Tüm dünyaya yayılan popüleritesiyle film endüstrisine yön veren Hollywood’dan, endüstriyi tema parklara dönüştüren yüksek hayal gücü ile ticaret üzerinden ticaretin devamını sağlayan Universal Stüdyolarına, okyanus kenarında olmanın verdiği tuhaf hazla kendinizi her zamankinden daha özgür ve unutulmaz filmlerin bir sahnesindeymiş gibi hissettiren popüler kumsallarından, dünyaca ünlü yıldızların yaşamlarına yakından tanık olabileceğiniz ünlü bölgeleriyle ziyarete gelen hemen herkesi etkilemeyi başardığı konusunda hem fikir oldugumuz Los Angeles; spor faliyetleri ve eğlence hayatına yön veren mekanları dışında şehir merkezini (Downtown) aynı şekilde değerlendirme konusunda o kadar da popüler olamıyor. Diğer birçok büyük şehrin aksine, çoğu insanın şehir merkezine ayak basmadan Los Angeles ziyaretini sonlandırdığı söyleniyor. Bizce kesinlikle daha büyük ilgiyi hakeden ‘Downtown’, kendi içerisinde farklı bölgeleriyle (Art District, Fashion District, Financial District, vb) görebileceğiniz en melez yerlerden birtanesi.
Ticaret merkezleri ile kaplı, finans ve moda bölgelerinin aksine, ilk bakışta terk edilmiş gibi duran, sokaklara dalmaya başladığınızda her köşe başından çıkan birbirinden güzel muralları, tuğla yapılarıyla iddiasız görünen, stil sahibi ödüllü tasarım dükkanları, butik kahvecileri, restorantları ve atmosferi ile kendinizi bölgenin yerlisi gibi hissedeceğiniz, sanatla dolu ve şehir telaşının tam içinde telaşsız bir bölge, Art District.
Terk edilmiş viran fabrikaların tenhalaştırdığı bölge, Hollywood fimleri için vazgeçilmez bir doğal stüdyo bölgesine dönüştürülmüş ve birçok yapım şirketi ve ajansın ofislerini bölgeye taşınmaya başlaması, bölgenin havasını değiştiren en önemli etkenlerden biri olarak değerlendirilmiştir.
Terk edilmiş fabrikalardan, ruhu size iyi gelecek küçük bir sanat bölgesine dönüşen Art District’e yolunuz düşerse,
Bu içeriğin güncellendiği tarih 17/02/2019 17:43
Leave a Comment