Kadın olmaktan gurur duymanız gerektiğini size tekrardan hissettirecek Feminist Filmler listemizle karşınızdayız. Listede bulunan 30 filmle feminist bakış açılarınıza yenilerini ekleyebilirsiniz.
Bu listedeki filmler sadece eğlence dünyasını temsil eden filmler değil, daha da ötesine geçen filmler. İlham veren, güçlendiren ve genellikle rahime sahip olmaktan gurur duymanızı sağlayan filmler. Aşağıda, gerçek hayatta örnek almak isteyeceğiniz, deyim yerindeyse tavanı parçalayan kadınları tasvir eden bir film listesi bulacaksınız. Her biri, kadınların bir şeye karar verdiklerinde her şeyin mümkün olduğunu hatırlatır; uzaya bir roket göndermekten, tek başına bütün bir orduyu ele geçirmeye kadar. Dilerseniz hep beraber ilham alacağımız bu kadınları anlatan Feminist Filmler listemize göz atalım.
Ayrıca feminist yaklaşımınız filmlerle de sınırlı kalmasın. Kadının toplumdaki yerini ele alan kitapları da okuyun.
1) The First Wives Club (1996)
Eski bir arkadaşın trajik ölümünün ardından, eski üniversite arkadaşları (Bette Midler, Goldie Hawn, Diane Keaton) 30 yıl sonra yeniden bir araya gelir. Tüm eski kocalarının kendilerine önemli ölçüde haksızlık ettiğini fark etmeleri uzun sürmez. Ve intikamın sırayla olduğuna karar verirler. 90’ların ”intikam” komedilerine hasret kaldıysanız, bunu kaçırmayın.
2) Brave (2012)
Merida, geleneklerden uzaklaşmak ve hayatta kendi yolunu çizmek isteyen bir İskoç Kralı ve Kraliçesinin cesur kızıdır. Merida, ona talihsiz bir dilek dileyen bir cadıdan yardım ister. Fakat şimdi, Merida laneti kırmak için kendi cesaretine güvenmek zorundadır.
3) Mona Lisa Smile (2003)
Katherine Watson (Julia Roberts), 1950’lerde tamamı kadınlardan oluşan bir üniversitede yeni bir öğretmendir. Fikir sahibi ve bohem Watson, cinsiyet eşitliği için yorulmadan mücadele ediyor. Ayrıca geleceklerinin sadece eş olmaktan daha fazla potansiyele sahip olduğunu görmelerini sağladığından öğrencileri üzerinde büyük bir etkiye sahip.
4) Legally Blonde (2001)
Elle Woods (Reese Witherspoon), erkek arkadaşını geri kazanmak için Harvard’a gidiyor. Elle, Harvard’a giderken birçok engelle karşılaşsa da, asla pes etmiyor ve her zaman en iyi, şık ayağını öne çıkarıyor. Bu ilham verici kız gücü filmi, aklımıza koyduğumuz her şeyi başarabileceğimizi gösteriyor!
5) A League of Their Own (1992)
Kadın spor meraklıları, II.Dünya Savaşı sırasında erkek egemen beyzbol dünyasını ele geçiren kadın takımlarını gösteren bu filmden keyif alacaklar. Sportmenlik ve zafer hakkında bir hikaye olan A League of Their Own, 1940’larda kadınların kendilerini atlet olarak kanıtlamak için katlandıkları mücadeleyi gösteriyor. Başrollerde Geena Davis, Lori Petty ve Tom Hanks yer alıyor. Geena Davis ve Tom Hanks, sırasıyla ataerkilliğe karşı savaşan kahramanları canlandırıyor.
6) Miss Congeniality (2000)
Bir F.B.I. Ajanı olan Gracie Hart, ABD Güzeli’nin seçileceği geceye yönelik bir terörist saldırısını önlemek için Miss United States güzellik yarışmasına gizlice girmelidir. Ajan, yakın dövüşte ve ateşli silahlı kullanmakta usta olmasına rağmen yarışmadaki bakışları yönetemez. Macera-komedi türündeki film, Sandra Bullock’un cazibesi ve oyunculuğu üzerine kurulu.
7) The Sisterhood Of The Travelling Pants (2005)
Blake Lively, America Ferrera, Alexis Bledel ve Amber Tamblyn, bir yaz birkaç aylığına ayrı yollarına giden en iyi arkadaşlar Bridget, Carmen, Lena ve Tibby’yi oynuyor. Uzak mesafelerine rağmen sırayla paylaştıkları bir kot pantolonla birbirine bağlanırlar. Sevimli bir film.
8) Mulan (1998)
Mulan, yaşlı babasını savaşa gitmekten kurtarmak için erkek kılığına girer ve Çin ordusuna katılır. Aşırı eğitimden kurtulan Mulan’ın hızlı düşüncesi ve gücü, savaşta hayatta kalmasını sağlar. Kimliği ortaya çıktıktan sonra bile, Mulan’ın cesareti öyledir ki, Hun ordusunu tek başına ele geçirmeye devam eder.
9) Bend It Like Beckham (2002)
Jesminder “Jess” Bharma futbol oynamayı her şeyden çok seviyor. Ancak muhafazakar annesi onu evliliğe ve anneliğe hazırlamak için geleneksel kadınsı etkinliklere katılmaya zorluyor. Ardından, onu yerel bir kadın takımına katılmaya ikna eden ve becerilerinden hızla etkilenen futbol hayranı Jules Paxton ile tanışır. Fakat Jess, futbol oynamasını yasaklayan ailesiyle hala bir savaş içindedir. Bu iç açıcı film, kimliğin birçok yönünün (cinsiyet, kültür ve aile) karmaşıklığını, futbolcu olmayan taraftarların bile gülümsemelerini sağlayacak iki saatlik ekran süresine sığdırıyor.
10) The Secret Life of Bees (2008)
1964’te sivil haklar hareketinin ortasında, 14 yaşındaki Lilly Owens (Dakota Fanning), bakıcısı Rosaleen (Jennifer Hudson) ile istismarcı babasından kaçar. Birlikte Boatwright kardeşler tarafından ele geçirilirler ve Lilly burada bir araya gelen kadınların gücünü deneyimlemektedir.
11) Queen of Katwe (2016)
Phiona (Madina Nalwanga), Uganda’nın bir gecekondu mahallesi olan Katwe’de yaşayan 10 yaşındaki bir kızdır. Phiona’nın hayatı satranç oynamanın öğretilmesiyle büyük ölçüde değişir. Sonuçta Phiona, yoksulluktan arınmış parlak bir gelecek umudu yeşertmektedir. Üstelik filmi de kadınlar yönetmektedir.
12) Hidden Figures (2016)
Bu Akademi Ödülü adayı film, bizi 1961’de NASA’ya götürüyor ve Amerika Birleşik Devletleri’nin aya bir adam koyma çabalarında çok önemli olan üç Afrikalı-Amerikalı kadının gerçek hikayelerini anlatıyor. Bu kadınlar ırk ayrımcılığına ve işyerinde cinsiyetçiliğe karşı savaşırlar ve sizi dünyaya nasıl kendi izinizi bırakmayı düşündüğünüzü sorgulamaya bırakabilirler…
1961’de matematikçiler ve mühendisler Katherine Johnson (Taraji P. Henson), Dorothy Vaughan (Octavia Spencer) ve Mary Jackson (Janelle Monáe) aya bir adam yerleştirmeye yardım etti. Ancak Jackson, Johnson ve Vaughan neredeyse her fırsatta cinsiyetçilik, ırkçılık ve şüphelerle karşılaşır.
13) Moana (2016)
Çok şükür, çaresiz, “sıkıntı içindeki kız” prenseslerin günleri geride kaldı. Disney’in en son kreasyonlarından birinde maceracı, iradeli, Polinezyalı bir kızın ailesinin ve kabilesinin beklentilerine meydan okuduğunu ve halkını kurtarmak için cüretkar bir göreve yelken açtığını görüyoruz. Yol boyunca, Moana atalarının eski arayışını yerine getirir ve her zaman aradığı tek şeyi keşfeder: kendi kimliğini. Moana, sağlam bir Lin-Manuel Miranda film müziği ile mükemmele yakın bir Disney filmidir.
14) Moxie (2021)
Moxie, lisesinin saçma cinsiyetçi kuralları ve okuldaki saygısız erkek arkadaşlarını protesto etmek için feminist bir devrim başlatan genç bir kızın hikayesini konu ediyor. 16 yaşındaki Vivian Carter, okulundan gerçek anlamda bıkmış olan genç bir kızdır. Vivian, lisesinin cinsiyetçi kıyafet kurallarından, koridorda maruz kaldığı tacizden ve okul yönetiminin futbol takımını sürekli övmesinden bunalmıştır. Tam da bu sırada annesinin, 90’lı yıllarda Rio Girl adlı bir punk rock grubunun üyesi olduğunu öğrenen Vivian, annesinden ilham alarak harekete geçmeye karar verir. Okulundaki kızlara isimsiz olarak feminist bildiriler dağıtan genç kız, bir süre sonra emeklerinin karşılığını alarak birçok kızdan destek almaya başlar. Bu durum Vivian’ın bir kız devriminin yöneticisi haline gelmesine neden olur. Film ayrıca Netflix ve Mubi‘de de bulunuyor.
15) Wild (2014)
Cheryl Strayed (Reese Witherspoon), annesinin kaybının, evliliğinin sona ermesinin ve kendine zarar verme davranışının ardından hayatını değiştiren, güçlendirici bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Pacific Crest Trail boyunca yer alan ve daha önce açık havada deneyimi olmayan Cheryl, Amerika’nın en uzun ve en zorlu parkurlarından birini tek başına yürüyüşe çıkarmak için yola çıkar. Into The Wild severler, bu filme de bayılacaklar!
16) Clueless (1995)
1995 yapımı bu filmde göründüğünden daha fazlası var. Clueless, Cher Horowitz’in lisesinin koridorlarında kendinden emin bir şekilde yürürken izliyor, kendi yolunda iyi işler yapmaya çalışıyor – okulundaki yeni bir kızın popülaritesini artırmaya yardımcı olmak gibi. Cher başlangıçta belirsiz olarak ortaya çıksa da nihayetinde, Clueless yakın kadın arkadaşlıklarının bağlarını konu alan bir film. Seks pozitifliğinden bahsetmeye bile gerek yok! Cher ve arkadaşları, açık, yargılayıcı olmayan bir sohbette değişen düzeylerdeki cinsel deneyimlerinden bahsediyorlar. Cher’in erkek arkadaşı eşcinsel olarak ortaya çıktığında, herkes onu sıcak bir şekilde kucaklıyor.
17) Thelma ve Louise (1991)
Susan Sarandon ve Gena Davis, Büyük Kanyon’dan daha derinlere uzanan feminist bir mirasa sahip bu dostluk yolculuğuna çıkan dramada kollarını ve kaderlerini kilitliyor. Elbette Ridley Scott tarafından yönetiliyor, ancak pasif olmaktan başka her şey olan bir çift haydut hakkındaki senaryo doğrudan Callie Khouri’nin kaleminden geliyor.
Kocasına mikrodalgada yemek bırakan Thelma (Davis), arkadaşı Louise (Sarandon) ile bir hafta sonu tatili için yola çıkar. Ancak Thelma ilk duraklarında neredeyse bir barın dışında tecavüze uğrar; Louise adamı vurur ve öldürür. Kaçaklar yol boyunca, tabanca doldurur ve daha da cesur hale gelir. Yol boyunca bir sürü macera yaşarlar. Nihayetinde, bu yol filmi çok fazla tepkiye neden oluyor. Film, şok edici ve komik sahneleriyle geleneksel olarak erkeklerin güçlü olduğu rollerin tersine çevrilmesine dayanıyor.
18) The Color Purple (1985)
Whoopi Goldberg, Alice Walker’ın Pulitzer Ödüllü feminist romanını on yıllardır tacize uğramış Güneyli bir kadın olan Celie olarak hayata geçiriyor. Yapımcı Quincy Jones’un tereddütlü Steven Spielberg’e sunduğu bir proje olan film, Spielberg’in ilk kadın başrolünü temsil ediyor.
The Color Purple kalbinizi kıracak ve yeniden inşa edecek. Hikaye, Celie’nin babası tarafından istismara uğrayan genç bir kız olduğu zamandan mutsuz evliliğine, Sug Avery’nin (Margaret Avery) arkadaşlığıyla bulduğu kütüphaneye kadar 40 yılı izliyor. Celie’nin kırsal Mississippi kasabasındaki arkadaşları ve akranlarının hayatları da araştırılıyor. Film; dayanıklılık, hayatta kalma ve kadınların birbirleriyle kurduğu, onları ayakta tutan ilişkilerin olağanüstü bir hikayesidir. Üstelik film, Alice Walker’ın Pulitzer ödüllü romanından uyarlanmıştır.
19) Frida (2002)
Bu Frida Kahlo’nun (Salma Hayek’in canlandırdığı) gerçek hikayesidir. Film, Frida’nın düzensiz ve eksantrik kocası Diego Rivera (Alfred Molina) ile çalkantılı ilişkisini anlatıyor. Fakat film aynı zamanda onun olağanüstü mesleki başarılarına da odaklanıyor. Frida, sağlık problemlerinin üstesinden gelebilen, Meksika tarihinin en beğenilen sanatçılarından biri olmaya devam eden biridir.
O kalın kaşsız ve cilasız üst dudaklı portresi, feminizmin ikonik bir sembolü haline geldi. Julie Taymor’un biyografisi, sanatçıyı, aktivisti ve devrimciyi ortaya çıkarmak için bizi tuvalin arkasına götürüyor. Ayrıca başrolü de Selma Hayek üstleniyor.
20) Little Women (1994)
Feminizm, kadınlar erkeklerin yapabildikleri her şeyi yapabilir demek değildir, kadınlar istedikleri her şeyi yapabilir demektir. Ve Gillian Anderson’ın Louisa May Alcott’un romanından uyarladığı baş kahramanlar için bu, bir yazar, müzisyen, ev hanımı ve özgür ruh anlamına geliyor.
2019’un sonlarında gösterime girmesine rağmen, Little Women 2020’nin en dikkat çekici filmlerinden biri olarak güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Çarpıcı oyuncu kadrosunda Saoirse Ronan (Jo March), Emma Watson (Meg March), Laura Dern (Marmee March), Meryl Streep (Mart Teyze) ve daha ikonik kadınlar yer alıyor. Yapımcı Amy Pascal’ın bir röportajda söylediği gibi, “Bence Little Women her zaman gizlice yıkıcı bir hikaye.”
21) Mustang (2015)
Bir Türk köyünde, 5 yetim kız kardeş sıkı bir yönetim altında yaşarlar. Bu sırada, aile fertleri görücü usulü evliliklerini hazırlıyor. Mustang, daha önce gördüğünüz hiçbir filme benzemiyor. Hapishaneden kaçış filmi, bir sanat eseri draması ve bir peri masalı arasında bir geçiş gibidir. Ham, komik ve inanılmaz derecede dokunaklı. Söz konusu 5 kız kardeş; kabaca 12 ile 17 yaşları arasında, Türkiye’de bir köyde anneanneleriyle ve dayısıyla zorbalık gören öksüzlerdir. Filmin başlangıcında, bir grup çocukla denizde oyun oynarken, birbirlerinin omuzlarında otururken yakalanıyorlar. Büyükanneleri öğrendiğinde fahişe olduklarını haykırıyor.
En büyük üç kız,” bekaret testi “için hastaneye kaldırılır. Çünkü orta yaşlı bir erkek doktorun 14 yaşındaki bir kızın vajinasına spekulum sokması normaldir. Kızlar okuldan uzaklaştırılır, telefonlarına el konulur ve “bok rengi” çuval elbiseleri giymek zorunda kalırlar. Ev kilit altındadır ve büyükannenin her birini bir koca bulmasıyla bir “eş fabrikasına” dönüşür. Fakat bu komik ve akıllı kızlar, dünyanın onlardan olmasını istediği itaatkâr küçük farelerin tam tersidir. Hikayeyi anlatan, kaçış planını düzenleyen en genç, alçakgönüllü küçük Lale’dir (Günes Şensoy).
Deniz Gamze Ergüven’in 2015 Oscar adayı film için, zulüm gören 5 yetim kız ve Türk ataerkilini gözler önüne seren feminist bir film demek çok kolay. Ama film bundan daha fazlası. Ergüven’in kendi kişisel yorumu; Türkiye’de kadın olmanın ne anlama geldiğini gösteren bir film.
22) The Diary of a Teenage Girl (2015)
Film, 15 yaşındaki genç bir kızın hayatını konu alıyor. Minnie, çizmeyi, çizgi romanları okumayı çok sever. Ayrıca Minnie, yaşadıklarını ya da aklından geçen çılgınca düşünceleri bir kayıt cihazına günlük kaydeden gençtir. Tek cinsel deneyimi kendisinden yaşça büyük, annesinin erkek arkadaşı Monroe ile olmuştur. Bu andan itibaren bunun cinsel bir çekim mi yoksa aşk mı olduğunu sorgulamaya başlar.
23) Iron Jawed Angels (2004)
Altın Küre ödüllü film, kadınların oy hakkı hareketi için hayatlarını riske atan diğer kadınları anlatır. Aynı zamanda en iyi feminist filmlerden biri olarak da oyunuzu almalı. Üstelik filmin başrollerini Hilary Swank, Anjelica Huston ve Vera Farmiga’nın paylaşıyor. Bu kadınların, hemcinslerinin söz sahibi olmasını sağlamak için neler yaptığını görmelisiniz. İşkenceye ve hatta ölüme karşı ne kadar istekli oldukları dikkate değerdir.
24) Erin Brockovich (2000)
Film, sorumlu olmadığı bir araba kazasından sonra, nakit para ödeyen Erin Brockovich’i konu alıyor. Erin, bir şekilde avukatını onu hukuk firmasında tutmaya ikna eder. Hiçbir hukuk eğitimi almayan bu kadın, yerel halk arasında yıkıcı hastalıklara neden olan korkunç bir örtbas olayını keşfeder. Erin’i feminist filmlerde sıkça gördüğümüz Julia Roberts canlandırıyor. Film, kadınların gücünden ve bunun öneminden bahseden filmlerinden!
25) Fried Green Tomatoes (1992)
Tamamen içindeki gücü bulmakla ilgili bir film. Evelyn Couch (Kathy Bates), huzurevinde eksantrik yaşlı bir kadınla karşılaşır. Güçlü kadın arkadaşlığı hakkındaki hikayelerini dinler ve gelgite karşı yüzme cesaretini toplar. Bu hikayeler, Evelyn’i kendi hayatını daha iyi hale getirmeye teşvik eder.
26) All About My Mother (1999)
All About My Mother, Madrid’de yalnız yaşayan bir annenin hikayesini konu ediniyor. Oğlunu çok genç yaşta kaybeden Manuela, ebeveyn olmak, cinsel kimliğini keşfetmek gibi önemli konulara değiniyor. Hayat kadınlarından hemşireye kadar bizleri inanılmaz kıyafet dolapları bekliyor. Almodovar filmlerinde kullanılan yoğun renkler All About My Mother’da da kendini gösteriyor. Özellikle en güçlü renklerden biri olan kırmızı, var olmaya devam ediyor. Penelope Cruz’un eşarbını ve Cecilia Roth’un kırmızı paltosunu asla unutamayız! Ayrıca film, mizaha sahip olsa da, bir derinlik ve olgunluk da sergiliyor.
27) Battle of the Sexes (2017)
1973 yılında oynanan dünyanın bir numarası Billie Jean King ile eski şampiyon Bobby Riggs arasındaki tenis maçı tarihe “The Battle of the Sexes” olarak geçti. Bu muhteşem maç tüm zamanların en çok izlenen spor müsabakası oldu. Zamanın ruhunu yakalayıp, cinsiyet ayrımcılığı üzerine dünya çapında bir gündem yaratan bu müsabaka, aynı zamanda femisint hareketi de teşvik etti. Medyanın baskısı altında olan King ve Riggs, kort dışında çok daha kişisel ve kompleks sorunlarla uğraşıyorlardı. Eşinin de desteğiyle kurumlara karşı eşit ödemeler için savaşan King, aynı zamanda kendi cinsiyetiyle ilgili de boğuşmalar yaşıyordu. Bu arada Riggs de mirası ve şöhretini, eski zamanlardaki ihtişamını tekrar yaşamak için riske atıyordu. Billie ve Bobby birlikte; tenis kortlarının çok ötesine geçen bir şeye hizmet ettiler. Dünyanın dört bir yanında erkeklerle kadınlar arasındaki tartışmaları canlandıran bir kültürel gösteriye hizmet ettiler. Filmin başrollerinde Steve Carell ve Emma Stone yer alıyor.
28) Suffragette (2015)
Carey Mulligan, 1912’de Londra’nın doğusunda bir çamaşırhane işçisi olan Maud’dur. Maud, 24 yaşında ama yüzü yorgun ve kirli giysilerin üzerine terlemiş olan yıllardır. Başını eğip her sabah Kral’ın bir portresini selamlayan saygın ama muhafazakar Sonny ile evlidir. Çiftin küçük bir oğlu var.Oy için savaşmak Maud için ne anlam ifade eder? O Emmeline Pankhurst değil, tarih kitaplarında asla hakkında yazılmayacak. Neden risk alsın? Bir saat kadar sonra, tam olarak nedenini anlıyoruz. Maud, sistem tarafından iki kat daha fazla etkileniyor. Çünkü o fakir ve bir kadın.
Film, 20. yüzyılın başlarında Britanya’da geçer. Maud, kendisini siyasi aktivist Emmeline Pankhurst (Meryl Streep) tarafından harekete geçirilmiş bulur. Daha sonra her şeyi riske atan bir grup kadına katılır. Kadronun geri kalanı da mükemmel; Anne-Marie Duff ve Helena Bonham Carter yer alıyor. Filmde Mulligan’dan olağanüstü, ödüle layık bir performans göreceksiniz. Film onun gözlerinde oynuyor. Maud uyanıp sesini bulduğunda duyguların yüzünde titrediğini görüyorsunuz.
Üstelik film, bir asır sonra insanların kızlara hala ”sorun çıkarmayın, dikkat çekmeyin, iyi bir kız olun” söylemlerini vurguluyor. Ancak Bayan Pankhurst’ün balkon konuşmasında söylediği gibi; asi olmak köle olmaktan daha iyidir.
29) On the Basis of Sex (2018)
Film, hak eşitliği için mücadele eden Ruth Bader Ginsburg’ün ilham veren hayat hikayesini konu ediyor. Ruth Bader Ginsburg, başarılı bir avukattır. Erkeklerin ağırlıkta olduğu bir okuldan mezun olan Ruth, kocası Marty ile okul yıllarında tanışır. Hayatın birçok alanında hak eşitsizliği ile karşılaşan Ruth bu yolda zorlu bir hukuk mücadelesine girişir. Ruth, Anayasa Mahkemesi’nin uyguladığı bir cinsel eşitsizlik kararını bozdurmaya çalışmaktadır. Bu çığır açacak olan davada genç avukatın en büyük destekçisi ise kocası Marty’dir.
Filmde ayrıca, insan hakları savunucusu Ginsburg’ün kadın hakları için verdiği mücadele de ele alınıyor. Yönetmen koltuğunda Mimi Leder’ın oturduğu filmde Ruth Bader Ginsburg karakterine Felicity Jones hayat veriyor. Filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Armie Hammer, Justin Theroux, Kathy Bates gibi isimler de yer alıyor.
30) Lady Bird (2017)
Christine McPherson, namıdiğer “Uğur Böceği” dir. Christine her ne kadar annesi gibi olmamak için elinden geleni yapsa da başaramamıştır. Tıpkı annesi gibi olmuş bir gençtir. Uğur Böceği’nin hemşire olan annesi, eşinin işini kaybetmesinden sonra ailesini geçindirmek için yorulmak bilmeden çalışır. Lise son sınıfta okuyan Uğur Böceği’nin yaklaşan üniversite tercihinin yarattığı stresi izleyebilirsiniz. Ayrıca Uğur Böceği; ergenlik sorunları, sosyal hayatında yaşadığı zorluklar ve annesi ile arasındaki zıtlaşmalarla da uğraşır. Bunaldığı yaşantısından uzaklaşmak isteyen Christine, üniversite eğitimi için New York’a gitmeye çalışır.
Lady Bird filminin başrolünde Saoirse Ronan yer alıyor. Greta Gerwig’in ilk yönetmenlik denemesinin birden fazla Akademi Ödülü’ne aday gösterilmesinin bir nedeni var: Film bir vahiy. Gerwig’in senaryosu, insanların gerçekte konuşma şeklini ve ergenliğin gerçekte hissettiklerini yakalıyor. Yani ekranda oynanan senin kızlığın ya da kızının iç dünyası.
Film Netflix‘te de bulunuyor.
Yorumlar