Bolonya seyahatini planlarken fazladan bir gün ayırıp Parma ve Modena’yı görün. Bunun için sizi otelinizden alıp ulaşımızı sağlayacak birçok hesaplı günlük turlar bulabilirsiniz. Sabah erkenden Parma’daki üreticileri gezerek parmesan yapım aşamalarını izleyebilirsiniz. Sabaha karşı sağılan sütler bekletilmeden işlendiği için peynirlerin yapımı çok erken saatte başlıyor. Turun sonundaki parmesan tadımına katılarak kaç ay beklemiş parmesanı daha çok beğendiğinize karar verip ona göre satın alabilirsiniz. Aynı turun devamında Modena’ya gidip şarap gibi incelikle işlenen balzamik sirke üreticilerini gezebilirsiniz.
Bolonya’da güne Pappare’de kahvaltı yaparak başlıyoruz. Yine çeşit çeşit fırın ürünleri, sandviçler, pizzalar ve tatlılarla dolu bir tezgah girişte gözümüzü alıyor. O kadar çok kruvasan çeşidi var ki! Bitter çikolatalısından kremalısına meyvelesinden reçellisine bu kadar çok kruvasan çeşidini başka bir yerde bir arada görmedik. Menüde çeşitli omlet, pancake ve yumurtalar, bacon ve somonlu tabakların yanı sıra vegan seçenekler de var. Kahve olarak farklı demleme alternatifleri de mevcut.
Dondurma için Bolonya’da favorimiz olan üç adres var.
Doğal malzemelerle, katkısız hazırlanan dondurma çeşitleri arasında klasik tatlar dışında her markanın kendine özel hazırladığı değişik ve sezonluk çeşitleri de deneyebilirsiniz. Sipariş verirken porsiyonların çok büyük olduğunu unutmayın 🙂
San Petronio Kilisesi’nin hemen yanındaki çarşıda biraz turlayıp balıkçıları, peynircileri ve diğer dükkanları gezdikten sonra şarküteri çeşitlerini denemek ve güzel bir şarap içmek için Tamburini’ye bakıyoruz fakat dolu olduğu için beklemeyip Zerocinquantino’ya gidiyoruz. 2 kişilik şarküteri ve peynir tabağıyla 1 şişe şarap 35 euro, üç kişi rahatlıkla doyabilirsiniz. Çevredeki tavsiye edilen diğer yerlerden Osteria del Sole, Simoni ve Tamburini’yi de deneyebilirsiniz.
Çarşıdan biraz uzaklaşırsanız zengin şarap seçenekleri bulunan Enoteca Italiana’ya da gidebilirsiniz. Bu salaş ve “old school” bardaki amcaların derin şarap bilgisine hayran kalmamak mümkün değil.
Mercato delle Erbe’den taze meyve ve birkaç çeşit peynir alarak Giardini Margherita Parkı’nda piknik yapabilirsiniz. Veya içeride Altro’da oturup güzel bir öğlen yemeği yiyebilirsiniz. Altro’nun geç saatlerde de bir gece kulübüne dönüştüğünü de not etmekte fayda var 🙂
Aperitivo için bize önerilen Gamberini aslında şehirdeki en iyi pastanelerden biri. Akşamüstü saatlerinde içki yanında ufak bir fark ödeyerek açık büfe atıştırmalıklardan yiyebiliyorsunuz. Mercato delle Erbe’nin çevresindeki küçük bar ve pub’lardan Bar Mercato ve Senza Nome yine aperitivo için gidilebilecek yerler arasında. Lokallerin gitmeyi en sevdiği barlardan biriyse 16. Yüzyıl’dan kalma eski bir şapel olan Le Stanze. Kokteylleri ve aperitivo büfesi şehirdeki en iyiler arasında.
Tagliatelle alla Bolognese, yani bolonez soslu tagliatelle yemek için ilk durak olan, Osteria dell’Orsa’ya gidiyoruz. Bu salaş ve kalabalık lokantanın uzun tahta masa ve banklarında boş bulduğumuz yere oturup makarnalarımızın siparişini veriyoruz. Annesinin yaptığı kıymalı makarnayı sevenler, makarnayı “al dente” pişirenler, buradaki makarnalara bayılacak. Daha şık bir alternatif isteyenlere önerim Osteria Bottega. Burada Bolonez dışında Tortellini in Brodo (et suyunda tortellini çorbası) mutlaka tadına bakılması gereken yemeklerden.
Trattoria La Montanara ise öğlen servisini kaçırdığımız için akşam gittiğimiz restoranlardan biriydi. Bu küçük ve sevimli restoranı “anneanne evi gibi” diye önerdiler. Gerçekten de çiçek desenli tabakları ve ev yemekleriyle İtalyan bir anneannenin evinde yiyormuş gibi hissetmek için bire bir 🙂
Parma’ya gittiğinizde öğlen yemeği için adresiniz mutlaka Trattoria Corrieri. Önden Parma’da üretilen prosciutto (Parma ham) tabağı ve üzerine harika bir makarna. Hangi makarnayı yiyeceğine karar veremeyenler için üç farklı çeşidin olduğu karışık makarna tabağını denemen lazım! O kadar vakti olmayanlar içinse ara sokakta önündeki kalabalık kuyruklar sayesinde hemen farkedilen sandviççi Pepen popüler lokasyonlardan.
Sadece Modena’ya gitme sebebi bile olabilecek Osteria Francescana listenizde kesinlikle olması gereken bir restoran. Chef’s Table izleyenler birinci sezonun ilk bölümündeki Massimo Bottura’yı hemen hatırlar. Sanat eseri gibi tabaklar hazırlayan bu üç Michelin yıldızlı ünlü şefin restoranına olabildiğince erkenden rezervasyon yaptırmanız şart. 28 kişiye servis verdikleri restoranın mutfağında çalışan personel sayısı 43! The World’s 50 Best Restaurants listesine de bu sene tekrar birinci sıradan giren Osteria Francescana’nın şefi Bottura’nın atıksız mutfak üzerine yazdığı kitabı Bread Is Gold geçen sene yayımlandı.
Bu içeriğin güncellendiği tarih 17/02/2019 14:34
Leave a Comment