Farklı bölgelerden önerdiğimiz bu butik otel listesi ile köy hayatlarını da yakından tanıyabilir, organik lezzetler tadabilir ve tabii ki doğayla baş başa kalabilirsiniz.
İğneada’nın eşsiz doğasında ve deniz kenarına konumlanmış olan Nayu, kendi tabirleriyle stil sahibi bir konaklama deneyimi sunuyor. Doğaya saygılı mimarisi, güne yaza havayı soluyarak başlayacağınız konumu, Karadeniz kıyısındaki kumsalı ve mevsimsel lezzetleri gastronomik bir deneyim çatısında sunan restoranıyla başlı başına özgün bir tatil misafirleri bekliyor. İstanbul’a 2,5 saat mesafede olması da büyük avantaj.
İğneada’dan önerilere devam ediyoruz. Bölgenin ünlü Longoz Ormanları’nda glamping deneyimi yaşayabileceğiniz farklı bir otel var sırada. Longosphere’de konaklarken ormanda doğa yürüyüşlerine çıkabilir ve sonbaharın doğadaki renklerini tüm detaylarıyla görebilirsiniz. Doğada kamp yapmanın en konforlu halini sunan tesiste çocuklu aileler için de çok sayıda eğlenceli aktivite bulunuyor.
Şehrin gürültüsünden kaçıp doğanın kollarında huzur bulabileceğiniz bir adres Casa Lavanda. Şile’nin yemyeşil köylerinden Ulupelit’te, aile sıcaklığıyla kurulmuş bu butik otel, geçmişten bugüne uzanan emek dolu hikayesiyle misafirlerini ağırlıyor. Otel, gastronomik anlamda da epey iddialı. Şef Emre Şen ve ekibinin hazırladığı lezzetler ve bahçeden sofraya gelen taptaze ürünlerle burada her yemek bir ritüel. Sonbaharın sakin atmosferinde, doğanın renkleri arasında konforlu bir kaçamak arıyorsanız, Casa Lavanda tam size göre.
İstanbul’a yakın bir kaçış noktası olan Grandma’s Wonderland, Silivri’de 40 dönümlük bir aile çiftliği üzerinde konumlanmış bir nefes noktası. Otelin bünyesindeki restoranı The Barn, üzüm bağları, göleti, seraları ve taş evleriyle her detayında doğal bir dokunuş bulunuyor. Çiftlik mahsullerinden yapılan kahvaltısıyla güne müthiş şekilde başlayabilir ve kendi özel şaraplarıyla devam ederek harika bir deneyim yaşayabilirsiniz. Hayvan dostu bu sakin otel, bağbozumu etkinlikleri ve yoga atölyeleriyle huzurlu bir kaçamak arayanlar için ideal.
Geçtiğimiz ay Eskişehir Odunpazarı’nda açılan ve sanat dünyasında büyük yankı uyandıran çağdaş sanat müzesi OMM’un (Odunpazarı Modern Müze) bir uzantısı olan OMM INN de hizmete girdi. Mimarisiyle dikkat çeken yapı geleneksel ve çağdaş dokunuşları bir araya getiriyor. UNESCO Dünya Kültür Mirasları Geçici Listesi’nde yer alan Odunpazarı gibi bölgede kalmak ve müthiş sergilere ev sahipliği yapan müzeye yakın olmak da cabası.
Sanatla bir araya getirebileceğiniz bu konaklama deneyimine OMM INN Restoran’ın enfes tatlarını da ekleyebilirsiniz. Şehrin ilk vegan ve vejetaryen mutfağı, butik bir cafe ve sokak yemeği durakları ile beraber gastronomik keşifler de sizi bekliyor.
Trakya’da bir ekolojik yaşam alanı kurmak adına yola çıkan Palivor Çiftliği’ni aslında şehirdeki seçkin gurme dükkanlardan ve marketlerden tanıyoruz. Yıllardır çiftliklerinin üretimi reçel, sos, et ve süt ürünü gibi tatları sofralarımıza ulaştırıyorlardı. Ama burası aynı zamanda isminden de anlaşılabileceği gibi doğayla iç içe bir çiftlik.
Yaklaşık 140 dönümlük bir araziye yayılan Palivor’daki çiftlik evlerinden birini kiralayarak Trakya’nın temiz doğasında çok keyifli anlar yaşayabilirsiniz. Çiftlik içindeki restorandan da faydalanabilirsiniz. İğneada’ya da yakın olduğundan tatil planınıza bu rotayı da ekleyebilirsiniz.
İstanbul’a yakın ama kalabağından ve stresinden de bir o kadar uzak bir ekolojik otele kaçmaya ne dersiniz? Sürdürülebilir bir turizm merkezi ve organik tarım çiftliği olarak kurulan Narköy, çiftliğinden ürünler ile yarattıkları enfes menüler ve sırf kendinizle baş başa olabilesiniz diye televizyon koymadığı odaları ile tam bir deşarj kaçamağı.
Sürdürülebilirlik ilkesini yapılarının inşasındaki malzeme seçiminde bile uygulayan Narköy hem ekolojik hem de gastronomil bir deneyim sunuyor. Ayrıca ekmek yapımı, permakültür, kompost yapımı, ailece doğada olmak gibi farklı atölye ve eğitimler de sunuyorlar.
İzmir’in sevimli beldesi Şirince’yi neredeyse kuşbakışı gören 20 dönüm arazi üzerine kurulu Nişanyan Otel, sonbaharda Ege’nin tadı bir başka güzel olur diyenler için harika bir alternatif. İşletmecisi Müjde Tönbekici ülkemizdeki butik otel anlayışını farklı boyutlara getirmiş ve yaygınlaşmasını sağlamış bir isim. Bu birikimine oteldeki her detaya yansıtıyor.
Şirince’nin doğal ortamında taş evlerde kalarak köy hayatını yerinde deneyimleyebilirsiniz. Köy manzarasına karşı enfes kahvaltılar ederek huzur dolu anlar yaşayabilirsiniz. Doğal ve organik ürünlerle yapılan yemek atölyelerine de katılabilirsiniz.
Doğasıyla her gideni büyüleyen Çamlıhemşin’de yer alan Puli Mini Otel mimarisiyle dikkati çekiyor. Yaklaşık 80 yıllık bir geçmişi olan ve kestane ağacı ile taştan inşa edilmiş bir binanın ev sahipliği yaptığı otel Fırtına Deresi’nin yakınında yer alıyor.
Karadeniz’in o eşsiz yeşil rengine ve dağ manzarasına bakan bu butik otelin kafa dinlemek ve doğayla bütünleşmek için harika bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Bölgenin nefis yemeklerini tadabileceğiniz, dere sesleri ve sakin bir köy hayatı ile meditatif bir konaklama yaşayabileceğiniz Puli Mini’yi Karadeniz rotanız için mutlaka not alın deriz.
Rize’nin muhteşem doğasında konumlanan Hakoni House, her mevsim açık bir aile işletmesi olarak misafirlerine ev rahatlığında bir konaklama deneyimi sunuyor.
Oteldeki tüm gıdalar çevredeki yerel çiftliklerden temin edilerek sürdürülebilirlik ve etik gıda tüketimi destekleniyor. Vejetaryen dostu menüsüyle yerel mutfaklarından lezzetler tatmak mümkün. Sonbaharın huzurlu atmosferinde, doğayla iç içe sakin bir tatil arayanlar için ideal bir kaçış noktası.
Nuup Hotel, Marmaris’in yeşilliklerine gizlenmiş Çamlı Köyü’nde doğayla iç içe bir butik otel. Ula evlerinden ilhamla tasarlanan odaları, nostaljik mimari öğeleri günümüz konforuyla buluşturuyor. Güne sağlam bir çam havası ve horoz sesleriyle başladığınız otelin restoran alanına geçtiğinizde sizi Mandarin ördekleri, tavus kuşları, beyaz güvercinler ve daha nice özgürce gezen hayvanın olduğu muhteşem bir ortam bekliyor.
Otelin şef restoranı Sento by Nuup ise akşam yemeklerinizi fine – dining bir tecrübeye dönüştürüyor. Açık havuz, yoga ve egzersiz salonları, ormanın derinlerine uzanan yürüyüş patikaları ile Nuup, huzur arayanlar için doğanın içinde benzersiz bir rahatlık vadediyor.
Huzuru keşfetmeye bu defa Bursa’ya uzanıyoruz. İznik’in büyüleyici doğasında, çam ağaçlarıyla çevrili yollarda yürürken karşınıza çıkan Red Pine Guesthouse, farklı genişlikteki ahşap evlerin bir araya geldiği harika bir kaçış noktası.
Burada kendinizle baş başa ve doğayla iç içe olacağınız bir deneyim sizi bekliyor. Kitabınıza dalıp tüm dertleri unutacağınız, tertemiz havayı derin derin içinize çekeceğiniz ve her şeyi geride bırakacağınız bu atmosfer tam anlamıyla bir sonbahar huzuru sunuyor.
Sakin, huzurlu ve konforlu bir aile işletmesi olan Abant Lotus’un hemen yanıbaşında bir orman ve dere bulunuyor. Taştan duvarları, Abant’ın doğal güzelliği ve soğuk günlerde yapabileceğiniz şömine keyfi ile unutulmaz bir deneyim sunuyorlar. Otelin yerel tatlara modern dokunuşlar yaptığı bir restoranı ve rahatlayabileceğiniz bri spa’sı da bulunuyor.
Abant konumu gereği Yedigöller, Göynük, Mudurnu gibi keşfedilesi pek çok güzel yere de yakın. Böylece otel ziyaretinizi turistik gezilerle de taçlandırabilirsiniz.
Sadece Türkiye’nin değil dünyadan pek çok gezginin uğrak noktası olan Kapadokya büyüleyici manzarası ve eşsiz tarihiyle sonbahar rotalarının en güzellerinden biri. Uçhisar’da bulunan Argos da bulunduğu tepeden nefes kesen bir manaraya sahip.
Sanatsal etkinliklere de büyük önem veren otelde Türk mutfağının lezzetlerini tadabilir ve kendi şarap mahzenlerindeki bölgenin özel şaraplarını yudumlayabilirsiniz. Rahat ve lüks bir deneyim arayışındaysanız Argos in Cappadocia tam size göre.
Yazın yoğun sıcaklarının ardından Gaziantep’İ keşfetmeniz için en güzel dönemler başladı. Mutfağının ünü tüm ülkeyi sarmış bu şehirde tarihi bir han olan Hışvahan’da kalarak ziyaretinizi daha otantik hale getirebilirsiniz. Şehrin en büyük hanı olan mekanı Gaziantep’in ileri gelen ailelerinden biri uzun bir restorasyon ve hazırlık sürecinden geçirerek butik bir otele dönüştürmüş.
Oteldeki her detay ince ve rafine zevklerin eseri. Restoranı ise şehirde yer bulmanın en zor olduğu yerlerden biri haline gelmiş çünkü enfes bir menüleri var.
Eceabat’ta konumlanan Hotel Caeli aslında üzüm bağlarına ve şaraphaneye ev sahipliği yapan bir işletmenin parçası olarak hizmet veriyor. Yani Caeli’de kaldığınızda şaraphane gezisi ve tadımını da katarak deneyiminizi çok farklı bir boyuta çıkarabilirsiniz. Wellbeing & Spa merkezinde kendinize bir ödül de verebilirsiniz.
Dünya mutfağından artizan lezzetlerin sunulduğu restoranına da mutlaka uğramalısınız. İşletme aynı zamanda sanata da büyük önem veriyor. Otelde pek çok sanatsal detay, heykel, yerleştirme görebilirsiniz.
Torosların henüz pek keşfedilmemiş yerleşimi Ormana’da yer alan Ormana Active aslında bölgeyi kalkındırma amaçlı kurulan bir vakfın projesi olarak hayat buluyor. İki restoran, bir butik otel ve bir seyahat acentası olarak faaliyetini sürdürüyor. Bir aile işletmesi ve vakfı olan Ormana Active’de konaklamak istediğiniz taş ev ve konak gibi özgün seçenekler bulabiliyorsunuz.
Restoranlarında sundukları ürünlerin büyük bir bölümünü kendi tarla, bağ ve bostanlarından yetiştiriyorlar. Gittiğinizde civardaki antik kenti, köyleri ve tarihi kalıntıları da keşfederek bölgenin kültürel değerlerine hayran kalabilirsiniz.
Ege Denizi kıyısındaki Ahmetçe Köyü’nde bulunan Simurg Inn doğa içinde konaklama keyfinin yanı sıra ekolojik bir deneyim de sunuyor. Burada yediğiniz tüm meyve, sebze, zeytin ve zeytinyağları kendi bahçelerinin mamüllerinden oluşuyor. Yumurtalar da yine bahçenin tavuklarından.
Organik hissiyatı tam anlamıyla yaşayabileceğiniz bu otelde kalırken çevredeki doğa yürüyüşü, nefes terapisi, tekne turları gibi aktivitelere katılarak deneyiminizi zenginleştirebilirsiniz. İsmini Simurg yani zümrüdüanka kuşundan alan otelin felsefesi de ruhun yücelmesi ve yaşarken yeniden doğuşu üzerine kurulu. Yani şehrin kaosundan kaçıp arınmak için ideal bir yer diyebiliriz.
Kaz Dağları’nın ortasında nefis bir manzara ve çam ormanlarından yayılan taze hava eşliğinde bir sonbahar kaçamağı her zaman iyi bir fikirdir. Ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen Manici Kasrı’nda konaklarken etraftaki zeytinliklere bakarak hayaller kurabilir, şömine başında keyif yapabilir, yerel lezzetlerden oluşan menüsünü tadabilirsiniz.
Manici Kasrı’nın bir başka güzel yanı da kendi özel plajının olması. Kuzey Ege sahilinde bir yürüyüşle güne başlayarak enerji dolabilisiniz. Çevredeki köyleri ziyaret edebilir, dağların arasında doğayla iç içe trekking de yapabilirsiniz.
Listemizde İstanbul’dan da bir önerimiz var. Şehrin kalabalığından kaçarken uzak olmayan bir yer arıyorsanız Şile’deki Parma Sole’yi düşünebilirsiniz. Yıllar önce tatillerini geçirdikleri evlerini butik otel ve restorana dönüştüren ailenin eseri olan yerin ismi de uzun yıllar yaşadıkları Parma’dan geliyor.
Bu sebeple kurdukları restoran da rafine lezzetler sunan ve Parma mutfağını İstanbul’a taşıyan bir İtalyan restoranı oluyor. Kendi küçük çiftliklerinden elde ettikleri ürünleri kullandıkları restoran mutfağında unu bile kendi taş değirmenlerinde öğütüyorlar. Atölyelerin de düzenlediği otel özellikle hafta sonu keyifli kaçamaklar için çok uygun.
İznik Gölü kıyısında 12 odalı küçük bir otel olan The Lake House, İstanbul’a yakın mesafesiyle çok keyifli bir kaçış ve dinlenme noktası. Bahçesindeki zeytin ve servi ağaçları, keyifli manzarası ve doğa yürüyüşleri yapabileceğiniz konumuyla sizi gerçekten de dinlendirmiş hissettiriyor. Lokal üreticilerden temin ettikleri ürünler ile hazırladıkları taptaze lezzetler The Lake House’da konaklama deneyiminizi daha keyifli hale getiriyor. Ayrıca hava güzelse doğa yürüyüşlerinize farklı aktiviteler ekleyerek gölde kano yapabilir hatta yüzebilirsiniz.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 27/10/2024 14:25
Leave a Comment