Italya denince ilk akla gelen şehirlerden biri Bolonya olmasa da, kendisinin bilenleri arasında sessiz sedasız bir ünü var. 3 sıfat ile şehri özetlemişler: “La Dotta”, “La Rossa”& “La Grassa”.
“La Dotta” yani “bilgili” denmesinin sebebi 1088 yılında Dünya’nın ilk üniversitesinin bu şehirde kurulmuş olması. Dante, Tasso, Re Enzo bu üniversiteden yolu geçenlerden sadece birkaçı. “La Rossa” ise “Kırmızı” demek. Bunun da birkaç sebebi var: şehrin solcu politikası, pencerelerin dışındaki kırmızı / pastel rengi perdeleri ve terracota rengindeki eski binaları.
Beni en çok ilgilendiren sıfatı ise “La Grassa” oldu. Yani “Şişman Olan” J Bolonya mutfağı hem ilgiyi hem de övgüleri hakediyor. Kenarda köşede kalmış ufacık bir trattoriada/osteriada hiç beklemeyeceğin bir lezzet bulabiliyorsun. Italyan mutfağına bayılan biri olarak açıkça söyleyebilirim ki hayatımdaki en güzel bolonezi de risottoyu da Bolonya’da yedim.
Bolonya’nın top 5’i aşağıda:
Osteria dell’Orsa
Burası universiteli ve biraz salaş bir yer. Bolonezi ile meşhur. Fakat Bolonez diyince aklına bizdeki domates salçalı, kıymalı spaghetti gelmesin. Bolonez aslen “ragu” ismi verilen bir sosla yapılıyor, içinde domates yok denilecek kadar az ve mutlaka tagliatelle ile servis ediliyor.
Ben aynı zamanda içi ricotta dolgulu raviolisine de bayıldım.
Ristorante da Cesari
Da Cesari hoş ve elegan bir Italyan restaurantı, buraya akşam gitmeni tavsiye ederim. Menüsü oldukça zengin, biz 6 kişi olduğumuz için herşeyden ortaya söyledik. Fotoğraftakiler trüflü ravioli, balkabak dolgulu ravioli, steak tartar ve et suyu içindeki tortellini.
Fotoğrafta olmasa da tatlı olarak balkabağı sorbesini mutlaka denemen lazım! Masaya geldiği gibi tükendiği için fotoğrafı yok.
Da Fabio
Bolonya tatilinin tartışmasız en mutlu eden restaurantı. Gitmeden rezervasyon yaptır ve mümkünse kalabalık bir ekiple git. Menü fix, her öğün masaya istediğin kadar geliyor. Favorim kesinlikle enginarlı risotto oldu.
Tatlıda ise masa tam anlamıyla “donatılıyor”. Koca bir kase mascarpone, bir küp içinde sıcak çikolata ve taze yapılmış vanilyalı dondurmayı masaya bırakıp gidiyorlar. Sonra kaselerin dibini kaşıklıyorsun.
Ristorante Scacco Matto
Scacco Matto, Michelin rehberinde olan bir restaurant. Biraz şehirin merkezinin dışında ama yolunu öğlen o tarafa düşürebilirsin. Dönerken de merkeze yürüyüp, yediklerini yakarsın.
Tadılması gereken lezzetleri var: Balkabaklı ravioli (hem içi hem de dışı balkabağından yapılmıştı), kremalı ve patatesli Morina balığı (püre gibi olan) ve siyah mürekkep balığı & ekşi mandalinalı spagetti.
Osteria Bartolini
Bolonya’da 2 günden fazla kalırsan, makarna dışında bir alternatife yönelebilirsin. Burda karşına yeni nesil bir Italyan lokantası çıkıyor, kendisi deniz mahsülleri ile meşhur. Kızartılmış karışık deniz mahsülleri ve kum midyelerini baya beğendik.
Bonus: Tamburini
Tamburini 1932’den beri açık olan bir şarküteri. Yemek aşıkları için lunapark da diyebiliriz. Tadım menüsü var, birkaç tabak söyleyip önce tadına bak sonra seninle eve gelecek şanslı peynirleri paketlet!
Aşağıdaki haritada restaurantları pinledim.
Yolun Bolonya’ya düşerse, denediğin yerleri yorum bırakmayı unutma 🙂
Yorumlar