İtalya hemen hemen birçok kişinin en sevdiği ülkeler listesinde ilk sıralarda yer alır. Avrupa’da bulunması, gezilecek yerler bakımından zengin olması, muhteşem denizi, lezzetli yemekleri ve ünlü dondurması nedeniyle yaz aylarında Türk turistlerin en çok ziyaret ettiği ülke kuşkusuz İtalya oluyor.
İtalya’nın güzellikleri Roma, Floransa, Venedik gibi sanatın ve tarihin beşiği şehirleri, deniziyle gözde Amalfi kıyıları, şarap bağlarıyla tercih edilen Toskana vadisi ile sınırlı değil. Özellikle son yıllarda keşfedilen ve yavaş yavaş popülerlik kazanan doğa harikası bir yer var ki küçük bir kaçamağı fazlasıyla hak ediyor. Eğer yemyeşil doğanın içinde kaybolmak, muhteşem göl manzaralarına karşı hayal kurup tarifsiz güzellikteki İtalyan Alpleri’ni keşfetmek istiyorsanız rotayı İtalya’nın kuzeydoğusuna Dolomitler’e çevirin.
Nasıl Gidilir?
Dolomit Dağları, İtalya’nın kuzey doğusunda yer alıyor. Alplerin bir uzantısı olan Dolomit dağları Belluno, Bolzano ve Trento bölgelerini kapsıyor. Ulaşım için en ideali Venedik. Havaalanından araba ile yaklaşık 2.5 saatte ulaşmanız mümkün. Milano havaalanından ise karayoluyla 4.5 saatte ulaşabilirsiniz.
Görülmesi Gereken Yerler
Dolomit dağları çok geniş bir alana yayılmış durumda. Bu bölgede bulunan milli parklar ziyaretçilere birçok yürüyüş parkuru ve kamp alanı sunuyor. Özellikle bahar ve yaz aylarında çok keyifli trekking gezileri gerçekleştirebilirsiniz. Kışın ise önemli bir kayak merkezi. Çevrede bulunan şehir ve kasabalar da ziyaretçiler tarafından gezilebilecek yerler.
Beni Dolomit dağlarına sürükleyen birkaç yer var ki doğa aşığı herkesin mutlaka görmesi gerekir. Fotoğraflarını gördüğüm anda neresi olduğunu keşfedip mutlaka gezilmesi gereken yerler listeme eklediğim ve gideceğim günü iple çektiğim bu doğa harikası yerleri en öncelikli olarak keşfetmelisiniz. Bölge o kadar güzel ki listeyi tatilinizin uzunluğuna göre zenginleştirmeniz mümkün.
Biz Dolomit gezimize Toskana’dan başladığımız için oldukça uzun bir yol gitmemiz gerekti. Venedik’i geçip kuzeye doğru ilerledikçe manzara da giderek güzelleşmeye başladı. Pescul yakınlarına geldiğimizde hem biraz mola verdik hem de bizi büyüleyen manzarayı fotoğrafladık. Yemyeşil doğa, dağlar, evler ve gördüğünüz manzara bizi o kadar etkiledi ki ayrılırken epey zorlandık.
Artık Dolomit dağlarının bulunduğu bölgeye girdiğimiz için yol boyunca birbirinden güzel manzaralar bize eşlik ediyordu. Yollarda otlayan inekler, dağlar, kimi zaman ufak bir nehir, bazen bir göl karşınıza çıkıp durmanıza neden olabiliyor. O nedenle araba kiralarsanız size çok büyük konfor sağlayacaktır. Böylece yolda gördüğünüz manzaralarda aklınız kalmaz, beğendiğiniz yerlerde durup mola verebilirsiniz. Biz öyle yaptığımız için 1 saatlik yolu 2 – 2.5 saatte anca gidebildik.
Yolda giderken kamp kuran, trekking yapan birçok grup gördük. Eğer vaktiniz varsa ve ayarlayabilirseniz gezinizi kamp kurarak çok daha keyifli hale getirebilirsiniz. Bu bölge doğal güzellikler yönünden çok zengin ve birçok gezi alternatifi sunuyor.
Yemyeşil kırlarda otlayan inekler de manzaraya ayrı bir güzellik katıyor 🙂
Misurina Gölü
Dolomit bölgesinde birçok göl bulunuyor. Bunların en güzellerinden biri Misurina Gölü. Göle doğru muhteşem manzaralar eşliğinde ilerlerken kimi zaman fotoğraf molası verdik, kimi zaman etrafı seyretmek için durduk. Ara ara yağan yağmur Misurina Gölü’ne ulaştığımızda durup yerini hafif bir esinti ve güneşe bırakmaya başladı. Manzara o kadar güzeldi ki büyülenmiştik hepimiz.
Misurina Gölü bölgedeki en büyük doğal göllerden. Deniz seviyesinden 1754 metre yükseklikte bulunuyor. Havasının çok temiz olması nedeniyle astım gibi solunum yolu hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Gölün kenarında yer alan Grand Hotel Misurina bu bölgede kalacaksanız tercih edilebilecek bir otel. Kışın soğuktan göl donunca üzerinde buz pateni de yapılıyor.
Braies Gölü
Bence tartışmasız Dolomiti’nin en güzel gölü kesinlikle Braies. Yaklaşık 45 dakika mesafede bulunan göle vardığınızda öncelikle aracınızı park etmeniz gerekiyor. Merakla göle doğru ilerlediğinizde yürüdüğünüz platform bir süre sonra sizi muhteşem bir manzaraya çıkarıyor.
Gittiğinizde hava nasıl olursa olsun eminim burayı çok seveceksiniz. Güneşli bir havada adeta zümrüt yeşiline dönen gölde isterseniz yüzmeniz de mümkün. Biz gittiğimizde hava kapalı ve serin olmasına rağmen gölde yüzen bir çifte denk geldik. Açıkçası su soğuk olduğu için cesaret edemedik ama siz deneyebilirsiniz tabi 🙂
Dağlara inen bulutlar zaman zaman dağılıp manzaraya ayrı bir güzellik katıyor. Göl çevresinde yürüyüş yaparak manzaranın tadını çıkarabileceğiniz gibi kayıklarla ufak bir gezintiye de çıkabilirsiniz.
Bu büyüleyici güzelliği arkamızda bırakmak çok kolay olmadı. Braies Gölü’ne gitme fırsatınız olursa çevresindeki otellerde konaklayacak şekilde bir plan oluşturmanızı tavsiye ederim. Kışın giderseniz göl buz tuttuğu için üzerinde yürüyüp buz pateni gibi aktiviteleri de deneyebilirsiniz 🙂
Val Di Funes
Dolomit bölgesine rotayı çevirmeme neden olan yer: Val Di Funes. Braies Gölü’nün büyüleyici manzarasından ayrılmak zor olsa da Val Di Funes’de konaklayacağımız köy evine doğru yola koyulmamız gerekiyordu. 1.5 saat süren, yine birbirinden güzel manzaraların eşlik ettiği yolculuk sonrasında öyle bir yere ulaştık ki adeta oyuncak gibiydi. Yol olmasına rağmen araba ile girmek konusunda çok tereddüt ettik. Sanki ressam bir kartpostal çizmiş ve biz de onun içindeydik.
Biz Fallerhof isminde bir köy evinde kaldık. Evin önünde tavukların gezindiği, kahvaltıda tazecik yumurtaların piştiği, balkonundan yemyeşil bir vadi manzarasının sizi karşıladığı rüya gibi bir köy evi. Bu bölgede birbirinden güzel konaklama seçenekleri var ancak yerler çok çabuk tükeniyor. Eğer gitmeyi düşünürseniz önceden rezervasyon yapmanızı öneririm. Öncelikli tercihlerimiz Proihof ve Proderhof isimlerindeki konuk evleriydi ancak yer olmadığı için booking.com üzerinden Fallerhof köy evine rezervasyon yaptırdık ve çok memnun kaldık. Ev, hem çok büyük ve güzel bir manzaraya sahipti, hem de ev sahiplerimiz çok sıcakkanlı bir aileydi.
Eşyalarımızı bıraktıktan sonra kaçırdığımız gün batımını yakaladığımız kadarıyla fotoğrafladık. Manzara o kadar güzel görünüyordu ki sabahı beklemek çok zor oldu.
Sabah, oldukça erken kalkıp ev sahiplerimizin bizim için hazırladığı kahvaltımızı yaptık. Fotoğraflarda gördüğümden beri uzun zamandır hayalini kurduğum, beni Dolomitlere sürükleyen manzarayı keşfetmek için etrafta dolaşmaya başladık. Buranın ne kadar güzel olduğunu anlatmak çok zor, kelimeler yetersiz kalıyor. Manzarayı gördüğünüz zaman içinizi o kadar büyük bir sevinç ve mutluluk kaplıyor ki tarifi benim için imkansız. O nedenle bol bol fotoğraf paylaşıyorum bu cennet manzaranın güzelliğini görebilmeniz için.
Dolomit Dağları, İtalya’nın geç keşfedilen hazinelerinden biri. Eğer doğanın içinde olmaktan keyif alıyorsanız burası sizin için çok doğru bir adres. Bir kere gitmek asla yeterli olmayacak. Ben tekrar gideceğim günü şimdiden dört gözle beklemeye başladım bile. Size her mevsim sınırsız deneyimler sunacak bu güzel bölgeyi en kısa zamanda rotanıza eklemenizi öneririm 🙂
Yorumlar