Doğma büyüme Ankara’lı bir insan olarak kabul etmeliyim ki, gezip görülmek için ilk sıralarda yer almıyor kurak şehrimiz. Başkent olması nedeniyle bürokratik ağırlığı, cadde ve sokakların üzerine yığılıyor, kışın soğuk...
Etkinlik planlarının yapıldığı Kasım ayında da; hafta sonları ve mesai bitimleri iple çekiliyor. Havaların giderek erken kararmasına inat sinema, tiyatro, konser ve sergiler ile dolu upuzun günler bizi bekliyor. Not...
Sonbaharın gelişi ile şehir aktiviteleri hızını artırarak gerçekleşmeye devam ediyor. Fakat her yıl Sonbaharın simgesi olan öyle bir Festival var ki; Yürüdüğümüz yolların çıktığı konserler, caz müziğin birleştirici...
Havalar yavaş yavaş serinliyor, gün erken kararmaya başlıyor ve tabii evlerde geçireceğimiz süreler de artıyor. Kış yaklaşırken hafta içi akşamları çöken yorgunluğu daha kolay atlatabilmek ve evde kalmayı tercih...
Sonbahar kendini göstermeye başlasa da, şehrin gitgide hareketlenen etkinlik ajandası serinleyen havalara inat enerjimizi yüksek tutuyor. Bu ay bizi bekleyen şahane konserler, sergiler, atölyeler ve sahne gösterileriyle...
Kahvaltısı, doğası, İnceburun’u ve mantısı ile “Karadeniz, Trabzon ve Rize’den ibaret değilmiş” dedirten bir şehirden bahsetmek istiyorum. Lezzet garantili sonbahar önerimiz bu defa Türkiye’nin en kuzey ucundan...
Fikir olarak glamping kavramından ortaya çıkan bir “ütopyayla” tanışmaya ne dersiniz? Öncelikli olarak Avrupa’da hızla yaygınlaşan Türkiye’de de farklı örneklerini deneyimleyebileceğiniz “glamping”in sözlük anlamı...
Güncel Etkinlik Takvimi için tıklayın. Havalar sıcaklığını hissettirse de yavaş yavaş sonbahara girmeye hazırlanıyoruz. Yaz mevsimi keyifli, eğlenceli ve tatillerle dolu olsa da şehrin tadı gerçek anlamda Eylül ayında...
Uzun zamandır deniz tatili yapmadığım için bu kadar nutkumun tutulduğu bir “coğrafya” olduğunu hatırlamıyorum. Siz deyin abartı ben diyeyim hayranlık, Güney Fransa sahilleri, yani meşhur “French Riviera”yı benim gibi...