Bu tatilin planı bundan 3 yıl önce bir blogda Kefalonya Zakynthos’tan bir kareyi görmemle oluştu aslında. O inanılmaz mavi renkteki denizde yüzme hayali gitgide büyüdü, şekillendi ve İyonya Denizi’ndeki adalarla tanıştığımız yolculuk başlamış oldu. Planların çıkış noktası Zakynthos olsa da konaklayacağımız adayı Kefalonya olarak belirledik; iyi ki de öyle yaptık. Merkezi Kefalonya alarak çevre adaları da ziyaret ettiğimiz bu seyahat kesinlikle yaptığım en iyi yaz keşiflerinden biriydi.
Yunanistan’ın İtalya’ya bakan kıyılarında yer alan bu adalara nasıl ulaşılır, adalarda neler yapılır, ne yenilir içilir yani kısacası yolun buralara düştüğünde neleri denemen lazımın cevabı bu yazıda saklı. En az Ege suları kadar müthiş ve berrak bu sularda yüzerken garanti veriyorum kendini antik çağlarda hissedecek bir huzur bulacaksın!
Kefalonya’ya Ulaşım
Kefalonya’ya ulaşmak için birkaç alternatif var. İlk bakışta zahmetli gibi görünse de Bozcaada’ya varmak kadar kolay aslında ve o yolun sonuna öyle bir değiyor aktarmaların çok da bir önemi kalmıyor. Öncelikle yapmanız gereken kısa bir uçuşun ardından Atina’ya varmak. Gerisini de zamanlarını programlı şekilde ayarlarsan çok kolay.
- Alternatif: Atina’dan bir iç hat aktarması yaparak Kefalonya’ya uçakla gitmek. Uçuş yaklaşık 1 saat sürüyor. Eğer son dakikaya bırakırsan bu iç hat uçuşunun maliyeti bayağı yüksek oluyor; önceden ayarlaman gerek.
- Alternatif: Bu bizim kullanmış olduğumuz varış şekliydi, yani karayolu + feribot seçeneği. Atina’ya vardıktan sonra havaalanından araba kiralıyorsun öncelikle. Zaten adaların hepsinde arabaya ihtiyacınız olacağından sorunu Atina’da çözmüş olacaksın. Arabaya atladıktan sonra navigasyonu da hazırlayarak limana doğru yol alıyorsun. Kefalonya’ya feribotla geçeceğin iki adet liman bulunuyor: Kyllini ve Patras. İlk limanda giderseniz ikinci seçenek olan Patra’ya göre karayolu biraz daha kısa, feribot yolculuğu biraz daha uzun oluyor. Feribotların kalkış saatlerine göre rotanı ayarlayabilirsin. Atina’dan sonra yaklaşık 6 saat içinde adaya varmış olacaksın.
- Alternatif: Eğer araba kullanmak istemiyorsan Atina’dan KTEL isimli otobüsler doğrudan adaya ulaştırıyor. En az 6 saatlik bir yol sürüyor yine. Adada da araba kiralama seçenekleri mevcut.
Adada Nerede Kalınır?
Kefalonya oldukça büyük bir ada ve kalacağın bölgeyi seçerken biraz stratejik davranmak gerekiyor. Şöyle ki; ada yolları ana yollardan çıktığınızda virajli ve bir yerden bir yere varmak bazen çok uzun sürebiliyor. İyonya Denizi’ndeki komşu adalara gitmek için feribotlara binmen gerekiyor ve bu da devamlı limanlara gireceksin demektir. Hem merkezi ve hareketli bir nokta olsun, hem de ada içi ulaşımı sağlamak kolay olsun dersen Argostoli bölgesini tavsiye ederim. Şehir merkezi kabul edilen bu bölge pek çok iyi restorana, bara ve otele ev sahipliği yapıyor. Bunun dışında Sami ve Fiskardo da kalmak için çok güzel yerler ama özellikle Fiskardo adanın bayağı uç noktasından olduğundan bunu bilmekte fayda var. Renkli evleri ve doğal güzelliği ile Fiskardo tüm bölgelerden açık ara önde.
Otel tavsiyesi olarak da hiç düşünmeden kaldığımız oteli önereceğim. Online rezervasyon sitesinde yeni bir otel olduğu için bir tane bile hakkında yorum yoktu ama risk alarak burada kalmaya karar verdik ve bingo! Müthiş bir kadının ev sahipliğinde uzun zamandır yaşamadığımız türden bir misafirperverlik yaşadık. İsmi Suites & The City ve sahibi Tety’nin inanılmaz ilgisi ile hem adada çok güzel yerleri keşfettik hem de Kefalonya’dan tatlı bir arkadaşa sahip olduk. Aslında Los Angeles’ta yaşayan genç bir oyuncu kendisi ama yaz aylarında aile işletmesinin başına geçiyor. Eğer biraz daha butik bir otelde kalayım dersen yine bu defa aynı ailenin Lassi tarafındaki Thalassa Boutique Hotel’i öneririm.
Kumsallar, Ziyaret Edilecek Bölgeler
Kefalonya tek kelimeyle cennet kelimesinin Yunan adalarındaki karşılığı sanırım. Bakir ve bozulmamış koylar, dibi görünen cam gibi bir deniz, her yerinizi sarıp sarmalayan zeytin ağaçları ile yaşanması gereken bir deneyim. Özellikle “gidip görmeyi denemen lazım” diyeceğim kumsallar ve bölgeler şöyle:
- Myrtos Beach: Kefalonya denince ilk akla gelen, her kartpostala görsel olmuş ve ünü yıllardır Yunan kumsalları listesinde zirvede olan bu kumsal uzun, dik ve uçurumlu bir yolun sonunda sizi bekliyor. Dağın eteklerini inerken göreceğin manzara karşısında nefesin kesilecek; o yüzden mutlaka dur ve o görüntüyü fotoğrafla. Sonrasında ise beni antik çağlarda yolculuğa çıkardığına inandığım o müthiş sulara kendini bırak. Myrtos’ta henüz bir tesis bulunmuyor. Tamamen doğanın nimetleri ile iç içe olacağın bu kumsalda uzun kalmaya niyetliysen su, şemsiye ve hatta minik şezlong gibi ihtiyaçlarını yanında getirmelisin.
- Antisamos Beach: Myrtos’a yarım saat kadar mesafede olan bu kumsal adada ziyaret ettiklerimiz arasında gelişmiş tesisleri olan nadir kumsallardandı. Giriş ücretsiz ve koy tek kelimeyle nefis. Bizim pek sevdiğimiz Mojito Beach Bar’da hafif ve yormayan müzikler, konforlu plaj ve nefis kokteyller var. Özellikle mastikalı mojito favorimiz oldu.
- Emblisi Beach: Fiskardo yakınlarındaki bu plaj yine harika bir koya sahip. Küçük bir koy ama doğal taşların arasında oluşmuş bu minik koy epey keyifli. Taşların üzerine havlunu atıp yayılabilirsin, güneşlenmeyi sevenler için ideal. Birkaç saat burada geçirip sonrasında yakınlardaki Foki Beach’i keşfedebilirsin.
- Petani Beach: Upuzun bir koyda yer alan Petani’ye ulaşırken yine harika bir manzara ile karşılaşacaksın. Aşağı vardığında da içinden çıkmak istemeyeceğin bir deniz seni bekliyor olacak. Bu koyda Antisamos’takiler kadar olmasa da irili ufaklı tesisler mevcut. Giriş için 5-6 Euro civarı bir ücret alıyorlar.
- Melissani Caves: Kefalonya’nın Myrtos’tan sonraki ünlenmiş bölgesi olan Melissani bir mağara bölgesi. 7 Euro gibi bir giriş ücretiyle mağaranın su seviyesini iniyor ve sonrasında sandallara binerek 10-15 dakika kadar gezdiriliyorsun. İçeride ilginç bir akustik ve ışık oyunları var. Vaktin varsa uğramak keyifli olur.
Komşu Adalara Geçiş
Kefalonya’da konaklarken günübirlik olarak geçebileceğin müthiş adalar var. Hepsinin kalkış limanları farklı olabiliyor; önceden araştırmak faydalı olur. Arabalı binecek şekilde bilet almak geçeceğin adada işini kolaylaştıracak. Zakytnhos, Lefkada ve İthaki 1 günlük ziyaret etmeye uygun yakın adalar. Bir de en kuzeydeki Korfu adası var ama aktarmasız gitmek mümkün değil ve gidince de orada kalmak gerekiyor. Biz Lefkada feribotunda arabaya yer kalmadığı için gidemedik ama Zakynthos ve İthaki’de pek güzel yerler keşfettik. Neler dersen;
- Zakynthos’a gittiğinde Shipwreck veya Navagio Beach olarak da bilineni batık bir geminin karaya vurduğu kumsal ilk gidilecek yerler arasında. Aslında çok kalabalık bir koy ve deniz anlamında çok daha iyi yerler de var. Yine de batık bir gemiyi yakından görmek enteresan. Navagio’ya ulaşmak için deniz yolu tek seçenek o sebepten adaya varınca öncelikle Potamitis Brothers’ı buluyorsun. Potamitis’in tekne turları ile yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra batık gemiye varabilirsin. Yol boyunca Blue Caves’in ışık oyunları ile ilginç bir mavi renge bürünmüş mağaralarını görebilir ve hatta durup yüzebilirsin.
- Biz 1 gün için Zakynthos’a gittiğimizden girebildiğimiz kadar koydan denize girdik. Xigia Beach, Makrys Gialos Beach ve Ammos Beach Bar’a uğradık. Ammos ağaçların altında hamakta yayılmak için ideal, hem de atıştırmak için seçenek bol.
- İthaki minik ama bir o kadar da sevimli bir ada. Hatta bir daha yolum İyonya’ya düştüğünde mutlaka 1 gece kalmak istediğim bir ada. School of Homer yani Homeros’un Okulu’nun olduğu bu adada antik çağ kavramını gerçekten de yaşıyorsunuz. Homeros’a varmak isterseniz yolun sonuna kadar bizim gibi arabayla gitmeye çalışma. Yol kötüleşince arabayı kenara çekip yürümeni tavsiye ederim zira bizim dönüşümüz bayağı eziyetli oldu.
- Adanın en güzel koyu kesinlikle Filiatro. Hippilik ruhunu tam anlamıyla hissettiğimiz Filiatro Beach’te yine o İyonya’nın müthiş turkuaz denizi ve serin ağaç gölgeleri bulunuyor. Kocaman bir minibüsün içinde de onlarca çeşit bira satılıyor bir köşede. Daha ne istenir ki? Ağaçların altı biraz karıncalı ama doğayla öyle iç içesiniz ki hiç rahatsız olmuyorsunuz bundan.
Kefalonya’da Yeme-İçme
Yunan mutfağına ve uzonun birleştirici etkisine güven. Lezzetler çoğunlukla seni yanıltmayacak ve Türkiye’den geldiğini duyduklarında ayrı bir zevkle sana servis verecekler. Bizi çok seviyorlar; sen de onları çok seveceksin.
- Sabah kahvaltısında sağlıklı seçenekler istiyorsan Argostoli’deki Farm Out’un nefis chia pudingini,
- Bol pancakeli, baconlu ve yumurtalı bir kahvaltı için Fiskardo’daki Melina Patisserie’nin lezzetlerini
- Salaş bir akşam yemeği için adanın Asos bölgesine inmeni ve Portofino’yu andıran kıyısında ilk gördüğün balıkçıya oturup kalamar, ahtapot ve bira keyfi yapmayı,
- Casa Grec’in harika bir şekilde dekore edilmiş arka bahçesinde oturup Yunan mutfağının modern tatlarına bakmayı ve özellikle saganaki yemeyi,
- Namı adanın dışına taşmış restoran Tassia’nın şarap ve sarımsak soslu ahtapotunu,
- Kiani Akti’de belki de adanın en iyi deniz mahsüllerini,
- Antisamos’un mastikalı mojitosunu,
- Argostoli’nin buluşma noktası olan Baroque Bar’da yine mastikalı ne kadar kokteyl varsa tadına bakmayı,
- Ve tabii her gittiğin yerde uzo içmeyi mutlaka denemen lazım!
Kefalonya sana çılgın kalabalıktan ve gece hayatından uzak bir tatil vaat ediyor. El değmemiş, bozulmamış koylar, tertemiz bir deniz, lezzetine doyulmaz mezeler arıyorsan ve bunları uygun fiyatlara deneyimlemek istiyorsan bu ada kesinlikle aradığın yer. Hayat burada sakin, stres yok, kaos yok ve bolca huzur var. En kısa zamanda rotana İyonya Denizi’nde yer alan adaları alıp, keşfe çıkmalısın!
Diğer öneriler için sevgili Neyzen‘in yazısına da göz atabilirsiniz!
Yorumlar