denemenlazım
Bu sene ısıtmaya geç başlayan güneş, bahar aylarına dair gezip tozma hayallerimizi biraz sekteye uğrattı. Neyse ki öngörülü bir tavırla, ilkbaharda hayatımıza girecek yeni yabancı diziler‘in listesini çıkarıp kendimize rota belirleyerek sefamızı sürebildik.
Şimdiyse yaz, resmen kapımızda! Deniz, kum ve güneş yaz denkleminin olmazsa olmazları olsalar da şehirde geçirdiğimiz sıcak günlerin sayısı daha bir fazla. O halde biz de yazın denklemini şehre uyarlayalım. Serin sular yerine farklı hikayelerin içine dalıp, güneşin değil de tanışacağımız yeni karakterlerin ışığına kapılalım.
Karşınızda 2019 yazının denklemini bozacak yeni yabancı diziler ve yeni sezonlarıyla devam edenler…
Chernobyl | 6 Mayıs
Adından da anlaşılacağı üzere Ukrayna’daki Çernobil felaketini merkezine alan yeni HBO dizisi, yaşanan felaketin öncesini ve sonrasını tüyler ürpertici bir gerçeklikle seyirciye yansıtan çarpıcı bir dizi.
Neyle karşılaşacağını bilmeden ölüme giden onca insanın ve felaketin ardından patlayıcı maddelerin Avrupa’ya yayılmasını önlemeye çalışan diğer bir grup insanın çabasına tanık olmak halihazırda etkileyici. Ancak dizinin senaristi Craig Mazin’in yarattığı hikaye ve yönetmen Johan Renck’in oluşturduğu olağanüstü görselliğin de hakkını yememek lazım.
5 bölümden oluşan mini dizi Chernobyl, 6 Mayıs’ta yayına başladı. Hala izlemediyseniz, elinizi çabuk tutun.
State of the Union | 6 Mayıs
State of the Union, Louise ve Tom’un hikayesine odaklanıyor. 15 yıldır evli olan bu çift ilişkilerini arap saçına çevirmiş durumda. Louise, huzurevi benzeri bir kurumda çalışan bir doktor. Tom ise bir müzik yazarı. Kültür seviyesi yüksek, eğitimli bu çiftin ilişkisi Louise’in Tom’u aldatmasıyla zarar görüyor. Louise yasak ilişkisini bitirmiş olsa da Tom neden aldatıldığını öğrenme ihtiyacı içinde. E haliyle, çift terapisine başlıyorlar. Dizimizde bu noktada başlıyor zaten.
10’ar dakikalık bölümlerden oluşan bu komedi dizisi ilişkilerin anatomisini bir güzel çıkarıyor. Rosamund Pike ile Chris O’Dowd oyunculukları ile de izlenilmeyi hak ediyor.
Fleabag | 17 Mayıs
Altı bölümden oluşan İngiliz komedisi Fleabag daha ilk bölümü ile yüzünüze tokat gibi çarpan bir dizi. Trajikomik janrının hakkını veren Fleabag, Londra’nın orta sınıfına mensup, garip bir aileye sahip, parasız ve yalnız; üzerine bir de en yakın arkadaşını kazada kaybeden Fleabag’ın güldürürken hüzünlendiren hikayesini anlatıyor.
Dördüncü duvarı kırmada oldukça başarılı olan dizinin komedi ve dram dozajı ise tam ağzınıza layık. İzleyicisi ile sağlam bir empati kurmayı başaran Fleabag’ı yazan, oynayan ve televizyona uyarlayan ise tek bir isim: Phoebe Waller-Bridge.
Catch-22 | 17 Mayıs
Yayına başlamasına gün saydığımız Catch-22 nihayet bizlerle! ER dizisinden yıllar sonra beyaz ekranda izleme fırsatı bulacağımız George Clooney diziyi izlemek için yeterli bir sebep olsa da Catch-22’yi radarımıza almamızın tek sebebi sevgili Clooney değil. Rol arkadaşları Hugh Laurie, Kyle Chandler ve Christopher Abbott’u da unutmamak gerek.
Sadece oyuncu kadrosu değil, hikayesi de güçlü olan Catch-22, askerlik görevini bitirmesi için gereken uçuş sayısını doldurmasına rağmen uçuşları sürekli arttırılan Yossarian’ın ordudan ayrılma çabalarını anlatıyor. 6 bölümlük mini dizi, 17 Mayıs itibariyle Hulu’daki yerini aldı. Hemen tüketin!
Good Omens | 31 Mayıs
Son zamanlardaki işleriyl kendisine dikkat kesilmemizi sağlayan Amazon Prime’ın fantastik dizisi Good Omens, hem kamera arkasındaki hem de önündeki isimlerle senenin en çok beklenen yapımlarından biri.
Çağımızın en ünlü fantastik yazarlarından Neil Gainman’ın kaleminden çıkan Good Omens, Michael Sheen, David Tennant, Frances McDormand ve kalbimizi eritecek bir şeytan tasviri yaratacağına oldukça emin olduğumuz Benedict Cumberbatch’i bir araya getiriyor.
2018’de kopan bir kıyamettin öncesine odaklanan dizi 31 Mayıs’ta bizlerle.
When They See Us | 31 Mayıs
Çoğumuz için gerçek hikayelerden etkilenmemek çok zordur. Yine de insanın kalbine dokunacak ve gerçekten kendi başına gelmişçesine hikayesini hissettirebilecek bir iş ortaya koymak çok daha zordur. Ava DuVernay ve Netflix’in iş birliği ile, 1989’da New York Central Park’ta yaşanan bir tecavüz olayından dolayı haksız yere suçlanan beş siyahi gencin dava sürecini konu alan mini dizi When They See Us işte bu zoru başaran bir dizi.
Amerikan adalet sistemi üzerinden dünyadaki adalete geniş perspektifte bakmanızı sağlayan When They See Us, Martin Luther King biyografisi Selma ile sinema dünyasında büyük çıkış yakalayan Ava DuVernay’in kalitesini bir kez daha ortaya koyarken başarılı oyunculuklar ise diziyi daha bir izlenesi kılıyor.
The Handmaid’s Tale | 5 Haziran
İlk iki sezonuyla büyük başarı kazanan ve hayranlarının kalbindeki yeri iyice sağlamlaştıran Hulu dizisi The Handmaid’s Tale’in yeni sezonu, nihayet geliyor. 13 bölümden oluşacak 3. sezon, June’un Gilead rejimine isyanını ve mücadelesini anlatacak.
Elisabeth Moss’un başrolde parladığı The Handmaid’s Tale’e 5 Haziran’da ekranda.
Black Mirror | 5 Haziran
Bandersnatch ile hayranlarına sıra dışı bir dizi deneyimi yaşatarak ağızlarına bal çalan Black Mirror, 5. sezonu ile alışkın olduğumuz haliyle sahalara dönüyor. Bu sefer bizi nasıl bir tekinsiz geleceğin hikayeleri bekliyor bilmiyoruz, ama davetli listesi baya iddialı.
Anthony Mackie, Miley Cyrus, Yahya Abdul-Mateen II, Topher Grace, Damson Idris, Andrew Scott, Nicole Beharie, Pom Klementieff, Angourie Rice, Madison Davenport ve Ludi Lin gibi saymakla bitmeyen bir kadroyla bağıra çağıra gelen Black Mirror, 5 Haziran’da 3 adet bölümüyle bizlerle.
Big Little Lies | 9 Haziran
Hem Emmy hem de Altın Küre ödüllünü kapan dizi Big Little Lies, 9 Haziran’da yeni sezonu ile geri dönüyor. Nicole Kidman, Reese Witherspoon, Shailene Woodley, Zoe Kravitz ve Laura Dern ile zaten kadro kalitesini zirvede tutan diziye Meryl Streep’in katılacak olması ise nefesleri tutma sebebi.
Pose | 11 Haziran
1987 yılında başlayan hikayesine, sosyal ve edebi zenginlikle dolu New York atmosferini sahne eden Pose’un ikinci sezonu 11 Haziran’da başlıyor. Toplumun farklı segmentlerinin hayatına odaklanan, balo kültürü ve Drag Show’larıyla izleyicisine bambaşka dünyaların kapısını açmayı layığıyla başaran Pose yine Netflix’te.
Younger | 12 Haziran
Bir anda bekâr kalan, iş hayatına geri dönmeye çalışan ama 40 yaşında bir kadın olarak hayata sıfırdan başlamanın zorluğuyla boğuşan Liza’nın hikayesi 6. sezonuyla kaldığı yerden devam ediyor. Sex and the City’nin yaratıcısı Darren Star’ın imzasını taşıyan Younger, gençlik ateşini 12 Haziran’da bir daha yakacak.
City on a Hill | 16 Haziran
Ben Affleck ve Matt Damon ikilisinin kimyasının ne kadar iyi tuttuğunu 1997 yılında En İyi Orijinal Senaryo Oscarı’nı kazandıkları Good Will Hunting’den hatırlarsınız. Birlikte çok iyi işler yapmalarını gerçek hayatta sıkı dost olmalarına bağladığımız Affleck ve Damon, aralarındaki uyumu o yıldan beri yaptıkları işlerle bizimle de paylaşmayı bırakmadılar. Dolayısıyla, ikilinin son projesi olan City on a Hill’in de başarı grafiklerini düşürmeyeceklerini gönül rahatlığıyla ön görebiliriz.
Bu sefer yapımcılığa soyunarak kamera önünde değil de arkasında yer alan ikilinin dizisi City on a Hill, yozlaşmanın, yolsuzluğun ve ırkçılığın gündelik yaşamın bir parçası haline geldiği, şiddetli suçlarla dolu 90’ların Boston şehrini mesken tutuyor. Bölge savcısı Decourcy Ward ile bir FBI ajanı olan Jackie Rhodes’un kurduğu sıra dışı ittifaka odaklanacak dizinin oyuncu kadrosu ise baya bir iddialı. Anmamız gereken isimlerin başında Kevin Bacon, Aldis Hodge, Jonathan Tucker, Mark O’Brien, Amanda Clayton, Jere Shea, Kevin Chapman, Cathy Moriarty, Rory Culkin ve Jill Hennessy var.
Showtime’da City on a Hill ile tanışacağınız tarih 16 Temmuz, buluşma adresiniz ise Showtime.
Euphoria | 16 Haziran
2011 yapımı Another Happy Day ve ardından Bill Skarsgård’lı gerilim filmi Assassination Nation’la prestijini sağlama alan Sam Levinson’ın ilk televizyon macerası Euphoria, daha yayınlanmadan medyayı meşgul etmeye başladı bile.
Diziye karşı ilginin sebeplerinden ilki hem kamera önündeki hem de arkasındaki güçlü isimler. Disney Channel’in sinema dünyasına son kıyağı Zendaya’ya başrol koltuğunu emanet eden Euphoria’nın yapımcıları arasında ünlü şarkıcı Drake ve menajeri Future the Prince bulunuyor. Dizinin medyaya konu olmasının diğer nedeni ise, konu itibariyle 13 Reasons Why’a benzeyip benzemediğine dair başlayan dedikodular.
Bir grup lise öğrencisinin kimlik arayışı, travma, seks, sosyal medya, uyuşturucu, aşk ve dostluk gibi kavramlarla imtihanına odaklanan aynı isimli İsrail dizisinden uyarlanan Euphoria’nın notunu vermek için 16 Haziran‘a kadar bekleyeceğiz.
Dark | 21 Haziran
Netflix’in ilk Almanca dizisi Dark, Stranger Things’in yokluğunu bir güzel doldurmuş ve bizi zaman, mekan ve uzayın gizemli yollarıyla tanıştırmıştı. 1 yıllık uzun bir aranın ardından kafa karıştırmasına hasret kaldığımız Dark’ın ikinci sezonu nihayet geliyor. Takviminizde 21 Haziran’ı işaretleyin.
The Loudest Voice | 30 Haziran
Russell Crowe’un oyunculuk dersi vermesi muhtemel yeni dizisi The Loudest Voice, Fox News’un kurucusu Roger Ailes’in hayatını konu ediyor. Haliyle Crowe, Ailes’in ta kendisi.
Cumhuriyetçilere yakınlığıyla bilinen, Fox News’u ABD’nin en çok izlenen kanallarından birine dönüştürmesi, Donald Trump’ın yükselişinin arkasındaki en kilit isimlerden biri olarak bilinmesi ve ölümünden bir süre önce hakkında cinsel taciz suçlamaları çıkması derken, izlenilesi bir diziye meze olan Ailes’in hayatını 30 Haziran’da Showtime’da izlemeye başlayabilirsiniz.
Stranger Things | 4 Temmuz
Stranger Things’in bir önceki sezonunun üzerinden yıllar geçmiş gibi hissediyorsanız yalnız değilsiniz. Oldukça uzun bir ara vererek bizi kendisine hasret bırakan nostaljik korku hikayemize 4 Temmuz’da kaldığımız yerden devam edeceğiz. Elimizde büyüyüp serpilen ekibi, 1985 yılında ziyaret edeceğimiz 3. sezon 8 bölümü ile Netflix’te olacak.
Casa de Papel | 19 Temmuz
Álex Pina tarafından İspanya televizyonu için yaratılan, fakat Netflix’e geçişiyle tüm dünyayı etkisi altına almayı başaran Casa de Papel, 19 Temmuz’da geri dönüyor. İspanya tarihinin en büyük hırsızlık operasyonuna bizi dahil eden dizinin geri dönmesine günler kala hep bir ağızdan şarkımızı söylemeye başlayabiliriz. Ciao bella!
The Boys | 26 Temmuz
Çizgi roman uyarlamaları ve süper kahraman filmlerinin altın çağını yaşadığı son yıllarda Amazon ortaya dağıtılan elleri görüyor ve The Boys ile arttırıyor. Fakat elbette ki The Boys, alışılagelmiş süper kahraman hikayelerinden epeyce farklı.
Çizgi roman dünyasının ekrana uyarlanması en zor serileri arasında gösterilen Preacher‘ın televizyon uyarlamasının altından başarıyla kalkan Garth Ennis ve Darick Robertson‘ın yazar ekibinde olması diziye dair umutları filizlendirmek için yeterli bir sebep.
Şöhretin tadına varınca kendini bozmuş, dünyaya yarardan çok zararı dokunan yozlaşmış süper kahramanları düzene sokmak ve hatta gerekirse ortadan kaldırmak için CIA önderliğinde kurulan The Boys isimli ekibin hikayesini anlatan dizinin süper kahraman meselesinin rengini değiştireceği ise ortada. Emin olmak içinse 26 Temmuz’u beklememiz gerekecek.
Four Weddings and a Funeral | 31 Temmuz
Four Weddings and a Funeral vakti zamanında büyük fırtınalar koparmıştı. Başrolü Hugh Grant’ı dünyaya tanıtan film, İngiliz sinemasının da ada sınırlarını aşmasını sağlamıştı. Bu yaz ise zamanının hiti Four Weddings and a Funeral’ı beyaz perde değil de beyaz ekranda izleyeceğiz.
Dizinin konusu elbette ki filmle paralel. Londra’da bir düğün için yeniden bir araya gelen dört eski arkadaşın baştan kurulan ilişkilerini, dostlukları, aşkları ve pişmanlıklarını Hulu’nun gözünden izleyeceğimiz dizinin baş rollerinde Zoe Boyle, Nathalie Emmanuel, Matt Warburton, Nikesh Patel, Rebecca Rittenhouse ve John Paul Reynolds var.
Filmle aynı hikayeyi taşıyan ilk sezon 10 bölümü ile 31 Temmuz’da Hulu’da yayına başlayacak. Antoloji türündeki dizi onayı kaparsa diğer sezonlarda farklı karakterlere odaklanarak hayatına devam edecek.
Beverly Hills 90210 – They’re back | 7 Ağustos
1990-2000 yılları arasında yayınlanan 10 sezonu ile bir dönemi kasıp kavuran gençlik draması Beverly Hills, 90210 ekranlara geri dönüyor, hem de tam kadro! Ancak orijinal Beverly Hills kadrosu dizideki karakterlerini değil dizide oynayan oyuncular olarak kendilerini canlandıracak. Olsun, biz böylesine de razıyız…
Nostalji damarınız basacak mini dizinin yayın tarihi 7 Ağustos.
Mindhunter | 16 Ağustos
Mindhunter bize FBI’ın seri katil kavramı ile nasıl tanıştığını ve bir katil ile empati kurup suçlu psikolojisini çözerek suçun önüne geçebileceklerini nasıl çözdüğünü anlatan sıra dışı bir hikayeye sahip. Sıra dışı dediysek kurmaca değil. Joe Penhall’ın yaratıcısı olduğu dizi emekli FBI ajanı John E. Douglas’ın 1995’te yayınlanan ve gerçek hikayelerden oluşan Mindhunter: Inside the FBI’s Elite Serial Crime Unit kitabından uyarlama. Haliyle dizide işlenen katillerin, isimlerinden işledikleri suçlara kadar hepsi gerçek.
1977 yılında geçen dizinin ilk sezonu, Holden Ford ve Bill Tench adlı iki FBI ajanı ve psikolog Wendy Carr’ın mahkûm olmuş seri katillerin psikolojilerini anlayabilmek amacıyla gerçekleştirdikleri sorgulamaları merkeze almıştı. Ağustos ayında yayınlanan ikinci sezonda ise 1979-1981 yılları arasında gerçekleşen Atlanta çocuk cinayetleri dosyasına odaklanıyor ve bir katilin anatomisini derinlemesine çıkarıyoruz.
Sinem Çelik
Yorumlar