İspanya’nın ilk başkenti olarak bilinen Toledo tarihi dokusuyla, daracık ve birbirinden sevimli sokaklarıyla büyüleyici bir şehir.
Şehirde hem eski hem de yeni yerleşim bölgeleri var. Nehir ve su kanallarıyla çevrili olan bu küçük şehir o kadar kusursuz korunmuş ki sokaklarda dolaşırken kendinizi orta çağda gibi hissediyorsunuz. Biz buraya Madrid’den bindiğimiz otobüsle ulaştık. Otogardan inince yüksek bir tepenin üzerine kurulu olan eski şehir bütün ihtişamıyla sizi karşılıyor.
“O yokuşu tırmanacak mıyız?” diye korkmayın çünkü yürüyen merdivenlerle şehir merkezine çıkabilirsiniz. Merdivenleri çıkınca ulaşacağınız meydandan yukarı bakınca sizi Alcazar de Toledo karşılıyor.
Buraya giriş ücretli. Giriş biletinizi isterseniz kapıdan isterseniz de internetten alabilirsiniz. Biz Alcazar’ın içine girmedik ancak üst katında bir kütüphane ve kafe bulunuyor. Amacımız Toledo’yu yukarıdan görmek olduğu için kafeye çıktık. Buraya çıkarak Toledo’nun en güzel manzaralarından birini görebilirsiniz. Kütüphane ve kafeye çıkış ücretsiz.
Alcazar’ın ardından ünlü ressam ve heykeltraş olan El Greco’nun evini ziyaret ettik. El Greco Müzesi’ne giriş 3 euro. Müzeye girişler cumartesi günleri 14.00’dan sonra ve Pazar günleri tüm gün ücretsiz. Aslında biz El Greco’nun eserlerini görmeyi umuyorduk ancak araştırmadan gittiğimiz için beklediğimizi bulamadık.
Müzede El Greco’nun kullandığı eşyaları, odalarını görüyorsunuz. Müzeye dair en güzel şey bahçesi. Ünlü ressamın bahçesi gerçekten çok güzel tasarlanmış. El Greco’nun meşhur ‘Orgaz Kontu’nun Gömülüşü’ tablosunu görmek isterseniz Santo Tome Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Ancak baştan uyarayım uzun bir kuyruk sizi bekliyor olacak.
El Greco Müzesi’nin tam karşısında Tejo Nehri’ne bakan Parque Del Transito parkında soluklanabilirsiniz. Buranın manzarasına biz bayıldık. Parktan nehre baktığınızda solunuzda Cortes de Castilla-La Mancha binasını göreceksiniz. Bu binanın heybetli görüntüsüyle nehir manzarası çok güzel fotoğraflar veriyor.
Toledo ayrıca gün batımı manzarasıyla da meşhur bir şehir. Puente de Alcántara Köprüsü’nden yukarı doğru yürüdüğünüzde çok güzel gün batımı manzarasıyla karşılaşacaksınız. Biz zamanımızın çoğunu burada geçirdik. Hem köprünün mimarisine hem de köprüden görünen şehir manzarasını çok sevdik. Bir diğer seyir noktası ise Mirador del Valle… Buradan tüm şehri görebilirsiniz.
Şehirde çok fazla turistik nokta var ama planlı gezmektense bence Toledo’da yapabileceğiniz en iyi aktivite yürümek… Çünkü şehrin her köşesi ayrı keyifli… Tarihi binaları ve parklarıyla gelenleri kendisine âşık ediyor.
Toledo’daki hediyelik eşya dükkânlarında Don Kişot figürleri, ortaçağ kostümleri, kılıçlar, zırhlar ve bunların minyatür boyutları dikkat çekiyor. Aynı zamanda şehirde İspanyol işi danteller ve seramikler de bulabilirsiniz.
İspanya’nın en turistik şehirlerinden biri olduğu için Toledo’da mekân bulma sıkıntısı yaşamazsınız. Genellikle tüm ülke genelinde olduğu gibi her yerde çeşitli tapasçılar var ve genel olarak fiyatlar uygun. Biz akşam yemeği için El Trebol’a gittik. Burası daha çok yerel halkın tercih ettiği bir mekân. Tek yabancı bizdik diyebilirim. İnsanlar buraya gelip tapaslarını ve içeceklerini alıp saatlerce sohbet ediyorlar. Akşam yemeği için biz karides kroket, ton balıklı sandviç, patates kızartması, limonata ve sangria istedik. Toplam 15 euro ödedik.
Mekânın en ünlü yemeklerinden biri La Bomba… Siz isterseniz bu yemeği deneyebilirsiniz. Tatlı olarak da şehrin çeşitli yerlerinde İspanyol tatlısı churros ya da dondurma bulabilirsiniz.
Toledo’ya en yakın havalimanı Madrid’de bulunuyor. En kolay ulaşım şekli otobüs. Biz ALSA şirketinden Madrid-Toledo arası otobüs biletlerimizi kişi başı 7 euroya aldık. Bu otobüsler, belediye otobüsü mantığında ilerliyor. Şehir içi duraklarda durup yolcu alıyor. Yani biletlerinizi bizim gibi erkenden almanıza gerek yok.
Duraklardan veya otogardan binerken ücretinizi verebilirsiniz. Toledo’ya trenle de ulaşım mümkün.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 18/09/2019 11:28
Leave a Comment