratıkların eserlerdeki amaçları ise birkaç derin varoluşsal soruyu insana sordurtmaktır.
“Biz kayda değer varlıklar mıyız ki?”
Pek çok bilim kurgu türünde insanlık evrenin merkeziymiş gibi gösterilir. En iyi bilimkurgu örneklerini düşündüğünüzde, hikayelerin merkezine insanların ya da en azından insanımsıların oturtulduğunu kolaylıkla fark edebilirsiniz. Cosmic horror ise bu algıyı tersine çevirir ve amiyane tabirle şu soruyu sordurur; “Peki ya evren bizi bir tarafına takmıyorsa?” Elbette ki evren bizi bir tarafına takmıyordur.
Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi’nin öncelediği bu absürtlük Cromulon’ların ses yarışmasında kendini gösterir. Hit şarkı bestelemeyi beceremiyorsan gezegen de olmayıver bir zahmet!
Rick vs Great Old Ones
Cosmic horror janrının penceresinden bakıldığında Great Old Ones’ın karşısında insanlığın hiçbir önemi yoktur ve asıl korkutucu olan da bu değersizliğimizdir. Rick and Morty’nin penceresinden baktığımızda bu değersizliğimizi bir komedi unsuru olarak görürüz. Tabi, oldukça karanlık bir komedi unsuru olarak.
Dizi kozmik pesimizmi neredeyse mükemmel denecek şekilde işler. Öyle ki bir bölümde Rick ve Morty ölür. Ancak onlar sonsuz gerçeklikle dolu evrende, sonsuz sayıdaki Rick ve Morty’den sadece biridir. Bizim dizide izlediğimiz gerçeklik olan Earth Dimention C-137 Rick ve Morty’si onların yerine geçiverir ve evren kimsenin yokluğunu hissetmeden var olmaya devam eder.
Sanki Samanyolundaki o soluk mavi noktada yaşayan bir toz parçasından ibaret olduğumuz yetmiyormuş gibi üzerine bir de bu galaksiden sonsuz sayıda var olduğunu fark ederiz. Açıkçası bu idrak yeterince korkutucudur.
Fakat Rick and Morty farkını tam da bu noktada koyuyor. Dizi, kainattaki yerimizin önemsizliğinden korkmayı değil onunla eğlenmemiz gerektiğini öğütlüyor. Şöyle de düşünmek lazım; sonuçta biz de başka varlıklar için cosmic horror’ın ta kendisi olabiliriz. The Ricks Must Be Crazy bölümünde Rick’in aküsünün aslında bir micro-universe olduğunu öğrenmemiz buna en güzel örneklerden biri, değil mi?
Kısacası Rick, Lovecraft’in kadim canavarlarından rol çalar. Sonsuz olasılık ağlarıyla örülmüş çoklu bir evrende olduğu gerçeğinin farkında ve kabullenmiş olan Rick, bu durumu olabildiğince kendi çıkarları uğruna kullanır. Her şeyin farkındadır ve üstelik farkında olduğu bütün gerçekliklere gidebilmesini sağlayan bir portal tabancası da vardır ama işte huzur yoktur huzur!
Rick’in huysuzluğu, sürekli içmesi ve hiçbir şeyi kafaya takmıyormuş tavırlarına bir de bu açıdan bakmak gerek. Kendi algısının fersah fersah ötesinde, sonsuz olasılık ağlarıyla örülmüş bir çoklu evrende yaşadığı gerçeğini kabul ettiğinde, değerler ve anlamlar Rick’in elinden kayıp gitmiştir. Arda kalan şeyse tertemiz bir pesimizmdir.
Varoluşçuluk’a Selam Olsun
Rick and Morty varoluşumuzu neredeyse her bölümde bir şekilde sorgulamayı başarır. Dizi bir yandan insanlığın evrendeki önemsizliğini yüzümüze vururken diğer yandan insan hayatının manasızlığından dem vurur ve acınası varoluşumuza karşı takındığımız tavırlara dair farklı örnekler sunar. Varoluşumuzun dayanılmaz ağırlığına verdiğimiz tepkileri en güzel Jerry ve Rick hikayeleri üzerinden izleriz.
Jerry hayatının anlamsızlığını göz ardı eden bir tiptir. Kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini düşünmez. Hayatının en güzel dakikalarını düşük bütçeli bir simülasyonun içinde geçirmiş bir adamdan bahsediyoruz! Ne yazık ki nihai amacını aslında bir simülasyonun içindeyken gerçekleştiren Jerry, “nihayet, tamamlanmış” hissetse de başarısının hiç bir anlamı yoktur. Tıpkı hepimizin bu hayatta gerçekleştirdiği şeylerin büyük spektrumdan bakıldığında bir anlam ifade etmiyor oluşu gibi. Bu trajedi hepimizin…
Wubba Lubba Dub Dub
Jerry’nın zeka problemleri hayatın saçmalığını kavramasana engeldir. Aslında kendisi tipik bir “cehalet mutluluktur” arketipidir. Rick ise her şeyin fazlasıyla farkındadır. Böyle gelip böyle geçecek olan düzeni kavrayıp kabul etmiştir. Stresle başa çıkmak için sarkazma sarılmıştır. Kozmik korkunun getirdiği tiksinti ve acıyı sürekli sarkastik bir tavırla karşılarken sağlam durmaya çalışır.
Bilim bize evreni anlamlandırabilmemiz adına çeşitli formüller ve teoriler sunsa da kendi varoluşumuzun amacını çözmede asla yardımcı değildir. Rick’in içip içip “I’m in great pain” anlamına gelen “wubba lubba dub dub” demesi belki de bu yüzdendir.
Zerdüşt Rick
Üç sezon boyunca Tiny Rick, Toxic Rick ve Pickle Rick gibi alter ego’larla tanışmıştık. Ancak Rick’in aslında sadece iki tane alter ego karakteri var diye iddialı bir giriş yapayım. Bu karakterler kimlerdir, nerede bulunurlar ve ne yaparlar? Bu soruların cevaplarını almak için felsefenin pos bıyıklısına başvurmamız gerekecek.
Elbet duymuşsunuzdur, Nietszche’nin Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabının asıl oğlanı Zerdüşt, diyar diyar gezip “Tanrı öldü, ve onu biz öldürdük!” anonsu yapar. Aslında Zerdüşt’ün ağzından Nietszche, Aydınlanma Çağı ile gerçekleşen bilimsel devrimin gökyüzünde oturup bizi izleyen, dolayısıyla hayatımızı değerli ve anlamlı kılan Tanrı kavramını yok ettiğini söyler. Bu korkunç gerçekle yüzleşmenin de bizi anlamsızlığa, boşluğa sürükleyeceğini söyler; ya da daha afilli adıyla nihilizme.
Nietzsche’nin sevgili kulu Rick Sanchez’in karakterini tanımlayan şey aslında tam da bu anlamsızlıkla boğuşuyor olmasıdır. Rick bilime sıkı sıkıya sarılır; onun gözünde aşk sadece kimyasal bir reaksiyondur. Rick’in sonsuz sayıda Beth’i, sonsuz sayıda da Morty’si vardır. Fakat Rick katıksız bir nihilist olmayı beceremez ya da Nietszche’nin tabiriyle pasif nihilist olamaz.
Tıpkı bir pasif nihilist gibi hayatın umutsuzluğuna ve anlamsızlığına boyun eğen, kabullenen bir tavrı vardır. Ancak bir diğer tarafı aktif bir nihilist gibi eski değerleri yıkıp yerine yenisini koyma eğiliminde olan bir anarşisttir. Rick’in kişiliğindeki bu paradoks onun hayatın içinde var olmak için verdiği savaşın ta kendisidir.
Morty Güç Kazanıyor!
Nietzsche’nin ‘trajik insan’ına benzer tavırları, alaycılığı ve zekasıyla Rick genellikle tanrıyı oynuyor diyebiliriz. O zaman Morty ölümlüleri sembolize ediyor neden diyemeyelim.
Rick and Morty’yi Creator & Creation dinamiğine benzedişim size fazla geldiyse, elimde çok güzel Father & Son ya da Student & Teacher dinamiği de var; ki zaten bu dinamiğin ne olduğu bilgisi sizde de var.
Tarih boyunca pek çok hikayede anlatılagelen bu ilişki dinamiğinin amacı elbette insan ilişkilerini irdelemek değil. Şair burada hayatın değişmeyen kuralını anlatmak ister aslında: “Yeni” önünde sonunda “eski”nin yerini alır.
Archnememy Rick
Hayatın bu kaçınılmaz döngüsünün yarattığı acıyı dindirme isteği sık sık mitlerde, baba oğul karakterleri üzerinden kendini gösterir.
İnsanlığın referans mabedi Yunan mitolojisindeki Kronos’un hikayesini hatırlayalım. Titanların en genci olan Kronos, babası Uranos’un testislerine orak saplamak suretiyle birinci kuşak tanrıların kökünü tam anlamıyla kurutup ikinci kuşağın başına geçer.
Gel zaman git zaman Kronos baba olur ve akabinde paranoyaklaşmaya başlar. Kişi kendinden bilir misali Kronos, kendi çocuklarının da onu alt edeceğinden korkar. Tüm çocuklarını, yine dramatik bir yöntem seçerek, yiyerek öldürmeye karar verir. Aralarından sadece Zeus’u annesi kurtarmayı başarır. Malumunuz, ilerde Zeus Kronos’u öldürerek Olympos Dağı’nın zirvesindeki yerini alacaktır.
Karakterler ve olay örgüleri değişse de eskinin yeninin yerinin doldurulacağına yönelik haklı korkusuna vurgu yapan ilişki Darth Vader ile Luke Skywalker ya da Harry Potter ile Voldemort arasında görülebilir. Haliyle bu dinamiğin Rick ve Morty arasında da işlediğini varsaymak abartıya kaçmak olmayacaktır.
Dizinin ilk bölümlerinde Morty Rick’e hayranlık besler. Rick’in mimiklerini taklit eder. Hatta babasından daha çok Rick ile vakit geçirir. Fakat zamanla Morty, Rick’in tüm kötü taraflarını görmeye başlar. Haliyle üçüncü sezonda bıkkın, isteksiz, duygusuz ve çok daha katı bir Morty izleriz. Sezon finaline gelindiğindeyse artık Morty’nin canına tak etmiştir. Rick’in güvenilirliği ile baskın karakterinin tek kaşı arasına dom dom kurşunu değmiştir.
Hello darkness my old friend…
O eski neşeli ve herkesi düşünen Morty’den artık eser kalmasa da asıl tehdidin çok daha nemrut çok daha hissiz olan Evil Morty olduğunu unutmamak gerek. Evil Morty karakteri Rick’in her türlüsünden nefret eden ve katliam yolunu tercih eden gerçek bir Yunan tanrısına benzer.
Yine de öğrenci çırak dinamiği üzerinden bakıldığında Evil Morty’yi suçlamamak gerek. Çünkü kendisi yetişkin olmayı ve yetişkinliğin amaçlarını sembolize ediyor denebilir. Zira Evil Morty, hikayelerdeki creation ya da son karakterinin peşinde koştuğu, nihayetinde de gerçekleştirmeyi başaracağı karakter özelliklerini sergilemektedir.
- Eğer Rick’in hikayesi ‘yaşlanmaktan korma’ ya da ‘eski düzen’e işaret ediyorsa Morty’nin hikayesi de hepimizin içine düştüğü bu yetişkinlik çukurundan bahsediyor olabilir mi?
- Eğer Rick yıkılması gereken eski düzeni temsil ediyorsa Evil Rick’in kazanması mübah mı?
- Rick de vakti zamanında bir anarşist olduğuna göre aslında Rick, Morty miydi?
- Bu adamlar bu kadar güzel dizi yapmayı nerden öğrendi?
Tüm bu soruların cevaplarını ya da en azından cevaplarının ipuçlarını alacağımız, kahkahalarla referanslara boğulacağımız, yine beyin yakacağımız bir sezon olsun arkadaşlar! Sezon 4 fragmanını ise şuraya bırakalım.
Yorumlar