İstanbul’un Yeniden Doğan Tarihi Mekânları

İstanbul tarihi sokakları, görkemli yapıları ve her köşe başında selam veren sürprizleriyle büyüleyici bir şehir. İmparatorluklara ev sahipliği yapan, çağları kapatıp açan, her gelenin dönerken kalbinden bir parçayı bıraktığı bu şehri eşsiz kılan tarihi yapılar bir süredir yeniden kimlik sahibi oluyorlar.

Kent hafızasının yapı taşlarını oluşturan bu binalar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin titiz çalışmaları sonucunda aslına uygun şekilde restore edilerek kentlilerin kullanımına açılmaya başlandı. Bazıları senelerdir atıl kalmış, bazılarıysa zamana direnemeyip kaderine terk edilmiş bu yapılar İBB Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı (İBB Miras) bünyesinde birer kültür ve sanat noktasına dönüştürüldü. Binlerce basılı yayının olduğu kütüphaneler, çağdaş sanatın izini takip eden sergiler, keyifli kafeler, performans alanları, tiyatrolar ve daha nice özgün alana kavuşan bu eşsiz yapılar sayesinde bizler de İstanbul’da zaman yolculuğuna çıkıyoruz.

“Örselenmiş bir tarih ve kültür şehrine vefa duyar” diyerek yola çıkan İBB Miras ekibinin işlerini hayranlıkla takip ederken aralarından mutlaka ziyaret etmeniz gereken yapıları sizin için derledik. Bugüne kadar tam 943 miras alanını koruma altına alan ekibin çalışmaları hızla devam ediyor. İlerleyen günlerde daha pek çok güzel haberle karşılaşacağımıza eminiz.

 

Baruthane Kütüphane

İstanbul’daki Osmanlı dönemi baruthanelerinden günümüze ulaşan önemli bir örnek olan 324 yıllık Ataköy Baruthanesi, İBB Miras ekibi tarafından kapsamlı bir restorasyon ve yeniden işlevlendirme sürecinden geçirildi. “Baruthane Kütüphane” adıyla yeniden hayata geçirilen bu tarihi yapı artık kamusal bir alan olarak  İstanbullulara hizmet sunuyor.

Bünyesinde kütüphaneye ek olarak müze, seyir terası, kültürel etkinlik alanları, çok amaçlı birimler ve kafe gibi sosyal mekanlar da bulunuyor. Kütüphane koleksiyonu edebiyat, sanat, tarih ve mimarlık gibi alanlardan 8 bin eserlik bir seçkiyle zenginleştirilmiş olup 330 metrekarelik alanda 110 kişiye hizmet verecek kapasiteye sahip. Zengin koleksiyonu ve modern donanımıyla Ataköy Baruthanesi, İstanbul’un tarihini korurken şehrin sakinlerine dinlenme, öğrenme ve sanatsal deneyimler yaşama fırsatı sunuyor.

 

Cendere Sanat Müzesi

Cendere Sanat Müzesi disiplinler arası bir yaklaşımla günümüz sanatını merkeze alan ve kapsayıcı bir mekan olarak 2022 yılında şehrin hizmetine sunuldu. İstanbul’un nadir endüstriyel miras yapılarından biri olan yapının tarihi ise 1902 yılına uzanıyor. Taksim su tesislerinin artan ihtiyacını karşılamak amacıyla ve Cendere Pompa İstasyonu ismiyle inşa edilen yapı, Hamidiye Su Sistemi’nin önemli bir parçası olarak işlevini sürdürmüş.

Cendere Sanat Müzesi adıyla şehre yeniden kazandırılan kompleks günümüzde ulusal ve uluslararası sergiler, paneller, konferanslar ve performanslar gibi etkinliklerle yeni bir kültür sanat merkezi olmayı hedefliyor. Geniş bir bahçesi, kafe bölümü, kütüphanesi ve sergi-atölye gibi etkinliklerin yer aldığı alanları bulunuyor.

Fotoğraf: @burcu.dan

 

Casa Botter

İstanbulluları en çok heyecanlandıran restorasyon çalışmaları arasında Casa Botter nam-ı diğer Botter Apartmanı bulunuyor. Şehrin sanat ve tarih dolu ruhunu yansıtan bu özel bir yapı titiz bir çalışmanın ardından Nisan 2023 itibariyle kapılarını ziyaretçilere açtı.

İstiklal Caddesi’nde yer alan Botter Apartmanı, 1900’lerde Padişah II. Abdülhamid’in resmi terzisi ve modacısı Hollandalı Jean Botter için inşa edilmiştir. Raimondo D’Aronco’nun eşsiz mimarisiyle öne çıkan bu yapı, Avrupa’da sıkça görülen ancak İstanbul’da nadir rastlanan Art Nouveau tarzının ilk örnekleri arasında yer alıyor.

Çelik konstrüksiyon kullanılan ilk apartman olma özelliği taşıması ve asansörü bulunan ikinci yapı olması da bu apartmanı eşsiz kılıyor. Cephesiyle dikkatleri hemen çeken Casa Botter’in içerisinde sergi alanı, film arşivi, tasarım ofisi, tasarım atölyesi ve konferans salonu bulunuyor.

  • Adres: Şahkulu, İstiklal Cad. No:235, Beyoğlu/İstanbul
  • Ziyaret saatleri: Pazartesi hariç her gün 10.00 – 19.00
  • Detaylı bilgi: @casabotter

 

Kütüphane Troleybüs

Uzun süre kullanılmayan Troleybüs Güç Merkezi, restore edilerek kütüphane olarak yeniden hizmete açıldı. Kütüphane Troleybüs, gençlerin aktif katılımıyla canlı bir kamusal mekan haline gelirken çeşitli konulardan kitapların bulunduğu geniş koleksiyonu ve 150 kişilik kapasitesiyle İstanbullulara hizmet veriyor.

Beyazıt’ta bulunan bu kültürel miras noktası, üniversiteye yakınlığı ve zengin içeriğiyle önemli bir buluşma noktası olarak da konumlanıyor. Kütüphane Troleybüs, geçmişten ileriye uzanan bir miras anlayışını benimseyerek, kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yaparak semte enerji ve yaşam katıyor.

Fotoğraf: @biyeristanbul

 

Metro Han

Beyoğlu’nun kalbinde yer alan Metro Han, zemin katında dünyanın ikinci en eski metrosu Tünel’i barındıran bina olarak şehrin simgeleri arasında yer alıyor. Tünel’in hikayesi, Fransız mühendis Eugene Henri Gavand’ın girişimiyle başlar ve Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz Han’ın desteğiyle gerçekleşir.

Tünel, 1875 yılında hizmete alınır ve günümüze kadar İstanbul’un önemli ulaşım hatlarından biri olarak varlığını sürdürür. Metro Han da hem bu toplu taşımaya ev sahipliği yapar hem de bir yönetim binası olarak işlevini sürdürür. Günümüzde ise artık şehrin kalbinde yer alan bir sanat merkezi olarak hayatına devam ediyor. Bulunduğu konum itibariyle şehrin en güzel tarihi manzaralarından birine ev sahipliği yapan Metro Han halen aktif çalışan Tünel’i de yaşatırken şehrin karmaşasının ortasında bir sanat molası vermeye olanak sağlıyor.

 

Haliç Sanat – Fener Evleri

Haliç’in kıyısında uzunca bir zamandır atıl halde duran Fener Evleri artık bölgenin yeni sanat noktalarından biri olarak yeni bir yüze kavuştu. Restore edilen evler, Cibalikapı’dan başlayıp Sveti Stefan Kilisesi’ne kadar uzanan sahil şeridinde yer alan bir kültür rotasının önemli bir parçası oldular.

Karşı kıyıda yer alan Haliç Tersanesi’nde yer alan İstanbul Sanat Müzesi’nin çağdaş sanat sergilerine ev sahipliği yapacak galerileri olarak konumlanan Fener Evleri, şehrin en eski iki yakasını sanat aracılığıyla birleştiren bir kültür-sanat köprüsünün ilk adımlarını oluşturuyor.

 

Müze Gazhane

Şehrin bir başka önemli endüstri mirası yapılarından olan Hasanpaşa Gazhanesi, 1892 yılında Anadolu yakasının ikinci, İstanbul’un ise son gazhanesi olarak hizmet vermeye başladı ve tam 101 yıl boyunca şehrin aydınlatma ve yakıt ihtiyacını karşıladı. Yıllarca atıl kalan ancak uzun bir kamusal mücadele sonucunda kurtarılarak kapsamlı bir restorasyon sürecine alındı.

Yenilenerek kültür-sanat odaklı bir “yaşam alanı” konseptiyle İstanbul’a kazandırılarak Müze Gazhane adıyla 2021’de İstanbullulara kapılarını açtı. Açıldığı günden bu yana Kadıköy ruhunu yaşatan dinamik bir kültür-sanat noktası olarak kentlileri misafir ediyor. Konser, sergi, tiyatro, söyleşi ve daha nice sanatsal etkinliğin bünyesinde bir araya getiren Müze Gazhane, evrensel vizyonuyla İstanbul için ilham verici bir yaşam durağı olmayı hedefliyor.

  • Adres: Hasanpaşa, Kurbağalıdere Cad. No:125, Kadıköy
  • Ziyaret saatleri: Her birimin ziyaret saatleri farklıdır, web sitelerinden kontrol edebilirsiniz.
  • Detaylı bilgi: https://muzegazhane.istanbul/

 

Tarihi Moda İskelesi

Moda İskelesi, İstanbul’un tarihi dokusunu yansıtan neo-klasik stildeki nadir iskelelerinden biridir. 1916-1917 yıllarında Mimar Vedat Tek tarafından inşa edilen bu zarif yapı özenle restore edilerek yeni bir yaşam alanı ve kültür mekânı olarak yeniden doğdu.

Uzun zamandır kapalı olan Moda İskelesi, şimdilerde kitap-kafe ve kütüphane konseptiyle şehre hizmet veriyor. Muhteşem bir manzaraya karşı konumlanan kütüphanesinde çalışmak veya yine aynı deniz manzarasına karşı kafesinde kahve yudumlayarak İstanbul’a yeniden aşık olabilirsiniz.

 

Yerebatan Sarnıcı

Sadece İstanbul’un değil dünya turizminin de parmakla gösterilen tarihi duraklarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, tarihinin en kapsamlı restorasyonuyla İBB tarafından koruma altına alındı. Modern müzecilik anlayışıyla yeniden kente kazandırılan yapı ciddi bir deprem güçlendirme çalışmasından da geçti.

İstanbul’un kadim izlerini taşıyan Yerebatan Sarnıcı’nın 6. Yüzyılda İmparator İustinianus tarafından inşa ettirildiği biliniyor. Yüzyıllar boyunca şehrin su ihtiyacını karşılayan bu eşsiz mimari yapı günümüzde çağdaş sergiler, özel dinletiler, konserler ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

  • Adres: Alemdar, Yerebatan Cad. 1/3, Fatih
  • Ziyaret saatleri: Her gün 09.00 – 22.00
  • Detaylı bilgi: https://yerebatan.com/

 

Gülhane Sarnıcı

Gülhane Sarnıcı, uzun yıllar boyunca atıl durumda kaldıktan sonra İBB Miras ekipleri tarafından özgün yapısını koruyarak titizlikle restore edildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz yıl dünya mirası Yerebatan Sarnıcı’nda gerçekleştirdiği kapsamlı restorasyon çalışmalarının ardından Gülhane Sarnıcı’na da benzer bir yaklaşımla kültür-sanat etkinliklerine uygun bir düzenleme getirdi.

Sarnıcın iç mekânı çağdaş bir aydınlatma sistemiyle donatılarak söyleşi ve dinleti gibi çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapacak hale getirildi. Ayrıca, Gülhane Sarnıcı ile birlikte tarihi çeşme de bakım ve onarımdan geçirilerek suyla buluştu.

 

Büyükada Taş Mektep

Sultan Abdülaziz döneminde 1870-1880 yılları arasında inşa edilen Taş Mektep, İBB Miras’ın restorasyonuyla yeniden canlandırıldı ve İstanbullulara hizmet vermeye başladı. Büyükada’da Kadıyoran Caddesi’nde bulunan Taş Mektep, 1922’de belediye tarafından satın alındı ve uzun yıllar okul olarak kullanıldı. Sonrasında ise kullanılmayan bir yapı haline geldi.

Şimdilerde Büyükada’nın büyülü atmosferine yeni bir kültür-sanat soluğu getirirken aynı zamanda kütüphane olarak bilgiye erişimi sağlıyor. Kütüphane bölümü 7 bin kitaplık zengin koleksiyonuyla seçkin yayınevlerinin güncel eserlerini barındırıyor ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

 

Bulgur Palas

Fatih’te şehrin yedinci tepesi olarak kabul edilen Kocamustafapaşa Tepesi üzerinde konumlanan Bulgur Palas yıllara yayılan atıllığının ardından şehrin yeni kültür ve sanat mekanı olarak yerini aldı. Bolulu Habib Bey Konağı olarak da bilinen bu görkemli yapı İtalyan mimar Giulio Mongeri’nin tasarımlarından biri.

Sahibinin ani kaybının ardından bir süre bankalara devredilen, lojman ve arşiv olarak kullanılan bina İBB’nin öncülüğünde yeniden kimlik kazandı. Kütüphane, sergi ve çok amaçlı etkinlik alanları, sosyal mekânları, öğrenci kulüplerinin kullanımına tahsis edilen alanları, restoran ve seyir terasıyla artık kentlilerin ziyaretine açık.

 

Artİstanbul Feshane

Yaklaşık 200 yıllık tarihiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan Feshane-i Amire artık Artİstanbul Feshane adıyla yeni bir sanat merkezi olarak varlığına devam ediyor. Osmanlı döneminden kalma bu endüstriyel yapı ordunun üniforma ihtiyacıyla kurulan ve uzun yıllar üretim yapan bir tür fabrika modeli aslında. İçerisinde teorik ve uygulamalı derslerin de verildiği Feshane dokuma sanayiinin en önemli fabrikaları arasına girmeyi başarmış.

Zamanla işlevini kaybeden yapı bir süredir fuar alanı olarak kullanılıyordu. Restorasyon sonrası artık çağdaş sanatçıların eserlerinin sergilendiği büyük bir sanat noktası olarak hizmet veriyor. Kütüphanesi de bir bilgi merkezi olma görevini üstleniyor.

Fotoğraf: @biyeristanbul

 

Çubuklu Silolar

Paşabahçe ile Kanlıca arasında İstanbul’un önemli endüstri miraslarından biri olan Çubuklu Silolar şehre en yeni kazandırılan tarihi yapılar arasında yer alıyor. 19. yüzyıl sonlarında şehrin enerji ihtiyacını karşılamak üzere sanayi yapılarına açılan bölgede silolar, zamanla farklı amaçlarla kullanılmış ve endüstriyel depolama yapıları olarak önem kazanmıştır.

İBB Miras tarafından gerçekleştirilen restorasyon ve dönüşüm çalışmalarıyla silolar yeniden işleve kavuştu. Edebiyat, sanat, tarih gibi alanlardan 12 bin 500 eserlik koleksiyonuyla ziyaretçilere hizmet veren kütüphanesi, Dijital Sanatlar Müzesi, Doğa ve Bilim Müzesi, atölye, sahne, etkinlik alanı, restoran ve kafe gibi çok amaçlı birimleriyle İstanbul’un yeni kültür ve sanat merkezi olarak ziyaretçilerini bekliyor.

 

İstanbul Tasarım Müzesi

Tarihi Yarımada’daki bir başka dönüşüm projesi olan İstanbul Tasarım Müzesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan Süleymaniye’nin yeni kimliğini oluşturuyor. Mimar Sinan imzası taşıyan Süleymaniye Camii ve Külliyesi içindeki sıra dükkanlar restore edilerek yeniden işlevlendirildi. Zanaatkâr, tasarımcı ve sanatçıları bir araya getiren dükkânları, sosyal mekânları, atölye ve etkinlikleriyle İstanbul Tasarım Müzesi özgün bir sanat noktasına dönüştürüldü. Atölyelerde keçe, vitray, yorgan, porselen, takı, seramik, grafik tasarım gibi çok geniş yelpazeden üretimler yer alıyor.

Fotoğraf: @thefavita

 

Yorumlar