Kasım ayının da gelmesi ile birlikte tıpkı dolaplarınızdaki yapılan değişiklikler gibi beslenme anlamında da önemli değişiklik yapma zamanı çoktan geldi.
Vücudumuz aslında bizim en önemli kıyafetimizdir, hayatımız boyunca ona çok iyi bakmalı önem göstermeliyiz. Hastalıklara karşı bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirip şimdiden önlemimizi almalıyız.
“Peki ya nasıl önlemler mi alacağım” mı diyorsunuz? O zaman yazının devamını mutlaka okumalısınız…
1. Su Tüketimi
Sıcak yaz günlerinde soğuk suları çok güzel içiyordunuz değil mi? Havaların yavaş yavaş soğumaya başladığı bu günlerde tahminimce su tüketimlerinde azalma olacak veya canınız istemeyecek belki de zorla içecekseniz.
Bu tip hava değişimleri su tüketim miktarını asla etkilememeli, gün içerisinde 2-2.5 litre / 10-12 bardak suyu mutlaka içmelisiniz.
2. Kahve/Çay Tüketimi
Soğuk havalar ve üşüme hissi bizde hemen sıcak içecekleri içip, içimizi ısıtmayı çağrıştırıyor ve haliyle tüketim miktarı da artıyor. Özellikle kahve, çay, yeşil çay kafein açısından zengin içeceklerdir. Kafeinin vücuttaki en önemli etkilerinden biri diüretik etkisi (vücuttan sıvı kaybı) ve susama isteğini azaltmasıdır.
Bu sebeple çay/kahve tüketimlerinde miktarı abartmamalı, her çay/kahve içtikten sonrada 1 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Çünkü vücuttan kaybedilen sıvı mutlaka su ile yerine koyulmalıdır.
3. C Vitamini
Hastalıklara karşı alınacak önlemlerin başında C vitamini geliyor. Mandalina, portakal, greyfurt, limon, karnabahar, brokoli, yeşil biber ve kiwi C vitaminin zengin kaynaklarıdır. Günlük beslenmenizde bu besinlere mutlaka yer vermelisiniz.
4. Kuşburnu
C vitamini demişken kuşburnundan bahsetmemek olmaz. Özellikle kuşburnu çayı tüketimi soğuk havalarda içimizi ısıtmak ve C vitamini almak için oldukça güzel bir bitki çayı alternatifidir.
5. Balık
Sonbahar demek aynı zamanda av yasağının kalktığını ve balık sezonunun açıldığının göstergesi. Balık diyince aklımıza hemen omega-3 ‘den zengin olduğu gelir ama aynı zamanda iyot, çinko, fosfor, selenyum, iyi kalitede protein, A, D ve B12 vitaminlerini de içerir. İçerdiği omega-3 iler beraber, koroner kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon gibi birçok kronik hastalığının oluşmasını önlemektedir.
Sağlığımız için bu kadar faydalı bir besini haftada 1-2 kere mutlaka tüketmeli alışkanlık haline getirmeliyiz. Balık tüketirken taze olması kadar diğer bir önemli konuda pişirme tekniğidir. En sağlıklı pişirme teknikleri; fırınlama, ızgara ve buğulamadır. Bu yöntemlerle pişirmeden önce üzerine de baharatlar eklendiğinde hem besin değeri artar hem de lezzeti. Yağda kızartmakta bir yöntemdir fakat bu şekilde hem kalorisi artar hem de besin değerinde kayıplar görülür.
6. Fiziksel Aktivite
Havaların soğumasıyla beraber günlük aktivitelerde azalma, ev kuşu olma ihtimali artıyor. Lütfen buna izin vermeyin. Biraz daha sıkı giyinip günlük yürüyüşleri yapabilirsiniz. Dünya Sağlık Örgütü’nün(WHO) de önerdiği gibi haftada en az 150 dakika fiziksel aktivite mutlaka yapmalısınız.
7. Tatlı İsteğinin Artması
Sıcak havalarda canımız çok bir şey istemezken artık üşümeye de başlıyorsak vücudumuz da daha çok enerji istiyor demektir. Tatlılar özellikle gözümüze daha güzel görünüyor, böyle zamanlarda iradenize hakim olmalı, tüketim sıklığına ve porsiyon kontrolüne dikkat etmelisiniz.
Dikkat edilmediği zamanlarda bir de günlük fiziksel aktivitelerinizde azalmalar oluyorsa, kilo almak kaçınılmaz olabilir. Ve tabiki de bunların önüne geçmekte sizin elinizde.
8. En Önemli Madde
Sağlıklı ve dengeli beslenmek, vücudumuza iyi bakmak, sporumuzu yapmak mevsimlik değil ömür boyu olmalı. Unutma kendine en iyi bakacak kişi yine sensin!
Yorumlar