Havası her zaman müthiş olmasa da Londra önemli şehirlerden bir tanesi. Çoğu kişi bu sebepten dolayı Londra’yı beğenmese de bu şehri sizler için cazip kılacak.
1. Parklar
Her köşebaşında karşınıza çıkan büyük küçük parklar öğle yemekleri için müthiş bir alternatif. Marketten sandviçinizi alıp buralarda sincaplar, kuğular, güvercinler eşliğinde yiyorsunuz. Kimisinde güneşlenmek (!) için kiralık şezlonglar, kimisinde yüzebileceğiniz göller, kimisinde masa tenisi masaları kimisinde de kafeler var.
Yani, Londra’da herkes için bir park var. Holland parkta tavus kuşlarını izleyebilir, Richmond parkta geyikleri çok yakından görebilirsiniz, Soho square’in hemen yanından bisikletinizi kiralayıp Hyde parka gidebilirsiniz. Transport for London’ın internet sitesinden çeşitli bisiklet rotalarına bakabilirsiniz, Londra’da bisiklet sürmek çok keyifli!
2. Paperchase
Burası İngiltere’nin en büyük kırtasiye zincirlerinden biri ve Goodge Street metro durağının oradaki Paperchase cennet gibi bir yer.
2 katlı flagship mağazasında binbir çeşit defter, kalem ve hediye paketleme malzemeleri bulunuyor. Artık kırtasiye malzemelerine çok ihtiyaç duymuyor olsanız bile bakması, dokunması çok keyifli malzemeler satan bu dükkandan eminim ki ufak bir şeyler almak isteyeceksiniz.
3. Covent Garden
Regent street ile Piccadily circus’un arasında bir yerde, Londra’da dolaşması en keyifli yerlerden biri olan bu açık hava alışveriş caddesinde bir çok marka bulunuyor ve her daim sokak gösterileri, opera, caz şovları sergileniyor. Merkez kısmı çok kalabalık olabileceği için ara sokaklarında kaybolmak müthiş bir fikir.
4. Müzeler
Parklar gibi yine her çeşit insana uygun türlü türlü müze var Londra’da. Çoğunun sabit koleksiyonlarını gezmek ücretsiz. Tate müzesinde de 25 yaşın altındaysanız online siteden öğrenci kartı çıkartıp tüm ücretli sergilere yine onlinedan 5£’a bilet alabilirsiniz. Doğum tarihinizi girmeniz yeterli 🙂
Hyde park’ın alt kısmında, South Kensington bölgesinde bir sürü müze var, bir gününüzü ayırıp burada ilginizi çeken müzeleri gezebilirsiniz. Trafalgar square’deki National Gallery için ise tek bir gününüz bile yetmeyebilir, içerde Van gogh’dan Monet’ye Botticelli’den Rembrandt’a yüzlerce eser var. Tadını çıkarın.
5. Çift katlı kırmızı otobüsler
Her seferinde üst katına çıkmaktan asla vazgeçemeyeceğiniz bu otobüslerle şehir turu yapabilirsiniz. “Pay as you go” sistemini kullanırsanız (yani akbil sistemi, metrolardan temin edebileceğiniz oyster kartların içine istediğiniz miktarı yüklüyorsunuz ve bölgeden bölgeye değişmekle birlikte, günlük belli bir miktara ulaştığınızda kalan ulaşımınız bedava oluyor) ve 1. Ve 2. bölgeler içinde kalırsanız günlük yaklaşık 8£ ile sınırsız gezebilirsiniz.
Yine Transport for London’ın internet sitesinde otobüs ve metro rotalarını bulabilirsiniz. Aceleniz yoksa metro yerine otobüsleri kullanmak iyi fikir.
6. Geceler
Londra geceleri bambaşka bir yer oluyor ve bunu en güzel Sky Garden’dan görebilirsiniz. Yaklaşık 36 katlı bir binanın en üst iki katı restoran ve kafelere ayrılmış. Rezervasyon yaptırarak gidebileceğiniz bu kafelerde fiyatlar da deniz seviyesindekilerden çok farklı değil. 5£’a kahve kruvasan keyfi yapabilirsiniz.
Akşamlarıysa canlı müzik eşliğinde Londra’nın bütün önemli yapılarını 35. kattan izleyebilirsiniz. Ordan sokaklara bakıp sonra o sokaklara karışmak tarif edilemez.
Yorumlar