Zeytin ve zeytinyağı cenneti. Girit’ten gelen mübadillerin bu topraklara gelmesiyle tarihin izlerini hala içinde barındıran huzurlu bir ada Cunda… Böylesine çeşitliliğin getirdiği zenginlik mutfağına da yansımış elbette.
Giritlilerin getirdiği lezzetler ile Kuzey Ege mutfağı buluşunca ortaya çıkan mezeler sadece yemek diyerek geçilecek türden değil. Her çatalda tarihin dokusunu da hissedebileceğimiz bir sentez aslında.
Adada kahvaltı, tatlı, kahve, rakı, balık, meze, alkollü içecekler için birçok seçenek mevcut. Ben sizlerle en beğendiklerimi, yeni keşfettiklerimi ve müdavimi olduklarımı paylaştım. Umarım beğenirsiniz. Okuyup gidenler olursa bana da yorumlarını bırakırsa çok mutlu olurum.
Ayna Cunda
Daracık Cunda sokaklarının arasında karşınıza neler çıkacağını merakla beklerken gözlerinizi dikkatle Rum evlerine odaklayın.
Yüksek tavanlı, kapısı penceresi ardına kadar açık, efil efil sallınan perdelerin arasından iki dev ayna, pastel tonlarla donatılmış bir mekân ve rengarenk çiçekli ahşap masalar görürseniz bilin ki Ayna Cunda’dasınız.
Ege coğrafyasının sunduğu güzelliklerin farkındalığı ile tüketmek yerine üretmek düşüncesini kendilerine amaç edinen Ayna Cunda ekibi doğanın verdiklerini en kaliteli şekilde misafirlerine gösterme çabasında. Tabaklar doğalın himayesi altında hazırlanıp sofraları donatırken kadehler her lokmanın tadını doyasıya çıkarmak için kaldırılıyor.
Sabah, öğle, akşam ve tatlı olmak üzere menüdeki her lezzet birbiriyle yarışıyor. Mevsimine uygun sebze meyveler özellikle tercih edilirken yerel ürün seçimi önem kazanıyor. Buraya gelip yemek yerken içiniz rahat olsun çünkü önünüze konan tabakların hiçbirinde katkı maddesi bulunmuyor. Tüm pişirme süreçlerinde sadece Ayvalık sızma zeytinyağını hatırlatmakta fayda var.
İçinize huzur dolduran, kendinizi gitmekten alıkoyamadığınız mekanlar vardır. Ayna Cunda’nın da bundan böyle sizi iyi hissettiren yerlerin arasına gireceğine eminim. Sarmaşıkların altında oturup kahve içmek mi yaz akşamlarına eşlik eden ışıklı terasında kadeh kaldırmak mı daha keyifli seçmek zor.
Burayı özel yapan tatlılardan şaraplı armut tatlısı, lavantalı limonlu cheesecake’i, muhallebisi ve lavantalı limonatasını tatmadan dönmeyin. Yemekler ise her daim yenilendiği için sabit bir öneri sunmak zor. Hangi mevsim giderseniz gidin pişman olmayacağınızı bilerek anın keyfini doyasıya çıkarın.
Adres: Çarşı Caddesi, No:22, Cunda/Ayvalık
Orman Coffee & Cocktail Cunda
Cunda’ya gelindiyse kapısını tıklatmanız gereken bir yer var. Kendisi hem mis kokulu kahveleri hem hiç tatmadığınız deneysel kokteylleri ile bilinen Orman Cunda. Yaklaşık yüz yıldır ayakta kalan bir yapının restorasyonu sonucu 2016 yılında açılan Orman Cunda birbirinden üretken ve içten çalışanları, keyiften dört köşe yapan ortamına ek her sene yenilenen menüsü ve tatlıları ile Nisan-Ekim arası kapılarını açıyor. Aynı zamanda kafe olmanın ötesinde etkinlik, atölyeler, parti ve organizasyonlar ile de adanın gözdesi.
İçeri girince hissedilen tropikal iklim iliklerinize işleyecek. Sanki buz mavisi denizden çıkmışsınız da fondaki müziklere eşlik edip hangi kokteyli içsem diye aşırı keyif dolu bir seçim arifesinde bulacaksınız kendinizi.
Burada sıcak-soğuk her türlü kahveyi bulmanız mümkün. Kahvelere lezzet katmak isteyenlere farklı aromalar da sunuluyor. Meyveli smoothieler, el yapımı limonatalar, milkshakeler en tazesinden servis edilmekte. Kahveyle beraber en tatlısından yancılar da var elbet. Raw brownie, şekersiz-unsuz kurabiyeler, yulaflı lezzetler hafif öğün tercih edenler için uygun.
Cunda Adası’nın ilk kokteyl barı olarak açılan Orman Coffee & Cocktail, bilinenlerin de dışında birçok farklı seçeneği beraberinde getiriyor. Baharatlarla tatlandırılan, mevsimine uygun meyvelerin olduğu, el yapımı şuruplarla zenginleştirilen bir menü düşünün. Zencefil, kumkuat, mürver şurubu, nane, satsuma, çörek otu yağı gibi malzemelerle hazırlanan bardakların tadını hayal edebilirsiniz.
Tüm bu leziz tatların yanı sıra doğaya saygılı, üretim bilinciyle çalışan, sadeliğe ve kaliteye duyarlı sahipleri ve çalışanlarının olması bizi buraya daha çok çekiyor. Gündüz sakin bir kafe, akşamları müzikle coşacağınız eğlenceli bir bar arayanlar için adanın en iyisi!
Üstelik tüm bu kokteyller içinde vegan olanları bulmak mümkün. Daha ne olsun!
Adres: Namık Kemal Mahallesi, Hayat Caddesi, No:8, Cunda/Ayvalık
Vino Şarap Evi
Sıcak da olsa güneşi doyasıya hissetmek, deniz kokusunu içimize çekmek, doğayla ve tarihi evlerle iç içe olmak Cunda’nın tadını çıkarmaya yetiyor. Sarmaşıklarla kaplanmış iki taş binanın arasında tahta masalarla, renkli saksılarla, kendine has mutfağıyla, sakin sokağıyla, fonda çalan Fransız müzikleriyle Vino Şarap Evi adeta bir film karesini anımsatıyor bana.
Burayı özel kılan ise “likörleri”. Likörün insan hayatına dahil olması şifalı iksirler olmasından gelmekte. Zamanla sanayileşen düzenle beraber eski reçetelere verilen özen azalmış. Ev likörü ise başka bir dünya. Ermeniler ve Rumların ellerinde hayat bulmuş ev likörü. Bu insanların göç etmeleriyle beraber likör geleneği de unutulmaya yüz tutmuş.
Vino Şarap Evi, 18 çeşitten fazla kendi üretimi ev yapımı liköre sahip. Bu şekilde köklü bir kültür olan likörü bugün bizlere en kaliteli şekilde sunmaya devam ediyorlar. Likör sevmeyen ben, böğürtlen likörünü deneyince daha önce içtiklerimin lezzetsiz olduğunu fark ettim. Marifet likörde değil, onu üretendeymiş.
Sahibi Reyhan Yaman’ın yazdığı Likör Hikayeleri kitabı Can Yayınları’ndan yayınlanmış. Reyhan Hanım’ın liköre olan tutkusunu ve emeğini görmek ve buraya gelmek için harika bir sebep.
Sokaktaki masalardan birine kuruluni önce enginarlı, baklalı mezeler ile salatalarından sipariş edin. Yanına da buz gibi ev yapımı beyaz şaraplardan alın. Günün yoğunluğunu bu sakin sokakta dingin bir şekilde çalan müzikler, diğer misafirlerin tatlı sohbeti eşliğinde tamamlayın. Elbette yemekler bitip yeteri kadar kadeh tokuşturduktan sonra kalkmadan önce mutlaka likör menüsünden birkaç çeşit söyleyip tadım yapın. Bu işin kitabını yazmışlar sözüne cuk oturuyor Vino!
Adres: Mithat Paşa Mah. Cumhuriyet Cad. No: 8, Cunda Adası/Ayvalık
Ma’adra Vineyards
Bu yazı Cunda lezzet rehberi olarak hazırlanmışsa da bonus olarak buraya yer vermemek haksızlık olurdu. Gömeç’e bağlı olan Ma’adra Vineyards, Tanrıça Ma’nın sarmaladığı Ma’adra Dağları’ndan gelen eşsiz tatlarıyla buralara kadar gelenlere benden şahane bir öneri olsun.
Kıvrıla kıvrıla yol aldığımız dağların eteklerinde yeşile, ağaca, güneşe, denize, yansıyan ışıklara, soluduğumuz temiz havaya hayran kalarak sevdiğimi şarkılar eşliğinde tepeye tırmandık.
Mitolojik hikayelere yuva olan Ege’de, görkemli hali ve verimli toprakları ile antik zaman halkları tarafından onurlandırılmış ana tanrıça Ma’nın kocasının ismini almış olan Ma’adra dağlarının büyüleyici manzarasındaki Ma’adra Vineyards‘a ulaştık. Girişteki şarap şişesi şeklindeki taşlarla yapılan yol girmeden bizi hayran bıraktı kendisine.
İçeri girip şömineyi ve rahat koltukları görünce buraya kışın gelip çıtır çıtır ateş başında keyif yapalım diye de aklımızın bir köşeye yazdım. En can alıcı kısım veranda şeklinde dizayn edilmiş bahçe kısmı. Alabildiğine üzüm bağlarının ardından tepelerin gözüktüğü nefes kesen bir deniz manzarası. Anın tadını doyasıya çıkarıp güneşin yer değiştirmesiyle unutulmaz fotolar çekme fırsatımız oldu.
Dağın eteklerinde yetişen üzümler hemen yan tarafta inşa edilen üretim merkezinde belli süreçlerden geçip Ma’adra markası ile şişeleniyor. Böylece en taze ve kaliteli şekilde tüketiciye ulaşabiliyor. Biz beyaz şarapla başlayıp rose’ye geçiş yaptık. Hepsi de birbirinden aromatik ve lezzetliydi. Menüsü çok büyük değil. Ana yemek konsepti olarak düşünmeyin burayı. Başrolde kesinlikle şarap var! Bizim tercihimiz peynir tabağı oldu. Pizza, makarna, salata gibi seçenekler de bulabilirsiniz.
Peynir tabağı yanına dilediğiniz şaraplardan tadım yapabilir, oldukça uygun fiyata Merlot, Chardonnay, Cabarnet Sauvignon ya da Syrah kupajı alabilirsiniz (Marketlerden bu kaliteye böyle şaraplar almanız güç. Özellikle günümüzde alkollü içkilere gelen zamları düşünürsek)
Manzarası nefes kesici, kelimelerden ziyade gidip güneşi batırmanız, içinize havayı, doğayı, tarihi çekmeniz gerek. Bolca da hayal kurun. Bu yazıyı okuyup giderseniz de beni anarsınız artık.
Adres: Kobaşlar Köyü Mevki Gömeç/Balıkesir
Yorumlar