Lise – Üniversite yıllarımda hunharca okuduğum Ayrıntı’nın underground edebiyat serisi sebebiyle; Seattle kafamın bir köşesinde yer etti. Bunda Kurt Cobain’in ve Pearl Jam’in etkisi yok değil. Bunu artık ne kadar dillendirdiysem sevgiliden yıl dönümüne özel sürprizli bir Seattle tatil hediyesi aldım. Sürpriz olduğu için de maalesef araştırma yapmadan gittim ve oranın yerlisi gibi takılmaktan çok bir turistin yapacağı her şeyi yaptım.
Bu sebeple bu yazı Seattle’da başlıca yapılması gerekenleri içeriyor, ona göre;
Öncelikle Seattle’ın sembolü Space Needle’a çıkmalı. Hem bu şehre yukardan bakmak için harika bir fırsat. Şehir ve kule hakkında bilgi sahibi olurken, Elvis Presley, JFK, Jonh Travolta, Demi Moore, Bruce Lee gibi pek ünlü isimlerin ziyaretinden fotoğraflar da görebilirsiniz. Kulenin barı da var, oturup bu miss manzara karşısında bir şeyler içmeli.
Şehri tepeden görebileceğiniz bir diğer nokta ise Kerry Park. Burada o pek bilindik Seattle Skyline’nını ve hep karlı Mount Rainier Dağı’nı görebilirsiniz. Parkın etrafındaki bir hayli lüks evlere de göz gezdirmeli.
Çok bulutlu ve gri Seattle havasına rağmen west coast’u buram buram hissedeceğiniz Seattle Center Fountain benim favorilerimden. Bikini ve mayolarıyla çeşme başında oturanlar, kitap okuyanlar, su altında eğlenen çocuklar, hiç kesilmeyen müzik, sonrasında çıkan gökkuşağı beni bir hayli heyecanlandırdı.
Space Needle’ın hemen yanı başındaki Chihuly Garden and Glass’ı da denemeniz lazım. Sanırım kendisi “cam ile neler yapılabilir?”in dünyadaki en harika cevabı. Amerikalı cam sanatçısı Dale Chihuly’nin ağzınızı açık bırakacak cam enstalasyonlarını fotoğraflamaya doyamayacaksınız.
Seattle’da mimarisi ve renkleriyle ilginizi hemen çekecek EMP Müzesi listeye eklenmeli. Özellikle popüler müzik ve popüler kültürle içli dışlıysanız buraya bayılacaksınız. 2000 yılında Microsoft’un kurucularından Paul Allen tarafından kurulan müzede; Kurt Cobain’in sahnede parçaladığı ilk gitarından müthiş bir Jimi Hendrix seçkisine, bağımsız oyunun devriminden en ünlü fantastik filmlerin kostümlerine kadar birçok şey görebilir, onlar hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Seattle denilince akla müzikten sonra bağımsız kitap dükkanları geliyor. Hatta öyle ki burada 2 Mayıs’ta “Independent Bookstore Day” adı altında bir sürü etkinlik düzenleniyor. Kitap okumaları, yazar söyleşileri vs. En bilindik kitap dükkanı da Elliot Bay Book Company. Bu devasa dükkanı ziyaret etmeli, içindeki kafede oturup demlenmeli.
Space Needle’dan sonra başka bir sembolü daha var Seattle’ın; Great Wheel! 53.3 metre yüksekliğine sahip bu dönme dolapta günü batırmak gibisi yok!
Şimdi geldik Pike Place Market‘e. Bizim Balık Pazar’ının Seattle’daki karşılığı. Çok daha hareketlisi tabii. Balıkları birbirine atan amcalar, meyveleri denemeniz için ısrar eden abiler, miss kokulu çiçekler, sokak müzisyenleri, elinde kamerası eksik olmayan turistler… Şehrin en kalabalık noktası burası. Üstelik bu koca marketin içindeki leziz restoranlar da karın doyurabilirsiniz.
Seattle Art Museum bir sonraki rotanız olsun! Burada Mark Rothko, Donald Jump, Andy Warhol, Jackson Pollock gibi dünyaca ünlü çağdaş sanatçıların eserlerini yakından görebilirsiniz.
Son olarak; Seattle’ın olağanüstü güzel, rengarenk gün batımlarına hazır olun. Instagram’da No Filter hastagiyle paylaşacağınız bir sürü fotoğraf çıkabilir. Bknz;
Nerede Yenilir, Nerede İçilir?
Craftworks Coffee ve La Marzocco Space Needle’e yürüme mesafesindeki nefis 3rd wave kahvecilerden. Craftworks’ün sadeliğine, La Marzocco’nun müziklerine ve şahane atmosferine bayıldım.
Şehirdeki en iyi kahveciler tabii ki bitmedi! Stroyville, Public Place Market’in hemen karşısındaki en stil sahibi mekanlardan. Slate Coffee Roasters ise palmiyeleri, duvardaki tabloları, ahşap sandalyeleriyle size 70’lerin California’sına götürüp getirecek türden.
Place Pigalle ise nefis Great Wheel ve iskele manzarasıyla romantik akşam yemeğinize mekan olabilir.
Tabelası olmayan Pink Door ise İtalyan mutfağının şehirdeki en iyi adreslerinden. Özellikle dekorasyonuna mest oldum.
Olur da Kerry Park’a giderseniz Shiki Japanesse aklınızda olsun. Mahalle mekanı gibi herkesin birbirini tanıdığı, yemelere doymayacağınız suşilerin, sakeleriyle felekten bir gece çalacağınız bu mekana puanım tam.
Pike Place Market’in içinde yer alan Matt’s ise şehir keşifleriniz sırasında mükemmel mola vermelik bir mekan. İster karın doyurmaya isterseniz de pek yıldızlı kokteyllerinden içmeye gidin. Burada rezervasyon şart.
Peki ya barlar? Bathtub Gin & Co.Canon, Sun Liquor, The Upstairs, E. Smith Mercantile, Percy’s & Co. Seattle’ı denemeniz lazım.
Önemli birkaç bilgi:
- *Seattle dört mevsimde de yağmuru bol olan bir şehir. Giderken yanınızda şemsiye ya da yağmurluk bulundurmalı.
- *Konaklamada ister şehir içinde ister şehrin dışında olun fark etmez çünkü ulaşım konusunda epey gelişmiş.
- *Yukarıdaki aktivitelerin çoğunu city pass ile daha uygun fiyata getirebilirsiniz. Bu sebeple şehre ayak basar basmaz önce city pass almalı.
- *Seattle’da marihuana satışı yasal. Her ne kadar sokakta içmek yasak olsa da her yerde kokusunu alırsanız şaşırmayın.
- *Şehir deniz ürünlü yemekleriyle epey popüler. Bu sebeple gitmişken bol bol kalamar, balık, midye, ahtapot yiyin.
Yorumlar