Bu yıla girerken kendim adına aldığım kararlardan biri de bedenime daha fazla özen göstermekti. Bunu da sağlıklı beslenerek ve düzenli egzersiz yaparak geçrekleştirmeyi hedefledim. Ancak konu egzersiz olunca motivasyonu hızlı düşen ve sık sık da üşenen bir insan olduğumdan daha yolun başında kendime pek güvenemedim. Konu açık havada yürümek olduğunda keyifle kilometrelerce tempo tuttursam da aynı bağlılığı üyelikle gidilen salonlarda hiç gösteremedim.
Cihangir Yoga’yla tanışmam tam da bu kararları aldığım döneme denk geldi. Çevremde uzun yıllardır yoga yapan kişiler olmasına rağmen açıkçası hiç özel bir ilgim olmamıştı. Hatta biraz ön yargım bile vardı. Ama yeni deneyimlere açık olmak her zaman yepyeni kapılar açıyor insana ve ben de Denemen Lazım ile bu yolculuğa çıkarak bambaşka bir dünya ile tanıştım. İki aylık yoga maceramı ve bu deneyimin bana neler kattığını özetlemeye çalışacağım. Başlamayı düşünen, emin olamayan veya yolun benim gibi henüz çok başında olanlar için yardımcı olursa ne mutlu bana
Sabahın erken saatlerindeki bu derse giderken biraz heyecanlandığımı ve gerildiğimi itiraf etmeliyim. Öncesinde çok etkisi altında kalmamak için yogaya dair herhangi bir video izlemedim. Ama neyle karşılaşacağımı bilmemek ve “Acaba becerebilecek miyim?” sorusu kafamı fazlasıyla kurcaladı. Stüdyoya girip de derse dakikalar kaldığında bu heyecan bir anda kendini rahatlığa bıraktı. Başlangıç seviyesi bir sınıfta olduğumun ve derste en az benim kadar yogaya yeni insanların olduğunun farkına varmak işimi kolaylaştırdı.
Eğer yogaya yeni başlıyorsanız Cihangir Yoga’da stüdyonun temel yoga seansları olarak bilinen CY1 derslerine girmeniz gerekiyor. Temel yoga pratiklerini deneyimlediğiniz bu seanslarda nefes ve meditasyon egzersizlerine de aşina oluyorsunuz. Daha önce yoga pratiklerine dair bir bilgim olmamasına rağmen ilk CY1 dersimi tahmin ettiğimden daha kolay bir şekilde tamamladım. Elbette ki dersin büyük kısmı diğer katılımcıları takip ederek ve eğitmeni pür dikkat dinleyerek geçti. Bu biraz yorucu hissettirse de işin güzelliği de burada. Çabalamadan ödüle ulaşmak yok sonuçta.
Girdiğim ilk yoga dersi itibariyle yogaya hemen ısınmamı sağlayan bir an var. O da Shavasana (veya Savasana) olarak bilinen bir duruş. Tüm yoga pratikleri bu duruş ile sonlanıyor ve her bir Shavasana’nın ardından yeniden doğmuş gibi kalkıyorsunuz. En azından bende uyandırdığı hissiyat böyle oldu. Bedenimin sınırlarını zorladığım, kimi zaman nefesimi doğru kullanamadığımdan yorulduğum kimi zaman da başardığımı hissettiğim her yoga pratiğinin ardından sırt üstü yatarak girdiğim Shavasana’ya varmak benim yogaya devam etme amacım oldu diyebilirim.
Çünkü tamamen sessiz bir ortamda gözleriniz kapalı ve zihniniz boş bir şekilde girdiğiniz bu gevşeme anı hem zihinsel hem de fiziksel anlamda büyük bir rahatlama sağlıyor. Bu arada Shavasana’nın anlamı ceset duruşu demek. Yani öncesinde yaptığınız tüm pratiklerin amacı bir nevi bu duruşa hazırlanmak, yorulan bedeni dinlendirmek ve ardından yeniden dingin bir şekilde hayata devam etmek diyebiliriz.
İstikrarlı bir şekilde yogaya devam etmek bazıları için çok kolay olsa da benim gibi egzersiz konusunda motivasyonu az kişiler için ilk başta kolay olmayabilir. Ama ben bile haftada en az 2 hatta bazen 3 derse girmeyi bir rutin haline getirmeyi başardım. Bunda yoganın verdiği rahatlama ve dinçleştirme duygusunun da etkisi büyük oldu.
Bir de CY1 derslerine ek olarak girdiğim yin yoga dersleri de yoganın üzerimdeki meditatif yönünü destekledi. Yogayla ilgili en güzel ayrıntı istediğiniz zaman istediğiniz şekilde yapabilmek aslında. Pozları ne kadar yapabiliyorsanız o kadar yapmak ve illa bir rutin tutturma baskısıyla kendinizi sıkmamak yogaya olan bağınızı sağlamlaştırıyor.
Cihangir Yoga’ya dair en çok sevdiğim ayrıntı program saatlerindeki esneklik oldu. İstanbul’da üç ayrı yerde şubesi olan (Cihangir, İstinye ve Caddebostan) stüdyonun her gün tüm seviyelere göre dersleri bulunuyor. Siz de istediğiniz stüdyoda istediğiniz saatte seviyenize uygun derse girebiliyorsunuz.
Bir kere üye olduktan sonra üyeliğiniz süresince her ders öncesi bir kayıt yaptırmanıza veya yer ayırmanıza gerek yok. Ben evime yakınlığından ötürü İstinye şubesini tercih ettim. Bu şubede bulunan Lemongrass Health Bar’ın varlığı yoga keyfimi ikiye katladı. Derslerden sonra bazen bir yeşil içecek, bazen bir kahve molası bazen de leziz Buddha bowl’lar ile kendimi ödüllendirdim.
Sizin de yogaya başlama niyetiniz var ama emin olamıyorsanız belki de şimdi şans vermenin tam zamanıdır. Kendiniz için güzel bir şey yapmanın keyfi kesinlike bambaşka. “Canım kendim” dediğimiz şu günlerde size de mutlaka denemeniz lazım diyorum!
Bu içeriğin güncellendiği tarih 21/05/2019 21:44
Leave a Comment