‘ Dia De Los Muertos ’ , ‘Day of The Dead’ veya ‘Ölüler Günü’ … Kökeninin Azteklere dayandığı bilinen gün, Latin Amerika özellikle de Meksikalıların en önemli festivali olan rengarenk dini bir seremonidir. Peki bu dini günü yazı konusu yapan nedir derseniz, kesinlikle Latin Amerikalıların ölülerini anma şekilleri deriz…
İnanışa göre ölüm, yaşamın doğal bir sürecidir. Gerçek ölüm ise unutulduğu zaman gerçekleşir ve özel kutlamanın amacı, ölü ruhları mutlu edecek şekilde anmaktır. Bir ölü nasıl mutlu edilir? 31 Ekim- 1-2 Kasım’da gerçekleşen ‘Ölüler Günü’ boyunca ruhlar, ailelerini ve diğer sevdiklerini ziyarete gelirler.Ruhları mutlu etmek için şaşırtıcı bir hazırlık yapılmaktadır.
Öncelikle mezarlıklar temizlenir ve sunaklar, ruhların, yaşamları boyunca sevdikleri tüm detaylarla ( eşya, gıda, vb. ) gerçek bir renk cümbüşü içerisinde süslenmekte ve ruhlar dualar eşliğinde beklenilmektedir. Ruhlar geldiklerinde mutlu olurlar ise, seneye tekrar kendilerini ziyarete geleceği düşünülmektedir.
‘Ölüler Günü’, ‘Cadılar Bayramı’ ile karıştırılsa da, içerisinde barındırdığı gerçek duygu, inanç ve saygıyı hak eden hazırlık aşamalarıyla oldukça farklı bir seremonidir.
Gören herkesi hayran bırakan, rengarenk ‘sugar skull’ iskeletler ise, cadılar bayramından farklı olarak korkutmak amaçlı değil, ölenleri simgelemektedir.
California Eyaletin de yer alan azımsanmayacak Latin Amerikalı nüfus, inanışlarını devam ettirmiş ve yalnızca 1 gün olarak Hollywood Forever Cementery’de 24 veya 25 Ekim tarihlerinde kutlanmaya başlanmıştır.
Aslı için henüz birşey söyleyemesek de, Los Angeles’da gerçekleşen ‘Ölüler Günü’ kutlamalarına katılırsanız;
- Bir nevi açık ölüm-yaşam müzesine dönüştürülen tüm mezarlığı dolaşmayı ve dualarina kendi tarzınızda ortak olmayı,
- Latin Amerikalıların belli saatlerde kendi yerel kostümleri ve çalgıları ile yaptıkları ayin geçişlerini (şarkı söylüyor ve dans ediyor gibi görünseler de, dua ediyorlar) ve ‘Sugar Skull’ lardan oluşan lazer şovlarını izlemeyi,
- Bu zamana kadar duymuş olduğumuz en iyi Latin müzikleri yapan yerel gruplarin performanslarını dinlemeyi,
- Her köşe başında karşımıza çıkan Meksika yemeklerinin, asıl sahiplerinden en lezzetli ceşitlerini (bize göre adını unuttuğumuz ama 6 tane minik tortillaların seçtiğiniz malzemelerle doldurulduğu, o küçük ama muhteşem şeyler) tatmayı,
- Konser alanlarının etrafına dizilmiş dağınık, rengarenk çadırlardan alkollü veya alkolsüz yöresel içecekleri tatmayı, (evet mezarlıkta alkol alınıyor J)
- Aynı çadırlardan aldığınız şey karşılığında küçük bir bahşiş verdiğinizde bağırarak şarkı söylemeye ve dans etmeye başlayan ekiplerin coşkusuna şahit olmayı,
- Hepsi birbirinden yetenekli makyaj sanatçılarının yaptığı, kutlamanın en önemli simgesi olan ‘Sugar Skull’ makyajını yaptırmayı(dilerseniz hazır örneklerden seçebilir, dilerseniz sanatçıya bırakabilirsiniz, bizce biraz muhabbet kurarak sanatçıya bırakın. Sizi sevdiyse sanatını en güzel şekilde icra ediyor)
Yorumlar