Rodos adası, hem enfes plajları ile hem de tarih kokan eski sokakları ile keşif, eğlence ve dinlenmeyi aynı yerde bulabileceğiniz nadir mekanlardan! Özellikle old town’ı burayı (eski şehir) diğer birçok Yunan adasından daha özel kılıyor. 3 güne adanın güzelliklerini sığdırmak mümkün!
İşte sizlere referans olacak bir plan:
1. Gün;
Old town ‘da özel tasarım odaları, nefis bahçesi ve tarih kokan hikayesi ile, Marco Polo mansion’da konaklamalı veya en kötü bir akşam yemeği için uğramalısın.
Şehrin eski sokaklarında amaçsızca gezinip, tarihi ile büyülenebilir ve bolca fotoğraf çekebilirsin.
Şanslıysan, benim gibi meydanda sirtaki yapan local’lara rastlayabilirsin !
Akşam yemeği için önerim, Vasilis Restaurant.
2. Gün;
Güne erkenden Anthony Quinn bay’de başlamalısın,
Şnorkelini yanına almayı sakın unutma, sualtı keşfi için ideal bir plaj…
Bolca yüzdükten sonra bir öğle molası zamanı ! Sahildeki barda Mythos bira + patates + tzatziki (cacık) ile açlığını giderebilirsin.
Akşam yemeğinde Romios’un güzel bahçesinde, yasemin kokuları eşliğinde, meze-ouzo keyfi öneriyorum.
3. Gün;
Sabah adanın güney tarafında yer alan beyaz kasaba Lindos’a dogru yola çıkmalısın.
İstikamet turkuvaz suyu ve bembeyaz kumsalı ile St. Paul beach.
Kayaların arasında kano ile turlamayı sakın ihmal etme.
Öğle molasında Yunanlıların pek meşhur İced Coffee’si (Frappe) ile serinlemelisin !
Yemek için ise Tambakio iyi bir seçim olacaktır.
Yine şanslıysan, sahildeki kilisede düğüne rastlayabilirsin (-ki ben 5 saatte 3 düğün gördüm)
Güneşi batırdıktan sonra, Lindos’un bembeyaz sokaklarında hayran hayran dolasma zamanı…
Akşam yemeğinde ise mutlaka Broccolino’yu denemelisin, İtalyan esintili menüsü ve tatlı bahçesi ile günü bitirmek için en güzel yer.
Leave a Comment