Korona Günlerinde Eşinizle / Partnerinizle Evde Olmak

Evde geçirdiğimiz süre uzadıkça, bazı çiftlerin tartışma ve kavgalarının arttığına tanık oluyoruz. İçinde bulunduğumuz durumun yarattığı olumsuz duyguların üstüne, bir evde beraber bunca zaman geçirmenin ilişkilerde stres yaratması çok doğal.

Aslında sağlıklı tartışmalar, ilişkiye zarar vermez, ilişkiyi besler. Elbette anlaşmazlıklar olacak, her konuda aynı şekilde düşünmemiz mümkün değil. Sonuç olarak sevgi ve güvene dayalı, sağlam temeller üstüne inşa edilmiş ilişkiler bu dönemden rahat, hatta belki güçlenmiş olarak çıkacaklar. Tek başınalık-beraberlik dengesini kurmak, iletişim yöntemlerini doğru kullanmak ve ilişkiyi yürütmeye iki tarafın da gerçekten gönüllü olup bu konuda aktif rol üstlenmesi, ilişkilerin bu süreçte yıpranmasını engelleyecektir.

Bu dönemde, çocukluktan beri tekrar ettiğimiz bazı ilişki döngülerimiz ve çocukluktan kalan duygusal yaralarımızla normalden daha hızlı karşılaşabiliriz. Bu aslında, kendimizi tanımak ve ilişkimizi güçlendirmek için bir fırsat dahi olabilir.

Peki birlikte hayatı kolaylaştırmak için neler yapabilirsiniz?

 

Günlük hayata dair öneriler 

  • Öncelikle şunu unutmayın. Bu bir dönem. Ve geçecek! (Bu maddeye zorlandığınız anlarda istediğiniz kadar dönmek serbest.)
  • Evde ayrı odalarda çalışabilirsiniz. Eviniz buna elverişli değilse, salonun farklı köşelerini seçip ikiniz de sabahları ofise gider gibi o köşelere geçebilirsiniz.
  • Evden çalışınca iş normalden daha uzun saatlere yayılabiliyor. İş saatleriyle iş dışı saatleri mümkün olduğunca birbirinden ayırabilirseniz ev hayatıyla iş hayatı birbirine karışmaz. Hatta baş başa özel vakitler için randevulaşabilirsiniz (Date’e çıkmak bir nevi). ‘İş çıkışı’ hazırlanıp yemek masasında buluşmak, mısır patlatıp birlikte ‘iki film birden’ yapmak gibi.
  • Çay koyarken veya duş alırken geçirdiğiniz dakikaların ötesinde kendi başınıza vakit geçirin. Spor yapmak, arkadaşlarınızla konuşmak, hatta boş oturmak için bile olsa. Bu birbirinizi sevmediğiniz anlamına gelmez. Birlikte geçirdiğiniz vaktin kalitesini arttırır.
  • Evin temizliği, yemek hazırlamak ve çocukla ilgilenmek gibi meseleler hiç olmadığı kadar tek tarafın üstüne mi kalıyor? Bu süreçte bu konularda iş bölümünü ortaklaşa planlamak, bu konudaki çatışmaları ortadan kaldıracaktır.
Korona Günlerinde Eşinizle / Partnerinizle Evde Olmak
Korona Günlerinde Eşinizle / Partnerinizle Evde Olmak

İletişim önerileri

  • Stres dönemlerinde toleransımız normalden düşük olabilir. Bunun farkında olmanız, içinizden tersleşmek geldiğinde bir durup nefes almanıza yardımcı olabilir.
  • Henüz yapmadıysanız, bu dönemle ilgili belirli prensipler üstüne konuşup anlaşabilirsiniz. Nasıl hissediyorsunuz? Öncelikleriniz neler? Birbirinizden beklentileriniz neler? Burada amaç, temel konularla ilgili ortak zemin bulmak. Biriniz birlikte daha fazla zaman geçirmekten mutluyken, diğeriniz kendi başına kalmaya daha çok ihtiyaç duyabilir. İhtiyaçlarınızın birbirinden farklı olduğunu gördüğünüzde, birbirinize destek olma yollarını da bulabilirsiniz.
  • Endişenizi ve diğer olumsuz duygularınızı birbirinizle paylaşmanız çok kıymetli. Yalnız bunları paylaşırken karşı tarafın o anda bu paylaşıma müsait olduğuna emin olun. Böylece siz boşa konuşuyormuşsunuz gibi hissetmezsiniz, o da üstüne şikayet boca ediliyormuş gibi hissetmez.
  • Eşiniz size duygularını anlattığında derhal konuyu çözmeye odaklanmayın. Onu dinlemeniz, yanında olduğunuzu hissettirmeniz çoğu zaman zaten iyi gelir. Cevabınız ‘Abartma, bunda kızacak/üzülecek ne var?’ olduğunda ise sevgiliniz duygularının önemsenmediğini hisseder. Biz anlamasak da başkalarının duyguları her zaman geçerlidir. Öte yandan iğneleyici bir dil kullanmak, çok derin kırgınlık yaratabilir. Unutmayın; karşılıklı takımların değil, aynı takımın oyuncularısınız.
  • İçinize atmayın. Henüz duygularınız karışıksa önce kağıda dökmeyi deneyin. Sizi inciten meseleyi, karşı tarafı suçlamadan, kendi hissettiklerinize odaklanarak paylaşın. ‘Seninle konuşurken bir yandan TV’ye baktığında kendimi yalnız ve kopuk hissediyorum’ mesela.
  • Küslüklerinizi uzatmayın. Hele ki bu kadar dar bir alandayken. Sevgi ve ilginizden mahrum ederek cezalandırmak ilişkiye ciddi zarar verir. Gecikmeden bir uzlaşıya varmaya açık olmak önemli.
  • Birbirinize sevginizi göstermeyi sık sık hatırlayın. Aynı evi paylaşan iki tanıdığa dönüşmeyi engelleyen en önemli etken sevgiyi, aşkı paylaşıp büyütecek fırsatlar yaratmak.
  • Basit konularda ‘Mutlu olmak mı haklı olmak mı?’ diye kendinize sorabilirsiniz. O bardağın hala sehpada durması o kadar mı önemli gerçekten? Yoksa başka bir şeye kızgınsınız da bardaktan mı çıkıyor acısı? Bazen haklı olmasak da oluyor.
  • Sinirliyken kesinlikle öfkeye dayalı bir tepki vermeyin. Öfke, hepimizin zaman zaman hissettiği, sınırlarımızı korumamızı sağlayan temel duygu. Şiddet ise, öfkenin sağlıksız bir ifadesi. Yalnızca fiziksel değil, duygusal ve psikolojik şiddet dahil, şiddetin hiçbir türü kabul edilemez. Önce sakinleşmek için kendinize vakit ve alan verin. Sonrasında ise konuşmaya ve dinlemeye açık olduğunuzda yeniden bir araya gelin.
  • İhtiyacınız olduğunda online seans veren çift ve aile terapistleriyle iletişime geçmekten çekinmeyin.
  • İlişkiler ve ayrılıklar konusunda 40 yıllık araştırma deneyimine sahip Gottman, ilişkilere en çok zarar veren dört tavrın suçlayıcı bir eleştirellik, savunmaya geçme, küçümseme ve duvar örme olduğunu söyler. İletişim konusunda daha fazla bilgi edinmek isterseniz başlangıç olarak Gottman çiftinin çalışmalarını ve Rosenberg’in öncüsü olduğu ‘şiddetsiz iletişim’ alanında yazılan eserleri okuyabilirsiniz.

Psikolog Ezgi Taboğlu

Yorumlar