Viyana tam anlamıyla kültür şehri, orası doğru. Bir müzeyi bir gün boyunca gezsen yine olur. Peki ya yemek? Şehir kültürünün bir parçası olan eski kafeler, restoranlar benim için tıpkı müzeler gibi bir keşif noktası.
Viyana’da yemek deyince akla ilk şinitzel; şinitzel deyince de herkesin aklına ilk Figlmüller geliyor. Önünde kuyruklar olan bu tarihi mekan lezzet bakımından çok iyi olmasına rağmen bana turistik geldi. Sadece güzel bir deneyimdi; bu sebeple gidecekseniz önerim gitmeden online rezervasyon yapıp ilk restoranında yani Wollzeile’de bulunan minik yerde yemeniz. Özellikle patates salatasını da söylemeyi unutmayın.
Lokal ve İyi Şinitzel Arayışı
Şinitzele geri dönersek biraz daha gizli kalan çok iyi yerler olmalı diye düşünüyorum.
Bu noktada Figlmüller’in benim için hem lokal hem lezzet bakımından alternatifi yine tarihi ortamıyla ön planda olan Schnitzelwirt. Burası aslında pek de gizli kalmış değil, oldukça yoğun bir restoran. Neaubau bölgesinde bulunan bu restoran birçok gurme yazarının ve lokallerin önerileriyle Viyana’nın uygun fiyatlı en iyi alternatiflerinden biri olarak sayılıyor. Yine patates diyeceğim ama patates salatasını sipariş vermeden kalkmayın, bir de aç gidin. Nedenini gidince göreceksiniz.
Tatlı Krizleri
Diğer meşhur tatlarsa Sacher Torte ve Apfelstrudel. Gönlüm Sacher Torte’yi hemen geçip Apfelstrudel’e gelmek istiyor. Sacher Hotel oldukça turistik bir kafe olduğundan yine tarihi bir pastane olan Kuk Hofzuckerbacker L. Heiner’de denemeyi tercih ettik. Sacher Torte 1832 yılında Prens Franz Sacher tarafından yaratıldığından bu yana bize ulaştığını düşününce saygım artsa da kayısı reçeli, çikolata uyumu lezzetli ancak biraz kuru bir kek olduğunu söylerim; bizim anne keklerini tercih eder, konuyu uzatmadan applestrudel’e geçmek isterim.
Özellikle sıcak vanilya sosuyla sergilenen bu lezzet şöleni her tatta insanı gülümseten cinsten. Elmanın hafif ekşiliği şekerin tatlılığı vanilyayla buluşunca işte bu diyorsunuz.
Hızlı ve Lezzetli
En iyi sokak lezzeti dersek adım başı görmeye alışık olduğumuz sosisçiler. Yerken en iyisi olduğunu düşündüğüm Opera binasının karşısında bulunan Bitzinger’de Käsekrainer yemeden dönmeyin. Almancada peynir anlamına gelen Käse’den gelen bu sosisli şimdi adından da anlaşıldığı gibi erimiş peynir dolgulu. Ekstra ketçap, hardal ile ya ekmek arası ya da tabakta tercih edebiliyorsunuz.
Öğle atıştırmalığı içinse Viyana’nın geleneksel öğle yemeği tercihlerinden biri olan açık sandviçi yıllardır kült olan Trzesniewski’de deneyimleyebilirsiniz. Polonya doğumlu Franciszek Trzesniewski’nin Krakow’daki işini 1902 yılında Viyana’ya getirmesiyle başlayan bu mekan Stephansplatz’ın hemen yakınında Dorotheergasse sokağında bulunuyor. O zaman amaç iki ısırakta biten, birayla iyi giden hızlı ve lezzetli bir atıştırmalık yaratmaktı. Böylelikle günümüze kadar uzanan bu gelenek taze tam buğday bir ekmek üzerine bezelye ezmesi, mantar, somon, yumurta, domates, krem peynir gibi kombinlerle tamamlanıyor.
Bira içinse keyifli bir pub olan 1516 Brewing Company, bira patatesin dibine vurup ekranda maç izleyip keyifli sohbetlere açık! Ayrıca Supersense Cafe’de akşamları bar gündüzleri kahve içebileceğiniz cool bir mekan ayrıca cafenin dışında defterler, vintage kameralar, plakları keşfedebilir alışveriş yapabilirsiniz.
İyi Kahvenin Peşinde
Kahve konusuna gelirsek Cafe Central, Cafe Sperl gibi geleneksel Viyana kahvecileri dekorasyonu ve tarihi hissetmek için mükemmel bir deneyim. Ancak iyi kahve peşindeyseniz buraları maalesef yanlış adres. Buralarda çay içmeyi tercih edip, fondaki piyanonun, tarihi dokuların tadını çıkarmayı her zaman tercih ederim.
İyi kahveye gelirsek de KaffeMik, Coffee Pirates, Balthasar Coffee, Kaffefabrik, Cafe Couture şehrin en iyi üçüncü nesil kahve dükkanlarından.
Şekerleme ve çikolata için Bonbons Neubaugasse mağazasını gezmeniz, içerideki her şeyin çikolata ve şeker olduğunu unutmamanız dileğiyle.
Afiyet olsun!
Yorumlar