Enfes aromalarını ve kahve ritüeline getirdiği keyfi çok sevdiğimiz Nespresso’dan bizi mutlu eden bir haber var. Dünyadaki farklı kültürlerin kahve içim ritüellerinden esinlenerek geliştirilen World Explorations serisine yeni bir seçki eklendi; Istanbul Espresso!
İstanbul’a aşık bir ekip olarak Nespresso’nun yeni kapsülü İstanbul’u yudumlarken #İçindeİstanbulVar dediklerimize ışınlandık.
Gözlerimiz kapattığımız anda kendimizi öncelikle vapurda bulduk. Çünkü vapurla bir yakadan diğerine geçmeden, martıları ve şehrin silüetini izlemeden İstanbul bizce eksik kalır. Kadıköy – Karaköy vapuruna binip martılarla bir yolculuk sonrası Karaköy’e ulaştık.
Rıhtıma vardığımız gibi Bankalar Caddesi’ne doğru yola düştük. Osmanlı döneminin finans merkezini oluşturan bu tarihi cadde nostaljik binaları, yürüyenleri Galata’ya bağlayan sokakları ve eski hanlarıyla halen ruhunu korumaya devam ediyor.
Eski sokaklarından birinden şehrin simge yapılarından Galata Kulesi’ne doğru tırmandık. Kuledibi çevresindeki her sokak bambaşka bir güzelliğe ve tarihe evsahipliği yapıyor. Bizim favorimiz ise Serdar-ı Ekrem Sokağı. İstanbul’un en özel apartmanlarından biri olan Doğan Apartmanı’nın da bulunduğu bu sokaktan yürümek Galata’nın kalbine inmek gibi.
İstiklal’in kıymetlileri #İçindeİstanbulVar
Galata’nın mimari güzelliklerini arkamızda bırakıp sokakları biraz daha tırmanıyoruz ve işte İstiklal Caddesi’ndeyiz. Hayatımızın en özel ve güzel anılarına sahne olmuş bu caddede yürüdüğümüz zaman gerçekten de İstanbul’da olduğumuzu hissediyoruz. Sırtımızı Tünel’e verip de yürümeye devam ettiğimizde her bir eski yapı birer hikaye anlatıyor adeta. St. Antuan Katolik Kilisesi ve Santa Maria Draperis Kilisesi’nin heybetli görüntülerine kapılmamak elde değil. Hemen ziyaret ettik ve bir kez daha mimari görkemlerine hayran kaldık.
Buralara gelmişken Suriye Pasajı’na uğramamak olmaz. Neoklasik cephesi, içindeki irili ufaklı dükkanları, birbirine köprüyle bağlanan binalarıyla bu pasajda dolaşmak biraz da zaman yolculuğu yapmak gibi. Türkiye’nin bilinen ilk sineması olan Santral Sineması da 1911 yılında bu binada açılmış. Böyle bir ilke ev sahipliği yaptığı için gerçekten özel bir yere sahip.
Asmalımescit sokaklarından geçerek Pera’ya doğru devam ediyoruz. Her bina birbirinden güzel ve tarihi. Meşrutiyet Caddesi’ne çıktığımız anda başımız hep yukarılarda yürüyoruz çünkü her seferinde binaların bambaşka güzellikteki mimari detaylarını yakalıyoruz.
Kadıköy’den başlayıp Beyoğlu’nun kalbine indik ve işte yeniden evdeyiz. Şimdi İstanbul Espresso’nun kadifemsi aroması eşliğinde kitaplarımız arasında kayboluyoruz.
Yorumlar