Beamish Museum: Kuzeyin "Yaşayan" Müzesi

Bugün sizi Kuzey İngiltere tarihinin derinliklerine doğru bir geziye çıkartacağım. İngiltere’nin Durham kentinde bulunan Beamish Museum, 1.4 km’lik geniş bir alana yayılmış açık hava müzesi. “Yaşayan ve çalışan müze” sloganıyla ziyaretçilerini ağırlayan bu eski dönem geleneksel ve tarihi İngiliz kasabasında çok keyifli vakit geçireceğinize eminim.

Küçük bir hatırlatma: kış aylarında giderseniz sıkı giyinmeyi unutmayın!

Müze, 1970 yılında Dr. Frank Atkinson tarafından kurulduğundan beri her yıl daha da büyüyerek faaliyetlerine devam ediyor. Her köşesi tarihi bir film karesini andıran Beamish, 1820’ler, 1900’ler ve 1940’ların kuzeydoğu İngiltere’sine merakı olan herkesin “gezilecek yerler” listesinde birinci sıraya alması gereken bir yer desem bence abartmış olmam. 1 sene boyunca geçerli olan yetişkin bilet fiyatları 20 sterlin. Bir günde her yeri görmeye zamanınız ya da ayaklarınızın dermanı yetmezse tekrar ziyaret edebilirsiniz.

The Equality Act

Beamish Museum: Kuzeyin "Yaşayan" Müzesi — Beamish Museum: Kuzeyin “Yaşayan” Müzesi

2017 verilerine göre 215 erkek 215 kadın olarak toplam 450 çalışanı olan bu topluluğun en çok hoşuma giden özelliklerinden biri de The Equality Act anlayışını benimsemiş olması. Yani çalışanlar arasında cinsiyet eşitliğini destekliyor ve her çalışanının cinsiyet fark etmeksizin eşit ücret ve haklar altında çalışmasını sağlıyor. Tam ilham alınası!

Tarihin Büyülü Atmosferi

Müzede gördüğünüz her şey tarihin gerçek bir parçası. Eston şehrinden tuğla tuğla taşınıp tekrar inşa edilen kiliseden, çift katlı klasik İngiliz otobüslerine kadar… Adım attığınız her evde ya da binada geleneksel kıyafetlerle sizi karşılayan çalışanlardan tarihi hikayeleri dinlemek ise apayrı bir keyif. Hele şömine de yanıyorsa…

Kar Yağınca Ayrı Bir Güzel

Eğer siz de benim gibi tam bir yeni yıl ve kar aşığı iseniz müzeyi kesinlikle “xmas” zamanı ziyaret etmelisiniz. Ren geyiklerini besleyip, buz pateni yapabilir, sıcak şarabınızı içerken koro tarafından söylenen Christmas şarkılarına eşlik edebilirsiniz.

Beş Çayı Molası

Uzun yürüyüşlerinizin ardından 1900’lerden kalan “Tea Rooms” kısmında soluklanıp, yerel tarifler ile hazırlanmış lezzetli yemekleri tadabilirsiniz.

Ayrıca bu sevimli fırından, Edward Dönemi’ndenki geleneksel tarifler ile taze taze pişirilen ekmeklerden ve enfes kokulu kurabiyelerden almadan ayrılmayın! Söz veriyorum kuyrukta beklediğinize değecek.

Etkinlik Takvimini Kontrol Edin

Bütün sene boyunca farklı aktiviteler düzenlemeleri ise müzenin her daim heyecanlı kalmasını sağlıyor. Seyahat tarihinizi ayarlamadan önce bu takvimlere göz atmanızı tavsiye ederim. Mesela eski araçlara ilginiz varsa geçiş töreni yapıldığı dönemde ziyaret edebilirsiniz. Hatta ekstra ücret karşılığında 1900’lerden kalma bir buharlı lokomotif kullanmayı öğrenebilirsiniz bile.