Türkiye’de böylesine özel yemek deneyimlerini yaşayabileceğimiz yerlerin başını hiç kuşkusuz Ege Bölgesi çekiyor. İklimin ve coğrafyanın sağladığı tarım avantajı ve deniz mahsüllerinin bolluğu ile şefler de özgün lokal lezzetler çıkarabiliyor. Biz de mevsimsel, taze ve yerel tabaklar tadabileceğiniz, tadarken hikayesini öğrenebileceğiniz bu özel restoranları listeledik. Bu mekanların hemen hepsi sosyal mesafeyi önemsediğimiz şu günlerde bahçeli alanlarıyla rahat bir servis de sunuyor. Bazıları ise sezonluk servis veriyor. Bu yüzden gitmeden önce sormanızda ve mutlaka rezervasyon yapmanız önem taşıyor. Hazırsanız lezzet rotanızı oluşturmaya başlayın.
İzmir’in gastronomik bir belde olma yolunda ilerleyen ilçesi Urla, üzüm ve zeytin ağaçlarıyla bezeli yollarının arasında saklı lezzet noktalarına sahip. Beldeye bu gastronomik ünvanını hakkıyla veren restoranlardan biri olan Od Urla, benzersiz bir atmosferde özel bir deneyim sunuyor. Tarladan sofraya yaklaşımıyla mutfaklarında sadece mevsimsel ve yerel ürün kullanıyorlar. Şef Osman Sezener’in kendi aile arazisini dönüştürdüğü bu göz alıcı mimarili mekan, dönemsel değişen tadım ve kokteyl menüleri, ambiyansı ve ince düşünülmüş detaylarıyla ile Türkiye’nin yüz akı lezzet durakları arasında yer alıyor.
Deniz ürünleri alanında sadece Bodrum’un değil ülkemizin de sayılı restoranları arasına girmeyi başarmış Orfoz seçkin bir menü sunuyor. Özellikle kabuklu deniz ürünlerinde leziz ve yaratıcı tatlar hazırlayan mekan bir aile işletmesi olarak uzun yıllardır varlığını sürdürüyor. Bodrum’un nostaljik mahallesi Kumbahçe’de yer alan mekanda tadım menüsü alarak sezonuna göre kidonya, istiridye, patlangoz gibi ilginç kabukluları tadabilirsiniz. Bölgenin çevresindeki zengin sulardan günlük olarak toplanan bu kabukluların lezzetini kolay kolay başka yer bulmak pek mümkün değil.
Listemizin İzmir Selçuk’ta konumlanan üyesi Çiy Restaurant, Şef Damla Özay ve maharetli ekibinin bir projesi. Doğanın içinde doğanın lezzetleri sunan mekanın güzel bir yanı da yerli şarap sektörünün öncülerinden Yedi Bilgeler bağlarının içinde yer alması. Ege ve Akdeniz mutfaklarını çabasız, sade ve elbette ki enfes şekilde yorumlayan ekip, menü içeriklerini “pazarda ne varsa o” şeklinde özetliyor. Mevsimsel ve yerel ürünleri sofistike biçimde harmanlayarak sade, öz ve doğaya saygılı bir menü sunuyorlar. Yedi Bilgeler şaraplarının da dokunuşlarıyla ortaya harika bir gastronomik deneyim çıkıyor.
Cundalı Şef Tayfun Gökşin’in hayata geçirdiği Trata belki de ülkenin en özgür lokantalarından biri. Çünkü o bir gezici lokanta ve her gün başka bir yere masalarını kuruyor. Yirmi kişiyi geçmeyen kapasitesiyle açık alana kurulan sofralarda hem bir şef mutfağına konuk oluyor hem de özgün bir deneyim yaşıyorsunuz. Bir minivanın çektiği bu gezici mutfak Ayvalık çevresindeki güzel yerlere konumlanıyor ve bölgenin enfes ürünlerinden bir ziyafet başlıyor. Haftanın belirli günleri hizmet veren Trata’ya Instagram hesapları üzerinden ulaşarak rezervasyon yaptırıyor ve konum bilgisini bekliyorsunuz. Ardından sürprizli ve leziz deneyiminiz başlıyor.
Kolburan çiftinin hayallerini gerçekleştirmek üzere hayata geçirdiği Kolburano’s odun ateşinde geleneksel İtalyan pizzaları sunan bir mekan. İzmir’in Reisdere köyünde Rumlardan kalma 200 yıllık taş bir binada 2015 yılından beri hizmet veren Kolburano’s yerli üreticiden, pazarlardan alınan mevsimsel ürünleri olabildiğince sade, basit ve lezzetli bir şekilde misafirlerine sunuyor. Yazın bahçede, kış aylarında ise taş binanın içinde kuzine ateşi karşısında hem pizzaların hem de menüdeki diğer lokal tatların keyfini çıkarabilirsiniz.
Cunda dendiğinde akla ilk gelen restoran büyük ihtimalle Ayna’dır. Yıllardır bozulmayan çizgisiyle Kuzey Ege’nin ferah lezzetlerini yaratıcı şekilde birleştiriyor ve damakta iz bırakan tatlar yaratıyorlar. Bölgenin taze otlarını ve deniz mahsüllerini öyle enfes şekilde yorumluyorlar ki lokal mutfağa bir kez daha hayran kalıyorsunuz. Tatlıları da bir o kadar lezzetli. Hatta isterseniz gün boyu mekanda servis edile tatlı, kahve, limonata keyfine dahil olup günün farklı saatlerinde de Ayna’yı deneyimleyebilirsiniz. Menü mevsimsel olarak farklılık gösteriyor ama her halükarda buram buram Ege ve Cunda kokuyor.
Ünü ülke sınırlarının bile dışına taşmış 7 Mehmet köklü bir aile işletmesi olarak Antalya’da hizmet veriyor. Kurucusu Mehmet Usta’nın 1940’lı yıllarda başlattığı geleneği bugün ailenin üçüncü kuşak temsilcisi Şef Mehmet Akdağ devam ettiriyor. Modern Akdeniz mutfağını ve geleneksel Türk yemeklerini aynı potada buluşturan mekan misafirlerine yüksek düzeyde bir lezzet deneyimi vaat ediyor. Kullandıkları yerel malzemeleri seçerken Türkiye’nin neresinde o malzeme iyiyse onu tedarik etmeye özen gösteriyorlar. Bu da menüdeki her bir lezzetin özel ve lezzetli olmasının sırlarından biri.
Listemizin son iki üyesi henüz bu yaz misafirlerine merhaba demiş ama sundukları lezzet deneyimleriyle şimdiden isimlerini en iyiler listesine yazmış mekanlar. İzmir’in gastronomik ilçesi Urla’da açılan Teruar Urla, bir restorandan çok daha fazlası. Urla’nın bağlarına ve tepelerine bakan odalarında konaklayabileceğiniz ve restoranında kurucu Şef Osman Serdaroğlu’nun lokal malzemeyle hazırladığı yaratıcı tabaklarını tadabileceğiniz bir yaşam alanı. Yakında bazı mahsüllerini kavanozlayarak da satışa sunacaklar.
Bodrum’un huzurlu mahallesi Dereköy’de bu yaz açılan Dereköy Lokantası bohem tasarımlı bahçesinde ferah ve günlük hazırlanan özel lezzetler sunuyor. Türk mutfağını modern şekilde yorumlayan ve Ege tatlarıyla birleştiren Dereköy Lokantası’nda ağırlıklı olarak mezeler, deniz mahsülleri ve bol bol otlu lezzet bulabilirsiniz. Ara sıcaklar da en az soğuklar da özgün ve leziz. Sadece akşam servisi sunan mekanın bulunduğu konum ve minimalist tasarımı keyfinizi arttırıyor. Biraz erken giderek yan tarafındaki Leleg Living isimli tasarım ürünlerle dolu dükkanı da gezmenizi tavsiye ederiz.
İzmir’in yerel lezzetleriyle tanınan ilçesi Tire’de, bir dağ köyü olan Kaplan Köy’ün zirvesinde yer alan bu mekan 30 yıla yakın süredir hizmet veriyor. Bölgenin sembollerinden biri haline gelmiş olan restoranın kurucusu Lütfü Çakır ilk günkü özen ve lezzetle burayı yaşatmaya devam ediyor. Tüm malzemelerin köy pazarından ve yerel üreticilerden alındığı Kaplan Dağ restoranda Ege mutfağının tadına doyulmaz otlarını ve zeytinyağlılarını deneyebilir, Tire’ye has yemekleri tadabilir, alabildiğine geniş bir köy manzarasına bakarak bu özel coğrafyanın tadını çıkarabilirsiniz.
Listemize Tire’den ve bir bakıma da Kaplan Dağ Restoran’ın kardeşi sayılabilecek bir başka lezzet noktası ile devam ediyoruz. Şef kardeşler Serkan ve Deniz Çakır, aile işletmesi Kaplan Dağ’da geçen onca yıl, farklı iş tecrübeleri ve en sonunda aşçılık eğitimlerinin ardından kendi mekanları GastroTire’yi kurmaya karar veriyorlar. Öncelikle yola bir mutfak atölyesi olarak çıkan mekan zamanla bir restorana evriliyor. Tire’nin yerel lezzetlerini özgün ve modern sunumlarla bir araya getirerek ortaya ziyafet niteliğinde tatlar çıkarıyorlar. Bölgenin meşhur lezzeti çamur peynirini bir de GastroTire’de denemeniz lazım.
Edremit Körfezi’nde Güre’de denize karşı lokal bir mekan var sırada. Şef Deniz Şeker’in yaratıcısı olduğu Gordo iskele hattı boyunca sıralı pek çok mekanın arasında öncelikle ambiyansı ile dikkatleri çekiyor. Özgün iç tasarımıyla sizi hemen yakalayan Gordo’nun esas güzelliği ise Kaz Dağları’nın ve çevresindeki bölgelerden gelen yerel malzemelerin tadında saklı. Ağırlıklı olarak sebze ve zeytinyağlı lezzetler sunan Gordo’da deniz tarağı, ahtapot, kerevit gibi özel deniz mahsüllerini de deneyimleyebilirsiniz.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 07/09/2021 22:03
Leave a Comment